18. Ceza Dairesi Esas No: 2018/3460 Karar No: 2019/4278 Karar Tarihi: 05.03.2019
Tehdit - hakaret - Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2018/3460 Esas 2019/4278 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, bir kişinin tehdit ve hakaret suçlarından mahkum edilmesine karar verdi. Ancak, tehdit suçunun zamanaşımı süresinin dolduğu ve bu nedenle davanın düşmesi gerektiği ortaya çıktı. Hakaret suçuna ilişkin ise herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığı belirtildi. Ancak, kararın bir kısmında ceza miktarıyla ilgili bir hata yapılmış ve bu hata düzeltildi. Kanun maddeleri olarak TCK'nın 66/1-e, 125/4 ve CMK'nın 223/8, 321 ve 326 maddeleri geçmektedir.
Yerel Mahkemece bozma üzerine verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; 1- Sanık ... hakkında tehdit suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün incelenmesinde; Sanık hakkında TCK"nın 66/1-e maddesinde öngörülen 8 yıllık olağan dava zamanaşımı süresinin, zamanaşımını kesen son işlem olan sanığın sorgusunun yapıldığı 01/02/2008 tarihinden hüküm tarihine kadar gerçekleştiği gözetilmeden kamu davasının düşürülmesi yerine yargılamaya devamla yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi, Kanuna aykırı ve sanık ... müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden sair yönleri incelenmeyen hükmün tebliğnameye aykırı olarak 5320 sayılı Yasa"nın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA ancak; yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta anılan Yasa"nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan sanık hakkında açılan kamu davasının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle, 5237 sayılı TCK"nın 66/1-e, CMK"nın 223/8. maddeleri gözetilerek DÜŞMESİNE, 2- Sanık ... hakkında hakaret suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün incelenmesinde ise başkaca nedenler yerinde görülmemiştir. Ancak; Sanığa yükletilen hakaret eylemiyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemin sanık tarafından işlendiğinin Kanun"a uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı; Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanun"da öngörülen suç tipine uyduğu, Anlaşılmış ve ileri sürülen başkaca temyiz nedenleri yerinde görülmediği gibi hükmü etkileyecek oranda hukuka aykırılığa da rastlanmamıştır. Ancak; İlk hükmün sadece sanık tarafından temyiz edilip Özel Dairece bozulmasından sonra, sanık hakkında ilk kararda hükmedilen ceza miktarı ile bozmadan sonra verilen kararda hükmedilen ceza miktarı gözetildiğinde ikinci kararda "cezayı aleyhe değiştirme" yasağı kapsamında sanık aleyhine sonuç doğurmayacak şekilde hüküm kurulduğu gözetilmeden “sanık ... hakkında TCK"nın 125/4. maddesinin tatbik edilmemesine ilişkin sanık yararına doğan kazanılmış hakkı infaz yönünden 5320 sayılı Yasa"nın 8, 14125, CMK"nın 326/son maddeleri uyarınca mahfuzdur” şeklinde hüküm kurulması, Kanuna aykırı ve sanık ... müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde ise de bu aykırılık yeniden duruşma yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte bir yanılgı olduğundan 5320 sayılı Yasa"nın 8/1. madde ve fıkrası aracılığıyla 1412 sayılı CMUK"nın 322. maddesi uyarınca; hükmün son kısmına şerh düşülen “sanık ... hakkında TCK"nın 125/4. maddesinin tatbik edilmemesine ilişkin sanık yararına doğan kazanılmış hakkı infaz yönünden 5320 sayılı Yasa"nın 8, 14125, CMK"nın 326/son maddeleri uyarınca mahfuzdur.” ibaresinin çıkarılması suretiyle tebliğnameye kısmen uygun olarak HÜKMÜN DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 05/03/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.