12. Hukuk Dairesi 2016/20795 E. , 2016/25032 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki şikayetçi tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı ... ... A.Ş. tarafından borçlular hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icra takibine geçildiği, örnek 6 numaralı icra emrinin düzenlenerek gönderilmesi üzerine, ipotek borçlusu ..."in icra mahkemesine yaptığı başvuruda; icra emrinin iptalini talep ettiği, mahkemece istemin reddine karar verildiği görülmektedir.
İİK"nun 149. maddesinde; “İcra memuru, ibraz edilen akit tablosunun kayıtsız şartsız bir para borcu ikrarını ihtiva ettiğini ve alacağın muaccel olduğunu anlarsa, borçluya ve taşınmaz üçüncü şahıs tarafından rehnedilmiş veya taşınmazın mülkiyeti üçüncü şahsa geçmişse, ayrıca bunlara birer icra emri gönderir. Bu icra emrinde borcun otuz gün içinde ödenmesi ve bu müddet içinde borç ödenmez ve icra mahkemesinden icranın geri bırakılmasına dair bir karar getirilmezse, alacaklının taşınmazın satışını isteyebileceği bildirilir” hükmüne yer verilmiştir.
İİK"nun 150/ı maddesinde ise; “Borçlu cari hesap veya kısa, orta, uzun vadeli kredi şeklinde işleyen nakdi veya gayrinakdi bir krediyi kullandıran tarafın ibraz ettiği ipotek akit tablosu, kayıtsız ve şartsız bir para borcu ikrarını ihtiva etmese dahi, krediyi kullandıran taraf, krediyi kullanan tarafa ait cari hesabın kesilmesine veya kısa, orta, uzun vadeli kredi hesabının muaccel kılınmasına ilişkin hesap özetinin veya gayrinakdi kredinin ödenmiş olması nedeniyle tazmin talebinin veya borcun ödenmesine ilişkin ihtarın noter aracılığıyla krediyi kullanan tarafa kredi sözleşmesinde yazılı ya da ipotek akit tablosunda belirtilen adrese gönderilmek suretiyle tebliğ edildiğini veya 68/b maddesi gereğince tebliğ edilmiş sayıldığını gösteren noterden tasdikli bir sureti icra müdürüne ibraz ederse, icra müdürü 149"uncu madde uyarınca işlem yapar..." hükmü yer almaktadır. Bu madde, 4949 sayılı Yasa ile İcra ve İflâs Kanunu"nda yapılan değişiklik sonucu bankalar lehine getirilmiş uygulamaları içermekte olup, borçluların, cari hesabın kesilmesine, hesap özetine ve tazmin talebine ilişkin tebligatları almamak suretiyle takibin başlatılmasını geciktirmeleri önlenmiş bulunmaktadır. Yapılan bu düzenlemelerle, kredi sözleşmelerindeki adrese çıkarılan hesap özetlerine bir ay içinde itiraz edilmemesi halinde hesap özetinin içeriği takip hukuku yönünden kesinleşecektir. Kredi sözleşmeleri ve bunlarla ilgili süresinde itiraz edilmemiş hesap özetleri ile ihtarnameler ve krediyi kullandıran tarafından usulüne uygun düzenlenmiş diğer belge ve makbuzlar, İİK"nun 68/1. maddesinde belirtilen belgelerden sayılırlar. Borçlu, hesap özetinin gerçeğe aykırılığını ancak borcu ödedikten sonra genel mahkemede açacağı bir dava ile ileri sürebilecektir. Görüldüğü üzere İİK"nun 150/ı maddesindeki düzenlemeler, bankalar lehine konulmuş ve borçlunun durumunu ağırlaştırıcı niteliktedir.
İİK"nun 149. veya 150/ı maddelerindeki düzenlemelere uymayan hallerde, ipoteklerin ilamlı icra yoluyla takibi mümkün değildir.
Somut olayda; taraflar arasında düzenlenen ipotek akit tablosunun incelenmesinde; “... 2 nolu meskenin tamamı, 12/28 arsa paylı 1. kat 3 nolu meskenin tamamı ... adına kayıtlı iken, bu kerre ... bizzat hareketle ... ... A.Ş."nin müşterilerinden ... T.C. nolu....e verilecek malların teminatını teşkil etmek üzere ... ... A.Ş."den olan 15.000,00 TL bedel mukabilinde ... ... A.Ş. lehine ... bağımsız bölüm 2. derecede olmak üzere % 40 faiz ve FBK süre ile ve serbest dereceden istifade etmek üzere ipotek tesis ettiklerini ...” şeklinde açıklamaların bulunduğu görülmektedir.
Alacaklı ... ... A.Ş., TTK"na göre kurulmuş bir anonim şirket olup, kredi veren kuruluş (banka) olmadığı gibi, takip dayanağı ipoteğin de İİK"nun 149. maddesi kapsamında karz ipoteği olmadığı anlaşılmaktadır.
O halde, mahkemece, kanunun emredici hükümlerinden kaynaklanan bu hususlar resen nazara alınarak, İİK"nun 16/2. maddesi gereğince süresiz şikayete tabi olan istemin kabulü ile icra emrinin iptaline karar verilmesi gerekirken, reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Şikayetçinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), bozma nedenine göre şikayetçinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08/12/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.