20. Hukuk Dairesi 2019/5052 E. , 2019/6155 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ..... Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi asıl ve birleşen dosya davacıları vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... ve birleşen dosya davacısı ... vekili mahkemeye ayrı ayrı sunduğu dava dilekçelerinde özetle;....... köyünde bulunan ve uzun yıllardır davacıların zilyetliğinde bulunan 104 ada 137 parsel sayılı taşınmazın orman sayılan yerlerden olmadığını, 2/B arazisi vasfında olduğunu ancak yörede yapılan kullanım kadastrosu çalışmaları kapsamına alınmadığını belirterek taşınmazın 2/B alanı niteliğinde olduğunun ve bu yerde davacıların hak sahipliği bulunduğunun tespitine karar verilmesini istemiş, mahkemece yapılan araştırma sonucu 104 adada 137 parsel numarası olmadığı 1, 2, 3, 4 ve 5 parsel numaraları olduğu anlaşılmış, yapılan keşif sonrası alınan bilirkişi raporları ile de dava konusu edilen alanın 104 ada 1, 2, 3, 4 ve 5 sayılı parsellerle bir ilgisi olmadığı ve herhangi bir parsel numarası altında tescilli olmayan orman sınırları içinde kaldığı tespit edilmiştir.
Mahkemece davaların birleştirilerek yapılan yargılaması sonucunda, davacıların talep ettikleri yerlerin orman sınırları içinde kaldığı anlaşıldığından davaların reddine karar verilmiş, asıl ve birleşen dosya davacıları vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuş, ....... Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesinin 25/06/2019 tarih ve 2018/3043 E. - 2019/1687 K. sayılı kararı ile ...... 8. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/88 E. - 2018/200 K. sayılı kararında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve esas yönünden kanuna aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiş olup; hüküm asıl ve birleşen dosya davacıları vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre, dava davacıların zilyetliğinde bulunan taşınmazın 2/B kapsamına alınması ve davacılar lehine kullanıcı şerhi verilmesi istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde 25.03.1987 tarihinde ilân edilerek kesinleşen evvelce sınırlaması yapılmış ormanlarda 2896 sayılı Kanunla değişik 2/B uygulama çalışmaları ile evvelce sınırlaması yapılıp da herhangi bir nedenle orman sınırları dışında kalmış ormanların kadastrosu ve 2/B uygulama çalışmaları bulunmaktadır.
Davacılar vekilinin, adli yardım talebi ile ilgili olarak yapılan incelemede, davacıların temyiz harcı yatırmadığı ve temyiz aşamasında adli yardım talebinde bulunduğu anlaşılmış; davacılar yönünden adli yardım şartlarının oluşup oluşmadığı hususunun tespitine ilişkin olarak; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun yedinci kısmının 2. bölümü "Adli Yardım" başlıklı olup 334. maddesi ve devamında bu hukuki kurum (adli yardım);
"Kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin, gereken yargılama veya takip giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olan kimseler, iddia ve savunmalarında, geçici hukukî korunma taleplerinde ve icra takibinde, taleplerinin açıkça dayanaktan yoksun olmaması kaydıyla adli yardımdan yararlanabilirler. "(md.334/1), "Adli yardım kararı, ilgiliye yapılacak tüm yargılama ve takip giderlerinden geçici olarak muafiyet sağlar." (335/1/a), "Adli yardım, hükmün kesinleşmesine kadar devam eder."(335/3), "Kanun yollarına başvuru sırasında adli yardım talebi bölge adliye mahkemesine veya Yargıtaya yapılır." (336/3), Adli yardım talebine ilişkin evrak, her türlü harç ve vergiden muaftır." (336/4), Adli yardım, daha önce yapılan yargılama giderlerini kapsamaz." (337/3), Adli yardım kararından dolayı ertelenen tüm yargılama giderleri ile Devletçe ödenen avanslar dava veya takip sonunda haksız çıkan kişiden tahsil olunur." (339/1) şeklinde düzenleme altına alınmıştır.
1) Dosyadaki belgelerden adli yardım şartlarının oluştuğu anlaşılmakla Hukuk Muhakemeleri Kanununun 336. maddesi gereğince davacılar vekilinin adli yardım talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
İşin esasının incelenmesine gelince;
2) İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre, asıl ve birleşen dosya davacıları vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün HMK"nın 370/1. maddesi gereğince ONANMASINA, adli yardımdan yararlanması sebebiyle başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı temyiz başvuru harcı ve onama harcının temyiz edenlerden alınmasına, HMK"nın 302/5 ve 373. maddeleri uyarınca dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine 23/10/2019 günü oy birliğiyle karar verildi.