Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü: 1-Hakaret ve yaralama suçlarından verilen kararlarda öngörülen cezaların nitelik ve niceliğine göre hüküm tarihi itibariyle hükümlerin temyiz edilemez olduğu anlaşıldığından, 5320 sayılı Yasanın 8/1 ve 1412 sayılı CMUK’un 317. maddeleri uyarınca sanık ..."ın tebliğnameye uygun olarak TEMYİZ İSTEĞİNİN REDDİNE, 2-Tehdit suçundan kurulan hükmün incelenmesinde ise; Sanığın yokluğunda verilen kararın tebligatının, sanığın 23.07.2008 tarihli savunmasında bildirdiği adrese yapılmaması nedeniyle usulsüz olduğundan mahkemece verilen 14.07.2014 ve 01.08.2014 tarihli ek kararların yasaya aykırı olması nedeniyle kaldırılarak yapılan incelemede; Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede: Sanığa yükletilen tehdit eylemiyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu ögelerinin ve bu eylemin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı; böylece olaylara ilişkin sorunlarda gerekçenin yeterli bulunduğu; Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, Anlaşılmış ve ileri sürülen başkaca temyiz nedenleri yerinde görülmediği gibi hükmü etkileyecek oranda hukuka aykırılığa da rastlanmamıştır. Ancak, Anayasa Mahkemesi’nin hükümden sonra 24/11/2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 08/10/2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararı ile TCK’nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendinde yer alan “ve diğer siyasi hakları kullanmaktan” ibaresinin iptaline karar verilmiş, ayrıca aynı bentte yer alan “seçme ve seçilme” ehliyetleri ile ilgili olarak da, hükümlünün, hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak bu hak ve ehliyetlerden yoksun bırakılması uygulamasını engelleyici nitelikte iptal kararları verilmiş olması ve doğan boşluk nedeniyle bu hususta yeni bir yasal düzenleme yapılması ihtiyacının ortaya çıkması karşısında, yerel mahkeme hükmünde bu hak ve ehliyetlerden yoksun bırakmaya ilişkin uygulamanın dayanaksız kalması, Bozmayı gerektirmiş ve sanık ..."ın temyiz iddiaları bu nedenle yerinde ise de, bu aykırılık, yeniden duruşma yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte bir yanılgı olduğundan, temyiz edilen kararın açıklanan noktası tebliğnameye uygun olarak, TCK’nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin kısımdan (b) ibaresinin çıkartılarak DÜZELTİLMESİ ve başkaca yönleri Kanuna uygun bulunan hükmün bu bağlamda ONANMASI suretiyle 5320 sayılı Kanunun 8/1. madde ve fıkrası aracılığıyla 1412 sayılı CMUK"un 322. maddesi uyarınca davanın esasına, 23.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.