Esas No: 2021/1210
Karar No: 2021/3376
Karar Tarihi: 20.10.2021
Danıştay 13. Daire 2021/1210 Esas 2021/3376 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2021/1210
Karar No : 2021/3376
DAVACI : ... Gayrimenkul Değerleme ve Danışmanlık A.Ş.
VEKİLİ : Av. ...
DAVALILAR : 1) ... Kurulu
VEKİLLERİ : Av. ... , Av. ... Av. ...
2) ... Birliği
VEKİLLERİ : Av. ...
Av. ...
DAVANIN KONUSU :
Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği (TDUB)'nin 26/05/2012 tarihinde gerçekleştirilen Üçüncü Olağan Genel Kurul toplantısında, Sermaye Piyasası Kurulu tarafından gayrimenkul değerleme hizmeti vermek üzere listeye alınmış gayrimenkul değerleme şirketlerinden 2012 yılı için alınacak yıllık katkı paylarının belirlenmesine ilişkin verilen ve 21/06/2012 tarihinde Sermaye Piyasası Kurulu'nca onaylanan kararın iptali istenilmektedir.
DAVACININ İDDİALARI :
2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu'nun 40/D maddesi ve TDUB Statüsü'nün 1. maddesi uyarınca davalı idare TDUB'nin, Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) lisansı olan ve SPK listesinde lisanslı değerleme uzmanı olarak yer alan gerçek kişi değerleme uzmanlarının üye olmasının zorunlu olduğu bir meslek kuruluşu olduğu, TDUB üyesi olmadığı, SPK lisansı olan bir gayrimenkul değerleme şirketi olduğu ve ne SPK ne TDUB Statüsü ne de başka bir yasal düzenleme uyarınca TDUB'ne ihtiyarî veya zaruri olarak üye olmasının öngörülmediği, TDUB'ne hiçbir şekilde bağlı olmamasına rağmen kendisini de kapsayan bir karar alması ile İstanbul Barosu'nun üyesi olmayan avukatlardan katkı payı adı altında haksız kazanç elde etmek üzere karar alması arasında hiçbir fark olmadığı, TDUB Statüsü'nün 15. maddesi uyarınca Genel Kurul'a SPK lisanslı ve listede yer alan gayrimenkul değerleme şirketlerinden alınacak ve 25. maddesi uyarınca TDUB'ne gelir kaydedilecek katkı paylarını belirleme görevi verildiği, ancak bu düzenlemelerin TDUB'nin iç işleyişi ile ilgili olup gayrimenkul değerleme şirketlerini bu katkı paylarını ödemekle yükümlü kılmadığı, ödemekle yükümlü kılan başka bir yasal düzenlemenin de bulunmadığı, TDUB'nin kendisini temsil etmediği, Genel Kurul toplantısında oy hakkı hatta toplantıya katılma hakkı bile bulunmadığı, yasal düzenlemeler karşısında ancak TDUB'ne katkı sağlamak için serbest irade ile bir pay ödemesi söz konusu olabilecekken TDUB'nin serbest irade ile verilen bir katkıya bir tutar belirlemesi ve bu belirlediği tutarı ödenmesi zorunlu bir aidat olarak değerlendirmek sureti ile tahsil etmek yoluna gitmesinin yetkisini aşan bir durum olduğu, TDUB'nin yetki aşımının süreklilik arz eden bir uygulama olduğu, zira 2011 yılı katkı payına ilişkin olarak da bir önceki Genel Kurul toplantısında yine benzer bir karar alındığı, katkı paylarının bir aidat borcu gibi ödenmesinin talep edildiği çeşitli duyuruların, haksız ve zorlayıcı bildirimlerin yapılmaya başlandığı, katkı paylarının ödenmesi ile ilgili ek olarak alınan Yönetim Kurulu kararı ile ise ödeme yapılmaması hâlinde SPK'na şikâyet edileceği ve lisanslı şirketlerin yer aldığı listeden çıkartılmaları yani lisanslarının iptal edilmesi için başvurulacağının bildirildiği ileri sürülmüştür.
DAVALILARIN SAVUNMASI :
Davalı Sermaye Piyasası Kurulu tarafından, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının gelirlerinin üyelerinden toplanan ödentiler ve üyelere verilen cezalar ile yürütülen faaliyetler karşılığı alınan resim ve harçlardan oluştuğu, kamu kurum ve kuruluşları ile kamu iktisadi teşebbüslerinde asli ve sürekli görevlerde çalışanlar dışındaki meslek gruplarının ilgili meslek kuruluşuna üye olma zorunluluğunun bulunduğu, bu zorunluluk dolayısıyla mesleki faaliyetlerin icrasının ancak meslek kuruluşuna üye olmakla mümkün olabileceği ve yalnızca gerçek kişilerin değil, kuruluş kanunlarında ve ilgili mevzuatta tanımlandığı şekliyle bazı meslek kuruluşlarına tüzel kişilerin de üye olmaları gerektiği, zira üyeleri üzerinde kamu gücü kullanma yetkisine sahip olan kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşu olan TDUB'ne üyelik esasının iradi olmasının düşünülemeyeceği, meslek mensuplarının, meslek kuruluşlarının kamu yararı sağlamak üzere giriştiği faaliyetler ile yaptırımlardan üye olmamayı tercih ederek muaf kalmasının, meslek örgütünün varlık nedenini ortadan kaldıracağı, 30/12/2012 tarih ve 28513 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 06/12/2012 tarih ve 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu ile 2499 sayılı Kanun'un yürürlükten kaldırıldığı, 6362 sayılı Kanun'un 76. maddesinin 1. fıkrası gereğince gayrimenkul değerleme uzmanlığı lisansına sahip olanlar ile değerleme kuruluşlarının TDUB'ne üye olmak için başvurmak zorunda olduğunun açık bir şekilde yer aldığı, 2499 sayılı Kanun'un 40/D maddesinin 2. fıkrasında da TDUB'ne verilen görevler arasında haksız rekabeti önlemek amacıyla gerekli tedbirleri almanın yer aldığı,
Davalı Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği tarafından, 2499 sayılı Kanun'un 40/C maddesinde Birliğin gelirleri ve giderlerinin Bakanlar Kurulu kararı ile yürürlüğe konulan Statü'de düzenleneceğinin belirtildiği, Kanunun açık yetkilendirmesine uygun olarak hazırlanan TDUB Statüsü'nün 15. maddesinin (d) bendi uyarınca SPK tarafından gayrimenkul değerleme hizmeti vermek üzere listeye alınan gayrimenkul değerleme şirketlerinden alınan yıllık katkı paylarını belirleme görevi verildiği, mevzuat uyarınca kendilerine verilen görev ve yetki kapsamında davaya konu kararın alındığı, kararın hukuka aykırı olduğu iddiası bir tarafa aksine yasal düzenleme ile kendisine görev olarak verilmiş olan yıllık katkı paylarını belirlememesinin hukuka aykırılık teşkil edeceği, zira bu konuda bir takdir yetkisinin bulunmadığı, bağlı yetki içerisinde olduğundan davacı şirketin de aralarında bulunduğu mevzuatta belirtilen şirketlerden yıllık katkı payı almak zorunda olduğu, gayrimenkul değerleme hizmeti veren değerleme şirketlerinin sermaye piyasası mevzuatına göre gayrimenkul değerleme uzmanlığı lisansına sahip olan değerleme uzmanlarından oluşmak ve ticari faaliyetlerini TDUB üyeleri ile yürütmek zorunda oldukları, değerleme şirketlerinin en az %51'inin değerleme uzmanlarına ait olması gerektiği ve en az 5 değerleme uzmanı istihdam etmek zorunda olduğu gözönüne alındığında değerleme şirketlerinin TDUB Genel Kurulu'nda söz sahibi olabildiği, Statü'de TDUB'nin Yönetim Kurulu'nda değerleme şirketlerinin sorumlularının yer alacağının zorunluluk olarak düzenlendiği, listeye kayıtlı olan davacı şirketin bir bağının olmadığını iddia etmesinin hukuken kabul edilemez olduğu, katkı payının, tüm değerleme şirketlerinden değil kendi istekleri ile mevzuattan kaynaklanan tüm yükümlülükleri yerine getiren ve SPK listesine girme talebinde bulunarak bu alanda faaliyette bulunan doğrudan doğruya bağlantılı olan değerleme şirketlerinden alındığı belirtilerek işlemin hukuka uygun olduğu savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ... 'UN DÜŞÜNCESİ :
Dava konusu işlemin iptali gerektiği düşünülmektedir.
DANIŞTAY SAVCISI ... 'UN DÜŞÜNCESİ :
Dava, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği (TDUB)'nin 26/05/2012 tarihinde yapılan Üçüncü Olağan Genel Kurul toplantısında, Sermaye Piyasası Kurulu tarafından gayrimenkul değerleme hizmeti vermek üzere listeye alınmış gayrimenkul değerleme şirketlerinden 2012 yılı için alınacak yıllık katkı paylarının belirlenmesi konusunda alınan ve 21/06/2012 tarihinde Sermaye Piyasası Kurulu'nca onaylanan kararın iptali istemiyle açılmıştır.
Danıştay Onüçüncü Dairesinin 09/04/2019 günlü, E:2012/3828, K:2019/1138 sayılı davanın reddi yolundaki kararı, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'nun 01/10/2020 günlü, E:2019/2345, K:2020/1700 sayılı kararı ile bozulmuştur.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesi uyarınca, Danıştay'ın ilk derece mahkemesi olarak baktığı davaların temyizen incelenmesi sonucunda Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'nca verilen bozma kararlarına Danıştay dava dairelerince ısrar etme olanağı tanınmamış olması nedeniyle, bozma kararında yer alan gerekçelerle, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği (TDUB)'nin 26/05/2012 tarihinde yapılan Üçüncü Olağan Genel Kurul toplantısında, Sermaye Piyasası Kurulu tarafından gayrimenkul değerleme hizmeti vermek üzere listeye alınmış gayrimenkul değerleme şirketlerinden 2012 yılı için alınacak yıllık katkı paylarının belirlenmesi konusunda alınan ve 21/06/2012 tarihinde Sermaye Piyasası Kurulu'nca onaylanan kararın iptali gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü ve Sekizinci Dairelerince 2575 sayılı Danıştay Kanunu'nun Ek 1. maddesi uyarınca birlikte yapılan toplantıda, Danıştay Onüçüncü ve Sekizinci Daireleri Müşterek Kurulu'nun 09/04/2019 tarih ve E:2012/3828 K:2019/1138 sayılı davanın reddi yolundaki kararının Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'nun 01/10/2020 tarih ve E:2019/2345, K:2020/1700 sayılı kararıyla bozulması üzerine, işin gereği yeniden görüşüldü:
MADDİ OLAY VE HUKUKİ SÜREÇ :
Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği tarafından 26/05/2012 tarihinde gerçekleştirilen Üçüncü Olağan Genel Kurul toplantısında "... Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) tarafından gayrimenkul değerleme hizmeti vermek üzere listeye alınmış gayrimenkul değerleme şirketlerinden 2012 yılı için alınacak yıllık katkı paylarının belirlenmesi ile ilgili olarak;
- 01/04/2012 tarihinden önce SPK tarafından gayrimenkul değerleme hizmeti vermek üzere listeye alınmış gayrimenkul değerleme şirketlerinden 2012 yılı için 3.000-TL tutarında yıllık katkı payının 2012 yılı Temmuz ve 2012 yılı Ekim ayları içinde iki eşit taksit hâlinde alınması,
- 31/03/2012 tarihinden sonra SPK tarafından gayrimenkul değerleme hizmeti vermek üzere listeye alınmış gayrimenkul değerleme şirketlerinden 2012 yılı için alınacak yıllık katkı payının tek seferde ve 2012 yılı Ekim ayı içinde alınması ... " yönündeki karar ile diğer çeşitli kararlar alınmış, anılan Genel Kurul kararı SPK tarafından 21/06/2012 tarihli toplantıda onaylanmıştır.
Bunun üzerine davacı şirket tarafından, anılan kararın SPK tarafından gayrimenkul değerleme hizmeti vermek üzere listeye alınmış gayrimenkul değerleme şirketlerinden 2012 yılı için alınacak yıllık katkı paylarının belirlenmesine ilişkin kısmının iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.
Danıştay Onüçüncü ve Sekizinci Daireleri Müşterek Kurulu'nca 09/04/2019 tarih ve E:2012/3828, K:2019/1138 sayılı kararla davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı tarafından yapılan temyiz başvurusu üzerine Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'nun 01/10/2020 tarih ve E:2019/2345, K:2020/1700 sayılı kararı ile söz konusu kararın bozulmasına karar verilmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
ESAS YÖNÜNDEN:
Danıştay Onüçüncü ve Sekizinci Daireleri Müşterek Kurulu'nun 09/04/2019 tarih ve E:2012/3828, K:2019/1138 sayılı davanın reddine ilişkin kararının Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'nun 01/10/2020 tarih ve E:2019/2345, K:2020/1700 sayılı kararı ile, "... dava konusu işlem tarihinde yürürlükte olan mevzuata göre, Türkiye Değerlendirme Uzmanları Birliği'ne üye olma zorunluluğunun, yalnızca sermaye piyasası mevzuatı çerçevesinde gayrimenkul değerleme faaliyetinde bulunmak üzere gayrimenkul değerleme uzmanlığı lisansı verilen kişiler açısından söz konusu olduğu, değerleme şirketleri açısından ise böyle bir zorunluluğun bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Kaldı ki, 30/12/2012 tarih ve 28513 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu'nun "Değerleme Uzmanları Birliği" başlıklı 76. maddesinin 1. fıkrasında, "Gayrimenkul değerleme uzmanlığı lisansına sahip olanlar ile değerleme kuruluşları, tüzel kişiliği haiz kamu kurumu niteliğinde bir meslek kuruluşu olan Türkiye Değerleme Uzmanları Birliğine üye olmak için başvurmak zorundadırlar." kuralı ile daha önce 2499 sayılı Kanun'la getirilen ve yalnızca "kişiler" açısından belirlenen üye olma zorunluluğu, değerleme şirketleri açısından da getirilmiştir. 6362 sayılı Kanun'a dayanılarak çıkarılan ve 02/04/2014 tarih ve 28960 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği Statüsü'nün "Tanımlar" başlıklı 4. maddesinde de, "(1) Bu statüde geçen; (...) b) Değerleme Kuruluşu: Kurul tarafından sermaye piyasasında değerleme faaliyetinde bulunmak üzere yetkilendirilmiş değerleme kuruluşlarını, c) Değerleme Uzmanı: Kurulun lisanslamaya ilişkin düzenlemeleri çerçevesinde gayrimenkul değerleme uzmanlığı lisansına sahip olan kişileri (...) ifade eder." yönündeki kural ile değerleme kuruluşlarının Kurul tarafından yetkilendirilen tüzel kişileri, değerleme uzmanlarının ise değerleme uzmanlığı lisansına sahip olan gerçek kişileri ifade ettiği belirtilmiş; anılan Statü'nün "Üyelik" başlıklı 8. maddesinin 2. fıkrasında ise; "Değerleme kuruluşları Kurul tarafından yetkilendirildikleri tarihten itibaren üç ay içinde Birlik tarafından belirlenen bilgi ve belgelerle birlikte üyelik için Birliğe gerekli başvuruyu yapmakla yükümlüdürler. (...)" düzenlemesiyle değerleme kuruluşlarının da Birliğe üye olma zorunluluğu kurala bağlanmıştır.
Bu itibarla, dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte yürürlükte bulunan 2499 sayılı Kanun ile Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği Statüsü uyarınca, Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği'ne üye olma zorunluluğu bulunmadığı anlaşılan gayrimenkul değerleme şirketlerinden yıllık katkı payı alınmasına yönelik olarak tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık görülmemiş olup, davanın reddi yolundaki Müşterek Kurul kararında hukuki isabet bulunmamaktadır." gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 46. maddesinin birinci fıkrasında, Danıştay dava dairelerinin nihaî kararlarının Danıştay'da temyiz edilebileceği; 2575 sayılı Danıştay Kanunu'nun 38. maddesinde, İdarî Dava Daireleri Kurulu'nun, idarî dava dairelerinden ilk derece mahkemesi olarak verilen kararları temyizen inceleyeceği; 2577 sayılı Kanun'un 49/4. ve 50. maddelerinde, Danıştay dava dairelerine ısrar imkânı tanınmayıp, Danıştay İdarî ve Vergi Dava Daireleri Kurulları kararlarına uyulmasının zorunlu olduğu kurala bağlanmıştır.
Aktarılan kanun hükümlerine göre, Danıştay dava dairelerince ilk derece mahkemesi olarak verilen kararların Danıştay İdarî ve Vergi Dava Daireleri Kurullarınca bozulması hâlinde Danıştay dava dairelerine ısrar imkânı tanınmadığından, bozma kararına uyularak İdarî Dava Daireleri Kurulu kararında belirtilen gerekçelerle, dava konusu işlemin iptaline karar verilmesi gerekmektedir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Dava konusu Sermaye Piyasası Kurulu tarafından gayrimenkul değerleme hizmeti vermek üzere listeye alınmış gayrimenkul değerleme şirketlerinden 2012 yılı için alınacak yıllık katkı paylarının belirlenmesine ilişkin Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği kararının İPTALİNE,
2. Ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam ... -TL yargılama gideri ile Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ... -TL vekâlet ücretinin davalı idarelerden alınarak davacıya verilmesine,
3. Posta giderleri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,
4. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'na temyiz yolu açık olmak üzere, 20/10/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.