9. Hukuk Dairesi 2021/135 E. , 2021/3199 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : TAZMİNAT
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının 21.05.2008 - 28.02.2014 tarihleri arasında davalı işyerinde forklift operatörü ve vardiya sorumlusu olarak görev yaptığını, çalıştığı süre içerisinde fazla mesai yaptığını ancak yasal olarak ödenmesi gereken karşılıklarının davalı tarafından ödenmediğini, fazla çalışma ücretlerini, hafta tatili ücretlerini, yıllık ücretli izin ücretlerinin kullanılmayan kısmının eksik ödenmesi nedeniyle iş akdinin davacı tarafından haklı nedenle feshedildiğini ileri sürerek kıdem tazminatı, yıllık ücretli izin alacağı, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacı tarafın iş sözleşmesini haklı nedenle feshinin söz konusu olmadığını, davacı hakkında işini iyi yapmamasından dolayı tutanaklar tutulduğunu ve bu konuda kendisinin uyarıldığını, davacının sürekli rapor almaya başladığını, raporunun bitmesinden itibaren işe gelmediğini, müvekkil şirketçe gerekli tutanakların düzenlendiğini beyan ederek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece davanın kısmen kabulü hakkında verilen ilk karar Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 19.06.2019 tarihli 2016/15517 esas 2019/13430 karar sayılı ilamı ile yazılı gerekçelerle bozulmuş mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar, davacı vekili ve davalı vekili tarafından yasal süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
Mahkemece bozmaya uygun yargılama yapılıp yapılmadığı ve davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı bu bağlamda kıdem tazminatına hak kazanıp kazanmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Usuli kazanılmış hak ilkesi kamu düzeniyle ilgilidir. (09/05/1960 T., 21/9; 04/02/1959 gün 13/5 sayılı İçtihadı Birleştirme kararı)
Usuli kazanılmış hakkın hukuki sonuç doğurabilmesi için; bir davada ya taraflar ya mahkeme ya da Yargıtay tarafından açık biçimde yapılmış olan ve istisnalar arasında sayılmayan bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan bir hakkın varlığından söz edilebilmesi gerekir. (HGK.nun 12/07/2006 T., 2006/4-519 E, 2006/527 K, 03/12/2008 T., 2008/10-730 E., 2008/732 K.)
Yargıtayın bozma kararına uyan mahkeme artık bozma kararı gereğince işlem yapmak ve hüküm vermek zorundadır. Çünkü,mahkemenin bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli müktesep hak doğmuştur. (09/05/1960 gün ve 21/9 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı)
Somut olayda, davanın kabulü hakkında verilen karar, Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 19.06.2019 tarihli 2016/15517 esas 2019/13430 karar sayılı ilamı ile “Davalı işveren tarafından dosyaya elektronik ortamda tutulan işe giriş çıkış saatlerini içerir kayıtlarda bulunan farklılıklar nedeniyle kayıtların sağlıklı tutulmadığı ve kayıtlara itibar edilemeyeceği anlaşılmıştır. Bu nedenle davacı ve tanık beyanları birlikte değerlendirilerek, davacının fazla çalışma yapıp yapmadığı ve davacıya ait banka hesap hareketleri getirtilerek imzasız ücret bordrolarında tahakkuk olan dönemlerin banka aracılığıyla ödenip ödenmediğinin tespit edilmesi, tahakkukların banka kayıtlarıyla uyumlu olması halinde hesaplamadan ödenen miktarların mahsup edilmesi, imzalı ücret bordrolarında ise tahakkuk bulunan ayların hesaplamadan dışlanması suretiyle söz konusu ücret alacakları hakkında bir karar verilmesi, davacının ödenmeyen fazla çalışma ücretinin bulunduğunun kabulü halinde ise davacının iş sözleşmesini haklı nedenle feshedip etmediği değerlendirilerek kıdem tazminatı hakkında bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeyle hüküm kurulmasının hatalı olduğu” gerekçesiyle bozulmuştur. Mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilmekle birlikte bozmaya uygun yargılama yapılmadığı ve verilen kararın bozma ilamın uygun olmadığı anlaşılmaktadır.
Dosya kapsamına göre, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, fazla mesai içeren bordro tahakkuklarının davacının gerçek ücreti üzerinden yapılıp yapılmadığı belirtilmediği gibi, ücret bordrolarının tamamında fazla mesai ödemesine ilişkin tahakkuklara yer verilmemesine rağmen tahakkuk içermeyen dönem için hesaplama yapılmadığı, tahakkukuk içeren aylar için yapılan ödemeler nedeniyle davacının fazla mesai alacağının bulunmadığının mütalaa edildiği görülmektedir. Söz konusu bilirkişi raporu bu hali ile denetime elverişli olmayıp, bozma ilamı gereklerine uygun olarak tanzim edilmemiştir. Şu halde yapılması gereken iş, bozma ilamında belirtilen esasları da gözetilmek suretiyle net tespitler içeren yeni bir bilirkişi raporu aldırılarak; bordrolardaki fazla mesai ücreti tahakkuku dahil toplam tahakkukların davacının gerçek ücreti üzerinden yapılıp yapılmadığının araştırılması, tahakkuk bulunmayan dönem için ise tanık beyanlarına göre davacının fazla mesai yapıp yapmadığının, yapmış ise karşılıklarının işverence ödenip ödenmediği yöntemince tespit edilerek oluşacak sonucuna göre, fazla mesai ve kıdem tazminatı alacaklarına yönelik taleplerinin tüm dosya kapsamındaki delil durumuna göre yeniden değerlendirlmesidir.
Bu yön gözetilmeden eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 02.02.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.