4. Hukuk Dairesi Esas No: 2018/3657 Karar No: 2018/5878 Karar Tarihi: 03.10.2018
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2018/3657 Esas 2018/5878 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2018/3657 E. , 2018/5878 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, asıl ve birleşen dava davalıları ... ve ... (mirasçısı ...) aleyhine 24/04/2014 gününde verilen dilekçe ile haksız fiil sebebiyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 27/03/2018 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA 03/10/2018 gününde oy çokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI Adli ve idari organ, kurum ve kuruluşlara yapılan şikayetlerin haklı olarak kabul edilebilmesi için şikayetin zayıf ve dolaylı da olsa bazı emarelere dayanması gerekir. Nitekim Dairemizin ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun müstekar içtihatları da bu doğrultudadır. Öte yandan, Anayasa"nın 76. maddesinde tanımlandığı ve Dairemizin kimi kararlarında belirtildiği üzere, hırsızlık ve dolandırıcılık gibi suçlar yüz kızartıcı suçlardandır. Bu neviden suç isnatlarına maruz kalmak toplum tarafından kınanan, "şüyuu vukuundan beter" bir durum meydana getirir. Hal böyle olunca, hırsızlık ve dolandırıcılık gibi ağır sonuçlar doğurabilecek bir konuda şikayet hakkının kullanılmasından önce yeterince ve ciddi olguların varlığının belirlenmesi, acele davranılmaması ve kayıtsızlık da gösterilmemesi gerekir. (Yargıtay HGK 07/07/2010 gün, 2010/4-364 esas, 2010/374 karar; Yargıtay 4 HD 27/01/2017 gün, 2014/599-968 E.K.) Somut olayda; davalıların, aralarında ailevi sorunlar bulunan evlatlıklarını cezalandırmak maksadıyla davacı ile birlikte nitelikli dolandırıcılık yaptıkları iddiası ile şikayette bulundukları, oysa dosya kapsamında, oluş konusunda, davalıların öznel değerlendirmeleri dışında objektif biçimde ciddi hiç bir emarenin mevcut olmadığı anlaşılmaktadır. Buna göre; davacının kişilik hakları ile davalıların şikayet hakkı arasındaki çatışan yararlar dengesi, davacı aleyhine bozulduğu ve davalılar bakımından hukuka uygunluk nedeni de gerçekleşmediği halde, davacı yararına uygun bir miktar manevi tazminat takdir edilmesi için ilk derece mahkemesi kararının bozulması gerekirken aksi düşünce ile onanması yönündeki sayın ekseriyetin görüşüne iştirak etmiyorum. 03/10/2018