11. Hukuk Dairesi 2018/893 E. , 2019/6323 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 17/11/2017 tarih ve 2014/834-2017/766 sayılı kararın Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş olduğu anlaşılmakla, duruşma için belirlenen 08.10.2019 günü hazır bulunan davacı vekili Av. ... ile davalı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin 15.10.2003 tarihinden beri ADOPEN A.Ş."ni de bünyesinde bulunduran ADO Grup Şirketleri nezdinde görevinden haksız ve nedensiz olarak, hiçbir yazılı bildirimde bulunulmadan ve hiçbir açıklama yapılmadan işten çıkartıldığı 08.04.2013 tarihine kadar çalıştığını, müvekkiline yasal hakları ve prim alacaklarının ödenmediğini, müvekkilinin davalı iş yerindeki son unvanının "Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı" olduğunu, davalının müvekkili ile yazılı bir iş sözleşmesi akdetmediğini, davalı tarafından kötüniyetli olarak iş akdine son verildiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 10.000,00 TL kıdem tazminatı, 10.000,00 TL ihbar tazminatı, 10.000,00 TL ücretli izin alacağı, 1.000,00 TL prim alacağı, 1.000,00 TL fazla mesai ve çalışılan hafta tatili ücreti, 1.000,00 TL kötüniyet tazminatı, 500,00 TL maaş alacağı olmak üzere şimdilik 33.500,00 TL’nin faziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiş, ıslah dilekçesi ile talebini 66.603,93 TL’ne yükseltmiştir.
Davalı vekili, zamanaşımı def’inde bulunmuş, davacının davalı işyerinde yönetim kurulu üyesi ve şirket ortağı olarak, şirket müdürü dahil olmak üzere şirkete hizmet akdi ile bağlı tüm çalışanlara emir ve talimat verme yetkisine haiz konumunda bulunan, şirketin muhasebe departmanına verdiği talimatlarla para transferi konusunda yetkin bir konumda olduğunu, davalının şirkette hizmet akdi ile çalışan bir personelden ziyade şirketin sahiplerinden olduğunu, iş yerini kendisinin terk ettiğini, müvekkili şirketten herhangi bir alacağı bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacının 07.03.2012-05.07.2013 tarih aralığında davalı şirketin yönetim kurulu üyesi olduğu ayrıca, 01.10.2012 - 31.12.2013 tarih aralığında şirket müdürü sıfatıyla davalı şirketi belirli konularda temsil etme yetkisinin bulunduğu, davacının gerek şirket müdürü gerekse yönetim kurulu üyesi olması karşısında, tarafların 01.10.2012- 08.04.2013 tarihleri arasında iş ilişkisinin bulunmadığı, davalı şirkette çalışma süresinin tespitinde bordroların esas alınması gerektiğinden, bordro ile belgelenen 04.01.2003 tarihinden işten ayrıldığı 08.04.2013 tarihine kadar davalı şirkette çalıştığı kanaatine varıldığı, davacının ücretinin SGK kayıtlarının aksine dinlenen tanık beyanlarına göre fazla olduğu, ancak bunun yazılı delille ispat edilemediği, davacının davalı şirketteki konumu dikkate alınarak tanık beyanlarının ortalaması alınmak suretiyle net 9.000,00 TL (brüt 13.422,46 TL) maaş aldığının kabul edildiği ve işbu kabul doğrultusunda diğer alacaklarının da hesaplandığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile, net 29.285,99 TL kıdem tazminatının temerrüt tarihi olan 08/04/2013 tarihinden itibaren banka mevduatına uygulanan en yüksek faiz oranı ile, net 20.417,94 TL ihbar tazminatının, 10.000,00 TL"sinin dava tarihinden, 10.417,94 TL"sinin ise ıslah tarihi olan 21/03/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle, net 45.000,00 TL ücretli izin ücretinin, 10.000,00 TL"sinin dava tarihinden, 35.000,00 TL"sinin ise ıslah tarihi olan 21/03/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle, 2.400,00 TL ödenmemiş ücret alacağının, 500,00 TL"sinin dava tarihinden, 1.900,00 TL"sinin ise ıslah tarihi olan 21/03/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsiline, prim, fazla mesai ve kötü niyet tazminat taleplerinin ise, reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Davacı tarafça, iş akdi ile çalıştığı davalı işyerinden akdin haksız ve kötüniyetli feshi nedeniyle İş Kanunu kapsamında almaya hak kazandığı kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, ücretli izin alacağı, prim alacağı, fazla mesai ve çalışılan hafta tatili ücreti, kötüniyet tazminatı ve maaş alacaklarının tahsili için açılan işbu davada mahkemece yukarıda özetlenen gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Ancak, davanın açıldığı Antalya 4. İş Mahkemesi’nin 2013/418 Esas sayılı dosyasında 17.3.2014 tarih, 2014/135 K. sayılı kararla, davacının yönetim kurulu üyesi olup, yönetim kurulu üyesi ile şirket arasında hizmet ilişkisi değil daha ziyade vekalet ilişkisi söz konusu olduğundan somut uyuşmazlıkta ticaret mahkemelerinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verildiği, işbu kararın Yargıtay 7. Hukuk Dairesi’nin 13.06.2014 tarih, 2014/8856 E-2014/13439 K. sayılı ilamı ile onandığı anlaşılmıştır.
Bu durum karşısında, mahkemece temyiz incelemesinden de geçen görevsizlik kararı uyarınca artık taraflar arasındaki ilişkinin hizmet ilişkisi değil vekalet ilişkisi olarak kabul edilmesi gerekirken bu kabulün aksi yönünde olacak şekilde davacı ile davalı şirket arasında iş ilişkisi bulunduğundan bahisle hüküm tesisi cihetine gidilmesi doğru olmamıştır.
Bu itibarla, yukarıda da açıklandığı üzere davacı tarafça davalı şirkette yönetim kurulu üyesi olmasından kaynaklı alacağının değil, İş Kanunundan kaynaklı alacakların talep edildiği oysa, taraflar arasındaki ilişki hizmet ilişkisi olarak kabul edilmediği için İş Kanunundan kaynaklı alacakların talep edilemeyeceği nazara alınarak davanın reddine karar vermek gerekirken yanılgılı değerlendirme ile kısmen kabulü doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 2.037,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 08/10/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.