Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2014/15147 Esas 2014/16810 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/15147
Karar No: 2014/16810
Karar Tarihi: 08.09.2014

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2014/15147 Esas 2014/16810 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2014/15147 E.  ,  2014/16810 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi : Antalya 5. İş Mahkemesi
    Tarihi : 14.05.2013
    No : 2012/867-2013/191

    Dava ve birleşen davalar haczin kaldırılması ve takibin iptali istemine ilişkindir.
    Mahkemece ilamında belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne, davalı kurumun 2005/11083 esas, 2004/11114 esas, 2005/11075 esas, 2005/13860 esas sayılı icra dosyalarındaki takiplerin iptaline, birleştirilen 2011/634 Esas sayılı davası konusuz kalmakla bu davadaki talep konusu ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiştir.
    Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    Dava, murisinin ölümünden önce ortağı olduğu Limited şirketin, davalı Kuruma süresinde ödenmeyen prim borçları nedeniyle, davacıya karşı mirasçısı sıfatıyla yapılan takipler sebebiyle, davacının murisi eşinden gelen terekenin, borca batık olması nedeniyle, hükmen reddedildiği gerekçesi ile 05.10.2011 tarihinde davacı adına kayıtlı eve davalı Kurumca konulan haczin kaldırılması ve takiplerin iptali istemine ilişkin olup mahkmece davanın kabulüne dair karar verilmiştir.
    Ayrıntıları Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 16.4.2008 günlü 2008/4-332E., 2008/336 K. sayılı kararında bellirtildiği üzere, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 605.maddesinde düzenlenen mirasın hükmen reddine ilişkin Birinci fıkrası “Yasal ve atanmış mirasçılar mirası reddedebilirler.” hükmünü içermektedir. Kayıtsız, şartsız red (hakiki red) olup, bu davada uygulama dışındadır.
    İkinci fıkrada yer alan, “Ölümü halinde mirasbırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır.” hükmünü amirdir. Bu hüküm bir karinedir.
    Birçok yargı kararlarında ve ilmi görüşlerde bu red, hükmi red olarak isimlendirilmektedir. Türk Medeni Kanunu, “hakiki redde” süre ile kayıtlı ve mirasçıların tek taraflı irade açıklamasını öngördüğü halde, söz konusu “hükmi reddin” sonuç doğurması için herhangi bir irade açıklaması, ya da dava yolu öngörmemiştir. Öyle ki; reddin kendiliğinden oluştuğu kabul edilip, mirasın açılması ile kendiliğinden mirasçılara intikal edeceği (TMK.m.599)yönündeki kurala bir istisna getirilmiştir. Eğer, mirasçı olabilecek kişi sarih irade beyanıyla, ya da, Türk Medeni Kanunu’nun 610. maddesinin ikinci cümlesinde açıklanan davranışlarla mirası kabul etmiş ise, zaten yapılabilecek bir işlem kalmamıştır.
    Mirası hükmen red etmiş sayılan kişi, tereke alacaklıları aleyhine husumet yönelterek bu durumun tespitini isteyebileceği gibi, bunu def’i yolu ile de ileri sürebilir.
    Eldeki davada da, defi yoluyla davalı Kurumca yapılan takiplere karşı mirası reddettiğini beyan eden davacının, mirası kabul edip etmediği belirlenmeden ve öncelikle davalı Kurumca haczedilen evin kendine ait mi olduğu, yoksa miras hükümleri gereğince eşinden mi intikal ettiği hususu açıklığa kavuşturulmaksızın işin esasına girilerek yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli, sair yönler incelenmeksizin hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 08.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.