Kasten öldürme suçundan sanık Ö. O.’nun TCY’nın 81 ve 21/2. maddeleri uyarınca yirmi beş yıl hapis cezasıyla cezalandırılmasına, hakkında TCY’nın 53/1. maddesinin uygulanmasına ilişkin, Ankara 7. Ağır Ceza Mahkeme¬since verilen 20.04.2006 gün ve 393-127 sayılı re’sen temyize tabi olan hüküm, sanık ve müdafii tarafından da temyiz edilmekle, dosyayı inceleyen Yargıtay 1. Ceza Dairesince 18.01.2007 gün ve 243-91 sayı ile;
“…2- Adam öldürme suçu ile ilgili olarak kurulan hükme yönelik yapılan incelemede, kararın gerekçe kısmında sözü edilen 25 yıl önce katılanın ağabeyi olan A. G.’in sanığın amcası oğlu olan S.O. tarafından öldürülmesi ile ilgili dava dosyasının getirtilerek suça vasıf verilmesi gerektiği halde eksik incelemeye dayanılarak yazılı şekilde karar verilmesi” isabetsizliğinden bozulmuştur.
Yerel mahkeme ise, 08.05.2008 gün ve 78-87 sayı ile;
“...Mahkememiz kararı Yargıtay 1. Ceza Dairesi tarafından sanığın eyleminin vasıflı öldürme (kan gütme saikiyle) olabileceği, bu yönden araştırma yapılmadığı gerekçesiyle bozulmuşsa da dosya kapsamından anlaşıldığı üzere 25 yıl önce öldürülen kişi katılan İ. G.’nin ağabeyi olan A.G.’dir. Mahkememiz yargılamasına konu olan dosyada da öldürülen kişi katılan İ. G.’nin eşi olan S.G.’dir. Dolayısıyla hem mahkeme¬mize konu olan, dosyadaki ölen kişi hem de 25 yıl önceki olayda öldürülen kişi aynı taraftandır. Önceden sanığın herhangi bir yakını öldürülmüş, bu nedenle de sanık tarafından son öldürme olayı ika edilmiş değildir. Bundan dolayıdır ki sanığın atılı suçu kan gütme saiki ile işlediğinden bahsedilemez.
İkinci olarak ta sanık tarafından maktul S. G. olası kasıtla öldürülmüş olup olası kasıtla işlenen öldürme suçlarının kan gütme saiki ile işlendiği kabul edilemez. Zira kan gütme saiki ile adam öldürme suçları kasten işlenen suçlardandır. Sanık maktulü olası kasıtla öldürmüş olduğundan hakkında kan gütme saiki ile öldürme suçuna dair hükümler uygulanamaz...” gerekçesiyle ilk hükümde direnmiştir.
Re’sen temyize tabi olan bu hükmün sanık ve müdafii tarafından da temyizi üzerine Yargıtay C.Başsavcılığının “bozma” istekli 25.11.2008 gün ve 161768 sayılı tebliğ¬namesi ile Yargıtay 1. Ceza Dairesine gönderilen dosya, Özel Dairece de 10.05.2009 gün ve 7252-5619 sayı ile Yargıtay Birinci Başkan¬lığına gönderilmekle, Ceza Genel Kurulunca değerlendiril¬miş ve açıklanan gerekçe¬lerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Yargıtay Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; suç niteliğinin belirlenmesi açısından soruşturmanın genişletilmesine gerek bulunup bulunmadığına ilişkin ise de, yerel mahkemece usulüne uygun olarak direnme kararı verilip verilmediği hususu Yargıtay İç Yönetmeliğinin 27. maddesi uyarınca ön sorun olarak ele alınarak öncelikle değerlendirilmelidir.
İncelenen dosya içeriğine göre;
Bozmadan sonra yerel mahkemece Ankara C. Başsavcılığına 04.04.2008 tarihinde yazılan ve ekine Özel Daire bozma ilamının da eklendiği müzekkerede, “mahkememizce verilen ara kararı uyarınca” denilerek bozma ilamında belirtilen dosyanın araştırılıp gönderilmesi istenmiştir. Ankara C.Başsavcılığınca da 09.04.2008 gün ve 699 muh. sayılı yazı ile yapılan araştırmaya karşın kayıtlarda böyle bir olaya rastlanılmadığı bildirilmiştir.
Görüldüğü gibi, bozmadan sonra başlayan yargılama sürecinde bozma ilamının gereği eylemli olarak yerine getirildiğinden, verilen kararın direnme hükmü niteliğinde olduğunun kabulü olanaksızdır.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun süreklilik kazanmış kararlarında vurgulandığı üzere, şeklen ısrar kararı verilmiş olsa dahi;
a) Bozma kararı doğrultusunda işlem yapmak,
b) Bozma kararında tartışılması gereken hususları tartışmak, c) Bozma sonrasında yapılan araştırmaya, incelemeye, toplanan yeni kanıtlara dayan¬mak,
d) İlk kararda yer almayan ve daire denetiminden geçmemiş bulunan yeni ve değişik gerekçelerle hüküm kurmak, suretiyle verilen hüküm; özde direnme kararı olmayıp, bozmaya eylemli uyma sonucu verilen yeni bir hükümdür. Bu nitelikteki bir hükmün temyizi halinde incelemenin Yargıtay’ın ilgili dairesi tarafından yapılması gerekmektedir.
Somut olayda, bozma nedenine karşı eylemli uyularak gereğinin yerine getirilmiş olması karşısında, Ceza Genel Kurulunca uyuşmazlık konusunda herhangi bir değerlendirme yapılması olanaklı görülmediğinden, dosyanın eylemli uyma nedeniyle incelenmek üzere Özel Daireye gönderil¬mesine karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
Saptanan eylemli uyma nedeniyle dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtay 1. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığına TEVDİİNE, 09.03.2010 tarihinde yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.