7. Hukuk Dairesi 2021/6402 E. , 2021/2185 K.
"İçtihat Metni"7. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 23.08.2012 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 31.12.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi bir kısım davalılar tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, ortaklığın giderilmesi isteğine ilişkindir.
Davacılar vekili, 882, 887, 888, 959, 53 ve 57 parsel sayılı taşınmazlar üzerindeki ortaklığın giderilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile dava konusu taşınmazlar üzerindeki ortaklığın satış yoluyla giderilmesine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı Hazine vekili, davalı ... vekili ve davalı ... Taşkın vekili temyiz etmiştir.
1-Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları, paylı mülkiyet veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallarda paydaşlar (ortaklar) arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan, iki taraflı, tarafları için benzer sonuçlar doğuran davalardır.
Paydaşlığın giderilmesi davasını paydaşlardan biri veya birkaçı diğer paydaşlara karşı açar. HMK"nın 27. maddesi uyarınca davada bütün paydaşların yer alması zorunludur. Paydaşlardan veya ortaklardan birinin ölümü halinde alınacak mirasçılık belgesine göre mirasçılarının davaya katılmaları sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerekir.
Taraf teşkili kamu düzenine ilişkin olup re’sen yargılamanın her aşamasında göz önünde bulundurulması gerekir. Savunma hakkı, Anayasanın 36. maddesi ile güvence altına alınmış olup, 6100 sayılı HMK’nın 27. maddesinde de “Hukuki dinlenilme hakkı” başlığı altında ayrıca düzenlenmiştir. Hakim, tarafları dinlemeden veya iddia ve savunmalarını bildirmeleri için kanuna uygun biçimde davet etmeden hükmünü veremez. Buna göre hakim iddia ve savunma haklarını kullanabilmeleri için tarafları duruşmaya çağırmak zorundadır.
2-Paydaşlığın (ortaklığın) satış suretiyle giderilmesine ilişkin davalarda taşınmaz üzerinde bulunan bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçaların (muhdesat) kime ait olduğu konusunda uyuşmazlık olup da bunlar üzerinde bazı paydaşların (ortaklar) hak iddia etmeleri ve öncelikle bu uyuşmazlığın giderilmesini istemeleri halinde o paydaşa görevli mahkemede dava açmak üzere HMK"nın 165. maddesi uyarınca uygun bir süre verilmelidir. Mahkemece verilen süre içerisinde dava açıldığı takdirde sonucunun beklenmesi, açılmadığı takdirde o konuda uyuşmazlık yokmuş gibi davaya devam edilmesi gerekir.
3-6100 sayılı HMK’nun 297/2. maddesi gereğince;
Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.
4-Bunların yanında hakim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir. (HMK m.26/1)
Somut olaya gelince, dava konusu taşınmazların kayıt maliklerinden Saime Demirdağ’ın mirasçısı ...’ya dava dilekçesi tebliğ edilmeden, adı geçen davalının savunma ve delilleri toplanmadan eksik taraf teşkili ile işin esası hakkında karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bu nedenle mahkemece, davalı ...’ya duruşma gün ve saatini bildirir dava dilekçesi ekli davetiyenin tebliğ edilmesi adı geçen davalı davaya dahil edildikten sonra işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekir.
Davalı Hazine vekili, dava konusu 888 parsel sayılı taşınmazın kadastro tutanaklarında açık alan olarak göründüğünü, kadastro paftasında kadastro harici orman olarak belirlendiğini ileri sürerek bu parsel yönünden davanın reddini savunmuştur. Fen bilirkişisinin 25.11.2013 tarihli raporunda da dava konusu 882, 887, 959, 53 ve 57 parsel sayılı taşınmazların yenileme çalışmaları sonucunda yeni ada-parsel numarası aldığı, dava konusu 888 parsel sayılı taşınmaza ise yenileme çalışmalarında ada-parsel numarası verilmediği, bu parsele ait krokinin ilk tesis kadastrosu paftasındaki durumu itibariyle çıkarıldığı belirtilmiştir. Bu itibarla, davaya konu 888 parsel sayılı taşınmazın yenileme sonrası tedavülü ile yeni parsel numarasının taşınmazın tüm geldi gitti kayıtları getirtilerek ve gerekirse keşfen mahallinde yeniden uygulama yapılarak davalı Hazine vekilinin itirazlarının da karşılanması suretiyle hüküm kurulması gerekir.
Diğer yandan, dava konusu 882, 887, 959, 53 ve 57 parsel sayılı taşınmazların yenileme sonucunda sırasıyla 120 ada 7, 119 ada 1, 146 ada 22, 139 ada 6 ve 139 ada 11 parsel numaralarını aldığı anlaşıldığına göre mahkemece, yeni ada parsel numaraları üzerinden infaza elverişli bir hüküm kurulması gerekirken sicil kaydı kapatılan ve üzerinde işlem yapma olanağı bulunmayan tapu kayıtları üzerinden hüküm kurulması da doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, 21.10.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.