9. Hukuk Dairesi 2016/10782 E. , 2019/5586 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraflar vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
YARGITAY KARARI
A)Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının 01.04.2010-18.10.2012 tarihleri arasında davalı işyerinde bilgisayar operatörü olarak çalıştığını, en son ücretinin aylık net 950,00 TL. olduğunu, işyerinde servis ve öğle yemeği yardımı olduğunu, iş sözleşmesine haklı bir sebep olmadan 18.10.2012 tarihinde son verildiğini iddia ederek fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla; 3.100,00 TL. kıdem tazminatı, 1.800,00 TL. ihbar tazminatı olmak üzere toplam 4,900,00 TL. alacağının faizi ile tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
B)Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının 01.04.2010-18.10.2012 tarihleri arasında müvekkili işyerinde çalıştığını, proje bazlı çalışmaları yürüttüğünü, veri giriş elemanı olduğunu, asgari ücretle çalıştığını, performansa göre prim ödemesi yapıldığını, davacının çalıştığı projenin sonuna yaklaşması üzerine davacıya İstanbul içinde devam eden başka bir projede iş teklif edildiğini, diğer çalışanların bu teklifi kabul etmesine rağmen davacıyla birlikte tanık olarak ismi belirtilen 3 kişinin bu teklifi kabul etmediğini ve işten istifa ederek ayrıldığını, davacıya teklif edilen yeni görevde mali ve sosyal haklarında hiçbir değişiklik olmadığını, davacının tüm haklarının ödendiğini,istifa eden davacının ihbar öneli ödemesi gerektiğini, bununla birlikte müvekkil şirketin işe devam etmeyen ve istifasını bildiren davacıya çalışma sürresine isabet eden kıdem tazminatının makbuz karşılığı 3.183,74 TL.nin elden ödediğini, ödemenin müvekkil şirketin yasal ticari defterlerinde kayıtlı olduğunu,davacının kıdem ve ihbar tazminatı için işten çıkarılma tarihinden itibaren kısa süreli mevduata uygulanan en yüksek faiz talep edildiğini, kıdem tazminatı için iş akdinin sona erme tarihinden itisaren en yüksek mevduat faizi, ihbar tazminatı için ise temerrüt söz konuzu olmadığı için dava tarihinden itibaren yasal faiz talep edebileceğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
C)Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verildi.
D)Temyiz:
Kararı taraflar vekilleri temyiz etmiştir.
E)Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanunî gerektirici sebeplere göre, davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Mahkemece davacıya ibraname ve tediye makbuzunda belirtilen tazminat alacağının ödendiği kabul edilerek bakiye kıdem tazminatı hesap edilip hüküm altına alınmış ise de işveren tarafından dosyaya sunulan belgeler ispata elverişli değildir.
Dosyada davacının 19.10.2012 tarihinde istifa ettiğine dair belge sunulmuş, ibraname başlıklı belgede işten çıkış tarihi 18.10.2012 olarak gösterilmiş, 19.10.2012 tarihli hiçbir özelliği olmayan tediye makbuzu isimli belgede, davacıya ibraname başlıklı belgede hesabı gösterilen miktarda ödeme yapıldığı yazılmıştır. Belgeler çelişkilidir.
Davacı bu makbuzdaki parayı almadığını belirtmiştir. Öncelikle yeni Borçlar Kanunu"nun 420. maddesine göre ibranamenin fesihten en az 1 ay sonra düzenlenmesi ve ödemenin bankaya yapılması gerekir. Bu düzenlemenin amacı ödemeye ilişkin ihtilafları ortadan kaldırmaktır. Davalı işveren Anonim Şirket olup bankaya ödeme yaptığına ilişkin bir savunma getirmemiş, ödemeleri ticari kayıtlarına girdiğini de savunmamıştır. Bu nedenle 19.10.2012 tarihli istifa başlıklı belgeden bir gün önce düzenlenen ibraname ve 19.10.2012 tarihli tediye makbuzu hükümsüz olup, tediye makbuzundaki miktarın kıdem tazminatından mahsubu hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
F)SONUÇ:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 13.03.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.