4. Hukuk Dairesi 2018/2820 E. , 2018/5922 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar ... (kendi adına asaleten davacılar ..., ..., ..., ..."ya velayeten) vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 20/04/2012 gününde verilen dilekçe ile haksız eylemden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 11/11/2015 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacıların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2) Davacıların diğer temyiz itirazlarına gelince;
Dava, kasten öldürme nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararın giderilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacılar vekili, davacılardan ..."nın eşi, diğer davacıların ise babası olan ..."nın davalı tarafından öldürüldüğünü belirterek müvekkillerinin uğradığı maddi ve manevi zararların giderilmesi isteminde bulunmuştur.
Davalı vekili, davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, davalının müteveffa ..."yı kasten öldürdüğü, ... 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2012/221 esas, 2012/422 karar sayılı ilamı ile mahkumiyetine karar verildiği, haksız tahrik hali bulunduğu gerekçesiyle 19/01/2015 havale tarihli hesap bilirkişisi raporu benimsenerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Olay tarihinde yürürlükte olan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 56. maddesi (BK 47. maddesi) hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hâkim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Davaya konu olan olayda; olay tarihi, olayların gelişimi şekli, davacıların ölene yakınlığı ve yukarıdaki ilkeler dikkate alındığında davacılar lehine hükmedilen manevi tazminat miktarları azdır. Davacılar yararına daha üst düzeyde manevi tazminata hükmedilmesi gerekir. Kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
3)Tazminat hukuku ilkeleri gereğince, haksız eylemden kaynaklanan zararın ödetilmesi istemiyle açılan davalarda, istek bulunması durumunda, kabul edilecek tazminata olay tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekir. Dosya kapsamından ve ceza mahkemesi dosyasından olay tarihinin 17/03/2012 olduğu anlaşılmaktadır. Davacılar vekili, ıslah dilekçesi ile hükmedilecek tazminatlara olay tarihi olan 17/03/2012 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesini talep etmiş olduğu halde, mahkemece davacılar lehine hükmedilen maddi tazminatların bir kısmına olay, bir kısmına ise ıslah tarihinden itibaren faiz işletilmesine karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmemiş, bu durum kararın bozulmasını gerektirmiştir.
4)Yargı Harçları, 492 sayılı Harçlar Kanunu"nda düzenlenmiştir. Buna göre, yargı işlemlerinden (1) sayılı tarifede yazılı olanlar harca tabidir. Hüküm tarihinde geçerli bulunan (1) sayılı tarife uyarınca; karar ve ilam harcı, konusu belli bir değerle ilgili bulunan davalarda esas hakkında karar verilmesi halinde hüküm altına alınan anlaşmazlık konusu değer üzerinden "Binde 68,31" nispetinde alınır. Harç kamu düzenine ilişkin olup taraflarca ileri sürülmese de resen gözetilir.
Davanın reddi hariç, harç daima davalı aleyhine hükmedilir. Çünkü, karar ve ilam harcı hüküm altına alınan miktar üzerinden belirlenir. Mahkemece, davacıların da harçtan sorumlu tutulması doğru değildir. Şu durumda; mahkemece davacılar tarafından davanın açılması sırasında peşin harç, ıslah aşamasında ıslah harcı olarak yatırılan bir kısım karar ve ilam harcının davacılara iadesi ile bu tutardan da davalının sorumlu tutulması gerekirken, mahsup edilen peşin harcın davacılara iadesine karar verilmemesi usul ve yasaya uygun düşmemiş, bu nedenle de kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın, yukarıda (2,3 ve 4) numaralı bentlerde gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, davacıların diğer temyiz itirazlarının (1) numaralı bentte gösterilen nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 04/10/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.