Şirket yöneticisinin dolandırıcılığı - Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/9770 Esas 2016/9476 Karar Sayılı İlamı

23. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/9770
Karar No: 2016/9476
Karar Tarihi: 09.11.2016

Şirket yöneticisinin dolandırıcılığı - Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/9770 Esas 2016/9476 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Sanık, bir şirket yöneticisi olarak, %90 hissedarı olduğu bir şirketin katılımcısı ile 2012 model bir araç satmayı taahhüt ettiği ancak aldığı 50.000 TL'lik peşin ödemeye rağmen aracı teslim etmediği ve aracın ithalatıyla ilgili işlem yapmadığı gerekçesiyle dolandırıcılık suçlamasıyla yargılanmıştır. Sanığın savunması da hukuki bir ihtilaf olduğu yönündeydi ancak mahkeme, sanığın dolandırıcılık kastıyla hareket ettiğine karar vererek suçlu buldu. Bu nedenle sanığın tüm hileli davranışlarının katılanın dolandırılması amacına yönelik olduğu, dolayısıyla nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediği sonucuna vararak mahkumiyetine karar verilmiştir.
Kanun maddeleri: Kararın bozulması ve yeniden yargılama yapılması gerektiği belirtilerek, 5320 sayılı Kanun'un 6723 sayılı Kanun'un 33. maddesi ile değiştirilen 8/1 maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca bozulması gerektiği hüküm altına alınmıştır.

23. Ceza Dairesi 2015/9770 E. , 2016/9476 K.

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Şirket yöneticisinin dolandırıcılığı
HÜKÜM : Beraat

Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanığın, ... Otomotiv Ticaret Limited Şirketinin %90 hissesine sahip ortağı olduğu, 19/11/2011 tarihinde sözleşme yaptığı komşusu olan katılana 2012 model sıfır kilometre Opel Astra Sports marka araç satmayı taahhüt ettiği, katılanın bu amaçla sanığa banka yoluyla 50.000 TL ödediği ancak parayı alan sanığın aracı anlaşılan tarihte teslim etmediği ve katılana her defasında aracın gümrükten çıkmadığını, irsaliyesinin yanlış düzenlendiğini, gönderilen aracın otomatik vites olmayıp düz vites olduğunu, istenilen renkte araç gönderilmeyip farklı renkte gönderildiğini ileri sürerek oyaladığı, gecikmenin yaşandığı süreç içerisinde sanığın kendi şirketine ait tabelayı kaldırarak farklı isimde bir tabelayı işyerine astığı, tüm bu hileli davranışlarının baştan itibaren katılanı dolandırmaya yönelik olduğu ve katılanın 50.000 TL parasını almak suretiyle haksız menfaat sağladığı bu şekilde sanığın nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediği iddia olunan olayda;
Katılanın 50.000 TL peşin parayı sanığın isteği üzerine sanığın yeğeninin banka hesabına yatırdığı, aracın tesliminin yapılmadığı gibi aracın ithaline ilişkin de herhangi bir işlem yapılmadığı, sanığın bu yönde delil bildireceğini beyan etmesine rağmen bildiremediği sanığın olayın hukuki ihtilaf olduğunu savunarak borcunu ödeyeceğini beyan etmesine rağmen yargılama süresince herhangi bir ödeme yapmaması, aracın ithal işlemlerine başladığına ilişkin belge de sunamaması karşısında, sanığın baştan beri dolandırıcılık kastı ile hareket ederek ucuza araç ithal edeceğine dair mizansen kurarak katılanı ikna edip menfaat temin ettiği gözetilmeden, yazılı şekilde hukuki uyuşmazlık olduğundan bahisle beraat kararı verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun"un 6723 sayılı Kanun"un 33. maddesi ile değişik 8/1 maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 09.11.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.