12. Ceza Dairesi 2021/3938 E. , 2021/8803 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Hüküm : TCK"nın 85/1, 22/3, 62/1, 53/6. maddeleri gereğince
Taksirle öldürme suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii ve malen sorumlu katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Olay günü saat 22:45 sıralarında, sanığın sevk ve idaresindeki minibüs ile 1,70 promil alkollü vaziyette meskun mahalde, gece vakti, görüşün far ışığı altında açık olduğu asfalt kaplama yolda seyir halindeyken, olay mahalline geldiğinde yolun trafik işaretlemeleriyle trafik akışına kapalı olması nedeniyle, geri manevra ile geri geri geldiği esnada 15 metre yüksekliğindeki inşaat çukuruna düşmesi neticesi, araçta yolcu olarak bulunan ...’ın öldüğü, Adli Tıp Kurumu ... Trafik İhtisas Dairesine ait 03.12.2014 tarih ve 10035 sayılı raporuna göre, kazanın meydana gelmesinde sanığın asli kusurlu olduğunun kabul ve tespit edildiği olayda;
I-Malen sorumlu katılan vekilinin, sanığın taksirle öldürme suçundan mahkumiyetine ilişkin hükme yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
Mağdur kavramı gibi kanunda açıkça tanımlanmamış olan ""suçtan zarar görme"" kavramının, gerek Yargıtay Ceza Genel Kurulu gerek Özel Dairelerin yerleşmiş kararlarında; ""suçtan doğrudan doğruya zarar görmüş bulunma hali"" olarak anlaşılıp uygulanması, buna bağlı olarak da dolaylı veya muhtemel zararların davaya katılma hakkı vermeyeceğinin kabul edilmesi ve Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 25.03.2003 tarihli ve 41–54 sayılı kararında da ""tazminat ödenmesi, itibar zedelenmesi ve güven kaybı"" gibi dolaylı zararlara dayanarak kamu davasına katılmanın olanaklı olmadığının kabul edilmesi karşısında, taksirle öldürme suçunun mağduru olmayan ve bu suçtan doğrudan doğruya zarar görmeyen malen sorumlunun yargılamaya konu suç yönünden kamu davasına katılma hak ve yetkisinin olmadığı, bu nedenle yerel mahkemece yanılgılı biçimde verilen ve hukuki değerden yoksun olan katılma kararının CMK"nın 260. maddesi uyarınca kanun yollarına başvurma ve dolayısıyla hükmü temyiz etme hakkı vermeyeceği anlaşıldığından, malen sorumlu katılan vekilinin temyiz isteminin 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 317. maddesi uyarınca REDDİNE;
II-Sanık müdafinin, sanığın taksirle öldürme suçundan mahkumiyetine ilişkin hükme yönelik temyiz isteminin incelenmesine gelince;
Bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafinin eksik incelemeye, keşif yapılmadığına, kusur tespitine, olayda bilinçli taksir koşularının oluşmadığına, beraat kararı verilmesi gerekirken mahkumiyet kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğuna ilişkin temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-Hükmün esasını teşkil eden kısa kararda ve gerekçeli kararın hüküm kısmında, 1412 saylı CMUK"un 326/son. maddesine yer verilmeyerek, 5271 sayılı CMK’nın 232/6. maddesine aykırı hareket edilmesi,
2-Suçtan doğrudan zarar görmeyen ve katılma hakkı bulunmayan ...’in katılan olarak kabul edilerek lehine vekalet ücreti hükmolunması,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden hükmün (B-7) numaralı paragrafın başına, “1412 saylı CMUK"un 326/son maddesi uyarınca” ibarelerinin eklenmesi, hükmün (E) bendinin hükümden çıkarılması ve hükümdeki diğer hususların aynen bırakılması suretiyle, sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 13.12.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.