Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/4855
Karar No: 2019/6316
Karar Tarihi: 08.10.2019

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2018/4855 Esas 2019/6316 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2018/4855 E.  ,  2019/6316 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

    TÜRK MİLLETİ ADINA


    Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 25/09/2017 tarih ve 2016/314 E- 2017/308 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi"nce verilen 06/06/2018 tarih ve 2017/1751 E- 2018/675 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, müvekkili şirketin telekomünikasyon hizmeti verilmesi, altyapı kurulması ve çağrı merkezleri faaliyetlerinde bulunduğunu, Bilgi Teknolojileri Kurumu tarafından 31.12.2014 tarihli yetki belgesi ile 11834 numarasının 15 yıl süre ile müvekkiline tahsis edildiğini, müvekkili şirketin "www.11834.com.tr" uzantılı alan adını tahsis ettirmek istediğinde, marka başvuru belgesi ile davalı adına tahsis edildiğini, ayrıca "11834" numarasının da 21.05.2014 tarihinde, 2013/36951 sayı ile 38. sınıf hizmetler için davalılar adına tescil edildiğini öğrendiğini, davalıların dava konusu markayı, marka ticareti yapmak amacı ile kötü niyetli olarak tescil ettirdiğini, zira internet sitesinde herhangi bir fiili kullanımın olmadığını, müvekkilinin dava konusu markaya ciddi yatırım yapmış ve kullanım ile ayırtedicilik kazandırmış olması nedeniyle marka üzerinde gerçek hak sahibi olduğunu ileri sürerek, davalılar adına tescilli 2013/36951 sayılı ve "118 34" ibareli markanın müvekkili şirkete devrine, aksi halde markanın hükümsüzlüğüne, yine "www.11834.com.tr" adlı internet sitesinin mülkiyetinin bedelsiz ya da tespit edilecek bedel karşılığında müvekkiline devrine, aksi halde erişimin engellenerek davalılarca kullanımının önlenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalılar vekili, hükümsüzlüğü istenen markanın 21.05.2014 tarihinde tescil edildiğini, müvekkili başvurusunun davacının kurulduğu 13.11.2014 tarihinden çok önceye dayandığını, 11834 numarasının davalıya sadece telefon hattı olarak tahsis edildiğini, müvekkilinin marka ve internet adresi kullanımının hukuksuz olmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    İlk derece mahkemesince, iddia, savunma, toplanan deliller, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; dava konusu ibare üzerinde davacının 556 sayılı KHK"nın 8/3 maddesi anlamında önceye dayalı hakkı bulunduğunun ve marka başvurusunun kötü niyete dayalı olduğu iddiasının ispat edilemediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
    Karar, davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
    Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi tarafından tüm dosya kapsamına göre yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davalı adına tescili olan ve hükümsüzlüğü istenilen 2013/36951 sayılı "118 34" ibareli markanın başvuru tarihinin 22.04.2013 olduğu, davacı şirketin ise 13.11.2014 tarihinde kurulduğu ve Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu tarafından "11834" telefon numarasının 31.12.2014 tarihinden itibaren 15 yıl boyunca rehberlik hizmetleri için davacıya tahsis edildiği, davacının önceye dayalı bir kullanımı bulunduğunu ispat edemediği, ilgili Kurum tarafından telefon numarası olarak "11834" numarasının davacıya tahsis edilmesinin de davacıya 556 sayılı KHK hükümleri kapsamında bir hak bahşetmeyeceği, 556 sayılı KHK hükümleri uyarınca tescilli markanın korunacağı, koruma için markanın kullanılmasının ayrıca şart olmadığı, dava konusu marka başvurusunun davacı şirketin kuruluş tarihinden önce yapıldığı da gözetildiğinde davalıların kötü niyetli olduklarının söylenemeyeceği, esasen bu hususta sunulmuş bir delil de bulunmadığı, bu itibarla mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1- Dava, markanın hükümsüzlüğü ile alan adının devri ya da terkini istemlerine ilişkindir.
    Olaya uygulanacak mülga 556 sayılı KHK’nın 8/3 maddesi uyarınca, “Tescilsiz bir markanın veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaretin sahibinin itiraz etmesi üzerine, tescili istenilen marka, aşağıdaki hallerde tescil edilmez. a) Markanın tescili için yapılan başvuru tarihinden önce veya markanın tescili için yapılan başvuruda belirtilen rüçhan tarihinden önce bu işaret için hak elde edilmiş ise, b)Belirtilen işaret, sahibine daha sonraki bir markanın kullanımını yasaklama hakkını veriyorsa,” hükmü uyarınca, marka başvuru tarihinden önce marka başvurusuna konu işaret üzerinde bir hak elde edilmiş ise ve bu işarete dayanılarak başkalarının bu işareti kullanmalarının önlenmesi mümkün ise, “önceye dayalı hak” ilkesi uyarınca marka başvurusunun reddi gerekir. Marka başvurusunun bu sebeple reddi için marka başvurusundan önce ve markaya konu işaretin aynısı veya benzerinin yoğun ve sıkı kullanımı sonucu işarete belirli bir düzeyde ayırt edicilik kazandırılması gerekir.
    Keza, KHK’nın 8/5 maddesi uyarınca, tescil için başvurusu yapılmış markanın, başkasına ait kişi ismi, fotoğrafı, telif hakkı veya herhangi bir sınai mülkiyet hakkını kapsaması halinde de itiraz üzerine marka başvurusun reddi gerekmektedir.
    Somut olayda, davalının “118 34” rakam markası için 22.04.2013 tarihinde başvuru yaptığı, başvurunun 21.05.2014 tarihinde tescil olunduğu, davacının ise “Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’na başvurusu sonucu “118 34” sayılı telefon hattını adına tahsis ettirerek 31.12.2014 tarihinden itibaren 15 yıl süreyle lisans hakkını devraldığı anlaşılmaktadır. Davacı, “118” ile başlayan hatları, piyasayı düzenleyen Bilgi Teknolojileri Kurumu’dan ücret karşılığı tahsis ettirmiş olmasına göre, davacının lisans hakkını devir aldığı BTK’nın “118” ile başlayan rehberlik hizmet numaralarını davalının marka başvurusundan önceki bir tarihte tanıtıcı işaret olarak kullanıp kullanmadığı, numara olarak tahsis yetkisinin kendisinde olup olmadığı, tahsis yetkisi var ise davaya konu “118 34” numarasını da kapsayıp kapsamadığının belirlenmesi, şayet kapsıyor ve davalı markası da,söz konusu numaranın ticari piyasada kullanımına olumsuz etki doğuracak nitelikte ise KHK’nın 8/3 ve 8/5 maddeleri uyarınca önceye dayalı hakka zarar vereceğinin ve davacı lisans alanın da bu hakka dayanarak başvuruya itiraz edebileceği veya markanın hükümsüzlüğünü talep edebileceğinin kabulü gerekir. O halde mahkemece, içlerinde telekomünikasyon alanında uzman bir bilirkişinin de bulunduğu heyetten rapor alınarak bu yönde bir inceleme ve değerlendirme yapılmaksızın yetersiz bilirkişi raporuna dayalı olarak davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış ve hükmün temyiz eden davacı yararına bozulması gerekmiştir.
    2- Davacı, davalının kötü niyetle marka başvurusunda bulunduğunu ileri sürmüş ve bu sebeple de hükümsüzlük talebinde bulunmuştur. Bir markanın kötü niyetle tescil ettirilmesi hali, mülga 556 sayılı KHK’da açıkça bir hükümsüzlük sebebi olarak sayılmamış ise de, Dairemizin yerleşik uygulamaları doğrultusunda (bkz. Dairenin 12.06.2019 tarih ve 2018/2285-2019/4361 ve 13.02.2019 tarih ve 2017/3943-2019/1154 sayılı kararları), KHK’nın 35/1 ve MK 2. maddelerinden hareketle, kötü niyetle marka başvurusu da bir hükümsüzlük sebebi olarak kabul edilmektedir. Hangi hallerde kötü niyetli olarak marka başvurusunda bulunulmuş sayılacağına ilişkin bir düzenleme bulunmamakla birlikte, genel olarak markayı kullanmaktan ziyade şantaj veya başkasından haksız para elde etmek veya başkalarının ticaretine engel olmak gibi amaçlarla yapılan marka başvuruları kötü niyetle yapılmış başvuru olarak kabul edilmektedir.
    Somut olayda davacı tarafça, davalının markayı kullanmadığı, davalının başkalarının kullanımını engellemek maksadıyla, gerek dava konusu başvuruyu, gerekse başkalarına ait diğer tanıtıcı işaretleri adına marka olarak tescil ettirdiği, markayı da kullanmadığı ileri sürüldüğüne göre, davacının lisans hakkına dayandığı asıl hak sahibi BTK’nın, “118 34” numarasını, ticari piyasada ticari amaçla kullanma hak ve yetkisine veya bu amaçla başkalarına lisans yoluyla tahsis etme yetkisinin bulunup bulunmadığı, şayet var ise davalının asıl hak sahibinden önce marka başvurusunda bulunarak onların bu alanda yapacağı ticareti ve marka başvurusunu engellemek amacıyla marka tescilinde bulunmasının kötü niyetli marka tescili olarak sayılması gerektiği halde, mahkemece bu husus üzerinde durulmaksızın hatalı inceleme ve değerlendirmeye dayalı olarak davanın reddine karar vermesi doğru olmamış ve hükmün bu sebeple de temyiz eden davacı yararına bozulması gerekmiştir.
    3- Bozma sebep ve şekline göre davacı tarafın sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) ve (2) no’lu bentlerde davacı vekilinin temyiz istemlerinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULARAK KALDIRILMASINA, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, HMK"nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine,
    08/10/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi