23. Hukuk Dairesi 2015/6166 E. , 2018/2840 K.
"İçtihat Metni".....
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, taraflar arasında akdedilen 05.06.2012 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinde, inşaat ruhsatından itibaren 15 ay içerisinde işin teslim edileceğinin kararlaştırıldığını, aradan iki yıl geçmiş olmasına rağmen, henüz bir iş yapılamadığını, ayrıca, sözleşmede 5 katlı bir bina inşa edileceğinin belirlenmiş olduğunu, ancak belediyenin 4 kata kadar izin verdiğini, bu itibarla sözleşmenin ifasının da imkansız hale geldiğini ileri sürerek, sözleşmenin feshini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, sözleşmede kararlaştırılan sürenin henüz dolmadığını, müvekkilinin tüm çabalarına rağmen, bürokratik engeller nedeniyle inşaat ruhsatı alamadığını ve işe başlayamadığını, herhangi bir kusuru bulunmadığını, sözleşmede bu gibi durumlar için süre uzatımı öngörüldüğünü savunarak, davanın reddini istemiştir.
Asliye hukuk mahkemesince, 6501 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 1 ve 73. maddeleri uyarınca, davaya bakma görevinin tüketici mahkemesine ait bulunduğu gerekçesiyle, dosya tüketici mahkemesine gönderilmiştir.
Tüketici mahkemesince, taraflar arasındaki sözleşme uyarınca, ruhsat alma yükümlülüğü üzerinde bulunan, davalı yüklenicinin makul sürede inşaat ruhsatını almadığı, aradan iki yıldan fazla süre geçtiği halde inşaata başlamadığı, işin başında basiretli davranıp teknik ve idare nedenleri hesap etmesi gerektiği, ileri sürdüğü mazeretlerin yerinde olmadığı, davacı tarafın akdi feshetmekte haklı olduğu gerekçesiyle, davanın kabulü ile sözleşmenin feshine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Dava, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin feshi istemine ilişkindir.
6502 sayılı Kanun"un 3. maddesinin gerekçesinde eser sözleşmelerinin kanun kapsamına alınmasına herhangi bir açıklama getirilmemiştir. Ancak Kanun’un sistematiği nazara alındığında kanunda zikredilen eser sözleşmelerinden kastın; ticari ve mesleki olmayan amaçlarla, salt kişisel ihtiyaçları için kullanma ve tüketme amacıyla gerçek ve tüzel kişi ile tüketici arasında yapılan eser sözleşmeleri olduğu anlaşılmaktadır. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleri 818 sayılı Mülga Borçlar Kanunu"nun 355 vd., 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 470 vd. maddelerinde düzenlenen eser sözleşmelerinin kendine özgü bir türüdür. Bu sözleşmelerin bir tarafı arsa sahibi diğer tarafı yüklenicidir. Bu tür sözleşmelerde arsa sahibinin Tüketici Kanunu’nda 3/k maddesindeki tüketici tanımına uymadığı açıktır.
.../...
S.2
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde arsa sahibi açısından güdülen amaç, arsasını değerlendirmektir. Bu nedenle arsa sahibinin arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalarken güttüğü saikin 6502 sayılı Kanun’da tanımlanan tüketicinin saikinden farklı olduğu gözden kaçırılmamalıdır. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerine konu işin üst düzey teknolojiyi gerektirmesi, sözleşme kapsamında taşınmaz satış vaadi ve inşaat sözleşmelerinin de bulunduğu nazara alındığında 6502 sayılı Kanun’da kanun koyucunun salt kullanma ve tüketme amacına yönelik mutfak, dolap yaptırmak, araç tamiri yapmak gibi dar kapsamlı eser sözleşmelerini kastettiği, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinin ise bu kapsamda olmadığının kabulü gerekir.
Bu durumda davaya bakmakla görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğu gözetilerek, tüketici mahkemesince, HMK"nın 114/1-c ve 115/2. maddesi hükümleri uyarınca göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğu gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken işin esası hakkında yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
2) Bozma nedenine göre, davalı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle hükmün re"sen BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, bozma nedenine göre davalı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 17.04.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.