4. Hukuk Dairesi 2018/2807 E. , 2018/5920 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı ... AŞ vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve diğerleri aleyhine 11/01/2010 gününde verilen dilekçe ile haksız eylemden kaynaklanan maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 12/02/2013 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Gerekçeli karar ve davacının temyiz dilekçesi, davalı ... velisi ...’e 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 21/1 maddesine aykırı şekilde tebliğ edilmiştir.
Şöyleki;
Davalı ... velisi ... adına gerekçeli karar ve davacının temyiz dilekçesinin tebliğine ilişkin tebliğ evrakında bulunan açıklamalardan; muhatabın adresinin kapalı olduğu, imzadan kaçınan ve isim vermeyen komşunun muhatabın geçici olarak çarşıya gittiğini beyan ettiği, tebligatın mahalle muhtarı imzasına teslim edildiği, 2 nolu haber kağıdının muhatabın kapısına yapıştırıldığı, durumun ismi ve imzası alınmayan komşuya haber verildiği anlaşılmaktadır.
Tebligat Kanunu’nun “Tebliğ imkânsızlığı ve tebellüğden imtina” başlıklı 21/1. maddesinde; “Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir ve memurlarına imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirilir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır” hükmü yer almaktadır. Madde bu haliyle iki hali birlikte düzenlemiştir. Bunlardan ilki “adreste bulunmama”, diğeri ise “tebellüğden imtina”dır.
Muhatabın adreste bulunmaması halinde tebliğ memurunun ne şekilde davranması gerektiğini düzenleyen Tebligat Kanunu’nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 30. maddesinin birinci fıkrasında; “Adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine meşruhat verilerek çıkarılan tebligatlar hariç olmak üzere, muhatap veya muhatap adına tebliğ yapılabilecek olanlardan hiçbiri gösterilen adreste sürekli olarak bulunmazsa, tebliğ memurunun, adreste bulunmama sebebini bilmesi muhtemel komşu, yönetici, kapıcı, muhtar, ihtiyar heyeti veya meclisi üyeleri, kolluk amir ve memurlarından araştırarak beyanlarını tebliğ mazbatasına yazıp imzalatması, imzadan çekinmeleri halinde bu durumu yazarak imzalaması gerekir.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 22/12/2004 gün, 2004/12-765 esas, 2004/730 karar sayılı ilamında; beyanda bulunan komşunun açık kimliğinin tebliğ mazbatasında gösterilmediği durumda, tebliğ memurunun gerçekten muhatabın adresine gittiği fakat bulamadığı hususunun belgelenmediği, yapılan işlemin tebliğ memurunun soyut beyanından ibaret kaldığı belirtilmiştir.
Somut olayda; tebligat mazbatasında, muhatabın geçici olarak çarşıda olduğu bilgisini veren komşunun ismi belirtilmemiştir. Şu durumda, anılan Kanun ve Yönetmelik hükümleri ile Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararı uyarınca davalı ... velisi ...’e gerekçeli karar ve davacının temyiz dilekçesinin usulüne uygun tebliği sağlanıp, temyiz süresi beklenildikten sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere iadesi için dosyanın ikinci kez geri çevrilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklandığı şekilde işlem yapılıp, eksiklikler tamamlandıktan sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere Yargıtay’a yeniden gönderilmesi için, dosyanın mahal mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE 04/10/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.