9. Hukuk Dairesi 2011/14988 E. , 2013/18886 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA :Davacı, asıl dava ile fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram genel tatil ücreti, yıllık ücretli izin ve ücret alacaklarının ödetilmesine, birleşen davası ile kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla mesai ücreti, hafta tatili üceti ile ulusal bayram genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 08.08.2002 tarihinde davalı kooperatifte çalışmaya başladığını, 31.05.2006 tarihinde emekli olduğunu, ancak ara vermeden çalışmasına devam ettiğini ve halen çalıştığı geceleri bekçi gündüzleri ise düz işçi gibi 24. saat çalıştırılan müvekkiline yıllık ücretli izin kullandırılmadığı gibi hafta tatili ve genel tatillerde de çalıştırıldığını, ayrıca 14 aylık ücretinin verilmediğini, söz konusu haklarının verilmesi için davalı kooperatif başkanlığına 18.07.2007 tarihli ihtarnamenin gönderildiğini ve bu ihtarnamenin 28.07.2007 tarihinde tebliğ edildiğini cevaben gönderilen ihtarnamede ise taleplerin reddedildiğini, müvekkilinin çalışmadığının ileri sürüldüğünü belirterek bahisle fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram genel tatil ücreti, yıllık ücretli izin ve ücret talebinde bulunmuştur.
Birleşen ... 1.İş Mahkemesi"nin 2008/52 Esas sayılı dava dosyasında ise davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatifte bekçi-site görevlisi olarak çalışmakta iken işine son verildiğini, yasal haklarının ödenmediğini iddia ederek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla çalışma alacağı, hafta tatil alacağı ve bayram ve resmi tatil günleri ücretinin tahsilini talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın haksız ve kötü ve niyetli açıldığını, davacının günde 24 saat çalıştığı iddiasının tutarlı olmadığı ve hayatın gerçekleriyle bağdaşmadığını, davacının gece bekçisi olarak çalıştırıldığını, gündüzleri çalıştırılmadığını, ancak davacının bazı kooperatif üyeleriyle anlaşarak onların işi yaptığını, müvekkili
kooperatifi üyeleriyle anlaşarak onların işini yaptığı bu çalışmasının müvekkili kooperatifin emir ve talimatlarıyla gerçekleşmediğini, davacının açıklanan çalışmaları gündüzleri kooperatifin işlerini yapmış gibi aksettirmesinin kabul edilmemesi gerektiğini, davacının çalıştığı dönemlere ait tüm haklarını aldığını, konuyla ilgili tüm ödeme belgelerinin kooperatif idaresinde bulunduğunu, bu belgelerin mahkemeye sunulması durumunda gerçeklerin ortaya çıkacağını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davalının iş sözleşmesini fesihte haksız olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu"nun 5 inci maddesi uyarınca, iş mahkemelerinde açılacak her dava, açıldığı tarihte dava olunanın Türk Medeni Kanunu gereğince ikametgâhı sayılan yer mahkemesinde bakılabileceği gibi, işçinin işini yaptığı yer mahkemesinde de bakılabilir. Bunlara aykırı sözleşme geçerli değildir.
İş mahkemesinin görevi kapsamında bulunan bir dava, dava tarihinde davalının ikametgâhının bulunduğu veya işçinin işini yaptığı yerdeki iş mahkemesi veya iş davalarına bakmakla görevli asliye hukuk mahkemesinde açılmalıdır.
Türk Medeni Kanunu"nun 19 uncu maddesi uyarınca, gerçek kişi yönünden yerleşim yeri, sürekli kalma niyetiyle oturulan yerdir. Gerçek kişi işverenin başka bir yerde yerleşmek niyetiyle oturduğu kanıtlanmadığı takdirde, kural olarak nüfusta kayıtlı olduğu yerin ikametgâh olarak kabulü gerekir. Aynı Yasanın 49 uncu maddesi gereğince, tüzel kişinin yerleşim yeri, kuruluş belgesinde başka bir hüküm bulunmadıkça, işlerinin yönetildiği yerdir (Yargıtay 9. H.D. 23.06.2008 gün ve 2008/17468 Esas, 2008/17262 Karar sayılı ilamı).
Yetkili mahkemenin belirlenmesinde önemli olan işin yapıldığı işyeri tanımına, 5521 sayılı Yasada yer verilmemiştir. İşyeri, 4857 sayılı İş Kanununun 2. inci maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre, işveren tarafından mal veya hizmet üretmek amacıyla maddi olan ve olmayan unsurlar ile işçinin birlikte örgütlendiği birime işyeri denir. İşverenin işyerinde ürettiği mal veya hizmet ile nitelik yönünden bağlılığı bulunan ve aynı yönetim altında örgütlenen yerler (işyerine bağlı yerler) ile dinlenme, çocuk emzirme, yemek, uyku, yıkanma, muayene ve bakım, beden ve mesleki eğitim ve avlu gibi diğer eklentiler ve araçlar da işyerinden sayılır. İşyeri, işyerine bağlı yerler, eklentiler ve araçlar ile oluşturulan iş organizasyonu kapsamında bir bütündür. Bir yer, ancak işin niteliği ve yürütümü bakımından işyerine bağlı bulunmaktaysa, o işyerinden sayılacaktır.
İş veya toplu iş sözleşmesinin tarafları, davalının yerleşim yeri ve işin yapıldığı yer dışındaki bir mahkemenin yetkili olduğuna dair düzenleme yapmaları, 5521 sayılı Kanunun 5 inci maddesinin emredici nitelikteki son cümlesi gereğince geçersizdir.
İş mahkemesinin yetkisi kamu düzeni ile ilgili olduğundan, davalı tarafça süresinde yetki itirazı yapılmamış olsa bile, mahkeme tarafından bu husus kendiliğinden göz önünde bulundurmalıdır. Bir başka anlatımla hâkim, davanın her aşamasında yetki itirazını dikkate alabileceği gibi, kendisi de res"en yetkisizlik kararı verebilir (Dairemizin 26.05.2008 gün ve 2008/20378 Esas, 2008/12778 Karar sayılı ilamı).
Somut olayda işin yapıldığı yerin davalı işverenin ve tasfiye memurlarının ikametgahının Didim İlçesi olmasına rağmen dava genel yetki kuralları ile de yetkili olmayan ... İş Mahkemesi"nde görülmüştür.
Yetki kamu düzenine ilişkin olup, yetkili mahkemenin yukarıdaki ilke kararları doğrultusunda belirlenerek yetkisizlik kararı verilmesi gerekirken işin esası hakkında karar verilmesi hatalıdır
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 18.06.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.