Abaküs Yazılım
10. Daire
Esas No: 2016/15986
Karar No: 2021/4954
Karar Tarihi: 20.10.2021

Danıştay 10. Daire 2016/15986 Esas 2021/4954 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2016/15986
Karar No : 2021/4954

DAVACILAR : 1- ...
2- ...
3- ...
4- ...
5- ...
DAVALI : ... Bakanlığı
VEKİLİ : Av. ...

DAVANIN KONUSU : 17/06/2005 tarihli ve 25848 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Hükümlü ve Tutukluların Ziyaret Edilmeleri Hakkında Yönetmeliğin "Temel ilkeler" başlıklı 5. maddesi, 1. fıkrasına, 18/08/2016 tarihli ve 29805 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Yönetmelikle eklenen (e) bendinin iptali istenilmektedir.

DAVACILARIN İDDİALARI : Davacılar tarafından, cezaevinde tutuklu olarak bulundukları, davaya konu Yönetmelik değişikliğinden önce hükümlü ve tutukluların ayda 3 defa kapalı, 1 defa da açık olmak üzere toplam 4 görüş yaptıkları, Yönetmelik değişikliği ile açık görüş hakkının 2 ayda bir olacak şekilde yeniden düzenlendiği, ayrıca belli suçlardan hükümlü ve tutuklulara 2 ayda bir açık görüş yaptırılabileceği konusunda idareye takdir yetkisi tanındığı, davaya konu düzenleme ile suçlar arasında ayrıma gidildiği, yine söz konusu düzenlemenin aile hayatına saygı hakkına, eşitlik ilkesine aykırı olduğu belirtilerek dava konusu düzenlemenin iptali gerektiği ileri sürülmektedir.

DAVALININ SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, davaya konu düzenlemenin, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 83. maddesinin vermiş olduğu yetkiye dayanılarak hukuka uygun olarak ihtiyaca binaen yapıldığı, kurum mevcudu, güvenliği ve düzeninde olağandışı bir güvenlik zafiyeti yok ise görüşlerin biri açık olmak üzere ayda dört defa görüş yaptırıldığı, nitekim yapılan araştırmada, davacılardan ... ve ... isimli kişilerin 21/11/2017 tarihinde tahliye edildiği, diğer davacı ... isimli kişinin Silivri Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna sevk edildiği, ... ve ... isimli davacıların ise halen Kocaeli 2 No'lu T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda barındırıldıkları ve adı geçenlerin, 1. derece akrabaları ile ayda üç kez kapalı bir kez de açık görüş yaptıklarının tespit edildiği, öte yandan, ceza infaz kurumlarındaki hükümlü ve tutuklu sayısının kurum kapasitelerinin oldukça üzerinde olduğu ve alınan güvenlik önlemlerinin sekteye uğramaması için davaya konu düzenlemenin yapıldığı belirtilerek, dava konusu Yönetmelik hükmünde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : ...
DÜŞÜNCESİ : Davanın reddi gerektiği düşünülmektedir.

DANIŞTAY SAVCISI : ...
DÜŞÜNCESİ : Dava; 17/06/2005 tarihli Hükümlü ve Tutukluların Ziyaret Edilmeleri Hakkında Yönetmeliğin "Temel ilkeler" başlıklı 5'inci maddesinin 1'inci fıkrasına eklenen, 18/08/2016 tarih ve 29805 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren (e) bendinin iptali istemleriyle açılmıştır.
5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 83'üncü maddesinin 1'nci fıkrasında, "(1) Hükümlü, belgelendirilmesi koşuluyla eşi, üçüncü dereceye kadar kan ve kayın hısımları ile vasisi veya kayyımı tarafından haftada bir kez ve ayrıca kuruma kabullerinde, zorunlu hâller dışında bir daha değiştirilmemek üzere, ad ve adreslerini bildirdiği en fazla üç kişi tarafından, yarım saatten az ve bir saatten fazla olmamak üzere çalışma saatleri içinde ziyaret edilebilir.'' hükmüne; 3'üncü fıkrasında, ''(3) Görüşler, koşul ve süreleri Adalet Bakanlığınca hazırlanan yönetmelikle kapalı ve açık olmak üzere iki biçimde yaptırılır." hükmüne yer verilmiştir.
Aynı Kanunun 114'üncü maddesinin 2'nci fıkrasında, "(2) Soruşturma ve kovuşturma evrelerinde tutuklular, kurumun bu husustaki genel düzenine uymak suretiyle ziyaretçi kabul edebilirler. Ancak soruşturma evresinde Cumhuriyet savcısı, kovuşturma evresinde hâkim veya mahkeme, soruşturmanın veya davanın selameti bakımından tutuklunun ziyaretçi kabulünü yasaklayabilir veya bu hususta kısıtlamalar koyabilir." hükmü; 116'ncı maddesinin 1'nci fıkrasında ise, "(1) Bu Kanunun; yüksek güvenlikli kapalı ceza infaz kurumları,..........ziyaret, yabancı hükümlüleri ziyaret, ziyaret ve görüşlerde uygulanacak esaslar, beden eğitimi, kütüphane ve kurslardan yararlanma konularında 9, 16, 21, 22, 26 ilâ 28, 34 ilâ 53, 55 ilâ 62, 66 ilâ 76 ve 78 ila 88 inci maddelerinde düzenlenmiş hükümlerin tutukluluk hâliyle uzlaşır nitelikte olanları tutuklular hakkında da uygulanabilir." hükmü yer almıştır.
17/06/2005 tarihli ve 25848 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Hükümlü ve Tutukluların Ziyaret Edilmeleri Hakkında Yönetmeliğin 5'nci maddesinin 1'nci fıkrasının (d) bendi, "(d) Hükümlü ve tutuklular, bu Yönetmelikte belirtilen yakınları ile haftada bir kez olacak şekilde, üçü kapalı biri açık görüş olmak üzere ayda dört kez görüşme yapabilir." hükmünü, dava konusu (e) bendi ise, "(e) Kurum mevcudu, güvenliği ve düzeni dikkate alınmak suretiyle 26/09/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun İkinci Kitap Dördüncü Kısım Dördüncü, Beşinci, Altıncı ve Yedinci Bölümünde tanımlanan suçlar, 12/04/1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlardan, hükümlü ve tutuklular için ceza infaz kurumlarındaki açık görüşler idare ve gözlem kurulu kararıyla iki ayda bir yaptırılabilir." hükmünü içermektedir.
Hükümlü ve tutukluların aileleri, başka kişiler ve dışarıdaki kuruluşların temsilcileri tarafından ziyaret edilmelerine izin verilmesi gerektiği açık olmakla birlikte bu yükümlülük yerine getirilirken ceza infaz kurumunda tutulmanın kaçınılmaz ve doğal sonuçlarının gözetilmesi, kamu düzeni ve suç işlenmesinin önlenmesi ile özel hayata ve aile hayatına saygı gösterilmesi hakkı arasında adil bir dengenin sağlanması gerekmektedir.
Bu durumda, kamu düzeninin korunması ve ceza infaz kurumlarının güvenliğinin sağlanması amacıyla kurum mevcudu, güvenliği ve düzeni ile isnat edilen suçun ağırlığı dikkate alınmak suretiyle açık görüş hakkının sınırlandırılması yolundaki dava konusu düzenlemede üst normlara aykırılık bulunmadığı, söz konusu düzenleme ile bireysel hak ve yararlar ve kamu yararı arasında adil dengenin gözetildiği sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, davanın reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

MADDİ OLAY VE HUKUKİ SÜREÇ :
Dava; dava tarihi itibariyle Kocaeli 2 Nolu T Tipi Ceza İnfaz Kurumunda tutuklu olarak bulunan davacılar tarafından, 17/06/2005 tarihli ve 25848 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Hükümlü ve Tutukluların Ziyaret Edilmeleri Hakkında Yönetmeliğin "Temel ilkeler" başlıklı 5. maddesi, 1. fıkrasına, 18/08/2016 tarihli ve 29805 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Yönetmelikle eklenen (e) bendinin iptali istemiyle açılmıştır.
Hükümlü ve Tutukluların Ziyaret Edilmeleri Hakkında Yönetmeliğin davaya konu 5. maddesi, 1. fıkrası (e) bendinde, kurum mevcudu, güvenliği ve düzeni dikkate alınmak suretiyle, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nda tanımlanan bir kısım suç ile 12/4/1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun kapsamına giren suçlardan hükümlü ve tutuklu olanlar için ceza infaz kurumlarındaki açık görüşlerin idare ve gözlem kurulu kararıyla iki ayda bir yaptırılabileceği düzenlemesine yer verildiği görülmektedir.

İNCELEME VE GEREKÇE:
ESAS YÖNÜNDEN:
İlgili Mevzuat:
Anayasa'nın "Temel hak ve hürriyetlerin sınırlanması" başlıklı 13. maddesinde, "Temel hak ve hürriyetler, özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir. Bu sınırlamalar, Anayasanın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve lâik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz." hükmü; "Kişi hürriyeti ve güvenliği" başlıklı 19. maddesinde, "Herkes, kişi hürriyeti ve güvenliğine sahiptir.
Şekil ve şartları kanunda gösterilen:
Mahkemelerce verilmiş hürriyeti kısıtlayıcı cezaların ve güvenlik tedbirlerinin yerine getirilmesi; bir mahkeme kararının veya kanunda öngörülen bir yükümlülüğün gereği olarak ilgilinin yakalanması veya tutuklanması;... halleri dışında kimse hürriyetinden yoksun bırakılamaz." hükmü; "Özel hayatın gizliliği" başlıklı 20. maddesinde, "Herkes, özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir. Özel hayatın ve aile hayatının gizliliğine dokunulamaz.
Millî güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlık ve genel ahlâkın korunması veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması sebeplerinden biri veya birkaçına bağlı olarak, usulüne göre verilmiş hâkim kararı olmadıkça; yine bu sebeplere bağlı olarak gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de kanunla yetkili kılınmış merciin yazılı emri bulunmadıkça; kimsenin üstü, özel kâğıtları ve eşyası aranamaz ve bunlara el konulamaz. Yetkili merciin kararı yirmidört saat içinde görevli hâkimin onayına sunulur. Hâkim, kararını el koymadan itibaren kırksekiz saat içinde açıklar; aksi halde, el koyma kendiliğinden kalkar." hükmü yer almaktadır.
13/12/2004 tarihli ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un dava tarihindeki haliyle "Hükümlüyü ziyaret" başlıklı 83. maddesinde, Hükümlü, belgelendirilmesi koşuluyla eşi, üçüncü dereceye kadar kan ve kayın hısımları ile vasisi veya kayyımı tarafından haftada bir kez ve ayrıca kuruma kabullerinde, zorunlu hâller dışında bir daha değiştirilmemek üzere, ad ve adreslerini bildirdiği en fazla üç kişi tarafından, yarım saatten az ve bir saatten fazla olmamak üzere çalışma saatleri içinde ziyaret edilebilir...
Görüşler, koşul ve süreleri Adalet Bakanlığınca hazırlanan yönetmelikle kapalı ve açık olmak üzere iki biçimde yaptırılır." hükmü; "Tutukluların hakları" başlıklı 114. maddesinin 2. fıkrasında, "Soruşturma ve kovuşturma evrelerinde tutuklular, kurumun bu husustaki genel düzenine uymak suretiyle ziyaretçi kabul edebilirler. Ancak soruşturma evresinde Cumhuriyet savcısı, kovuşturma evresinde hâkim veya mahkeme, soruşturmanın veya davanın selameti bakımından tutuklunun ziyaretçi kabulünü yasaklayabilir veya bu hususta kısıtlamalar koyabilir." hükmü; "Tutukluların yükümlülükleri" başlıklı 116. maddesinde, "Bu Kanunun; yüksek güvenlikli kapalı ceza infaz kurumları,...ziyaret, yabancı hükümlüleri ziyaret, ziyaret ve görüşlerde uygulanacak esaslar konularında, ... 78 ilâ 88 inci maddelerinde düzenlenmiş hükümlerin tutukluluk hâliyle uzlaşır nitelikte olanları tutuklular hakkında da uygulanabilir." hükmü yer almaktadır.
5275 sayılı Kanunun 83. ve 116. maddelerine dayanılarak hazırlanan ve 17/06/2005 tarihli ve 25848 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Hükümlü ve Tutukluların Ziyaret Edilmeleri Hakkında Yönetmelik'in "Temel ilkeler" başlıklı 5. maddesi, 1. fıkrasının dava tarihinde yürürlükte olan haliyle (d) bendinde, "Hükümlü ve tutuklular, bu Yönetmelikte belirtilen yakınları ile haftada bir kez olacak şekilde, üçü kapalı biri açık görüş olmak üzere ayda dört kez görüşme yapabilir." kuralı; Yönetmeliğin 5. maddesi, 1. fıkrasına, 18/08/2016 tarihli ve 29805 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Yönetmelikle eklenen dava konusu (e) bendinde ise, "Kurum mevcudu, güvenliği ve düzeni dikkate alınmak suretiyle 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun İkinci Kitap Dördüncü Kısım Dördüncü, Beşinci, Altıncı ve Yedinci Bölümünde tanımlanan suçlar, 12/4/1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlardan, hükümlü ve tutuklular için ceza infaz kurumlarındaki açık görüşler idare ve gözlem kurulu kararıyla iki ayda bir yaptırılabilir." kuralı yer almaktadır.
Aynı Yönetmeliğin "Ziyaret gün ve saatleri" başlıklı 10. maddesinde, "Ziyaret günleri ve saatleri ile bir hükümlü ve tutuklunun görüşebileceği ziyaretçi sayısı, kurumun fiziki yapısı ve kapasitesi dikkate alınarak, kurumca belirlenir. ..." düzenlemesine yer verilmiştir.
Öte yandan, anılan Yönetmelikte açık görüşlerin nasıl yapılacağını düzenleyen "Açık görüş" başlıklı 13. maddesinde, "Açık görüş, hükümlü ve tutuklular ile ziyaretçilerinin maddi temasına imkan verecek şekilde, konuşulanların hazır bulunan görevli tarafından işitilebildiği ve izlenebildiği, ceza infaz kurumunun bu iş için tahsis edilmiş özel bölümünde yapılan ziyaret ve görüşmelerdir." şeklinde ifade edilmiştir.
Ayrıca söz konusu Yönetmeliğin "Açık görüşe ilişkin diğer konular" başlıklı 18. maddesinde, "Hükümlü ve tutuklu sayısının, verilen açık görüş günü sayısına bölünmesi suretiyle, görüş gününe kadar gruplar oluşturulur, her grubun görüş günü ve saatleri, ailelerine bildirilmek üzere, hükümlü ve tutuklulara tebliğ edilir ve hazırlanan program ayrıca koğuşlara ve ziyaretçilerin görebileceği uygun yerlere asılır.
Belirtilen gün ve saatler dışında görüş yaptırılmaz...
Her grubun açık görüşü bittikten sonra, görüş yerinde bulunan hükümlü ve tutuklular, görevliler nezaretinde dikkatli bir şekilde arandıktan sonra koğuş veya odalarına götürülerek burada sayılır. Kimlikleri, fotoğraflı belgelerle kontrol edilir, grup mevcudunun tam olduğunun anlaşılması üzerine, ziyaretçilerin kurum dışına çıkmasına izin verilir.
Açık görüşlerde, görüş mahallinde yeteri kadar dış güvenlik görevlisi gözlemci olarak bulundurulur." kurallarına yer verilmiştir.
Dava Konusu Yönetmeliğin İncelenmesi:
Hükümlü ve tutukluların ceza infaz kurumlarındaki açık görüş haklarına ilişkin düzenleme getiren dava konusu Yönetmelik kuralının, temel hak ve özgürlük kapsamındaki "kişi hürriyeti ve güvenliği" ile "özel hayatın gizliliği"ne ilişkin olduğunda duraksama bulunmamaktadır.
Bu itibarla, uyuşmazlığın çözümü, Anayasanın 13., 19. ve 20. maddelerinde öngörülen kısıtlama sebep ve koşullarına uyulup uyulmadığının denetlenmesini gerektirmektedir.
Buna göre, dava konusu Yönetmelik kuralının hukuka uygun olduğundan bahsedebilmek için, Anayasanın 13. maddesinde öngörüldüğü üzere, hükümlü ve tutukluların kişi hürriyeti ve güvenliği ile özel hayatın gizliliği haklarına yapılan müdahalenin, Anayasanın 19. ve 20. maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve kanunla -veya kanunun verdiği yetkiye istinaden düzenleyici işlemle (AYM Kararı, Başvuru No.2014/256, paragraf 87)- yapılması, ayrıca Anayasanın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve lâik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olmaması zorunlu bulunmaktadır.
Anayasa'nın yukarıda yer verilen 19. ve 20. maddeleri gereğince, hükümlü ve tutukluların özel ve aile hayatlarının sınırlanması, hukuka uygun olarak ceza infaz kurumunda tutulmanın kaçınılmaz ve doğal bir sonucudur. Öte yandan, hükümlü ve tutukluların özel ve aile hayatına saygı gösterilmesi hakkı, ceza infaz kurumu idaresinin hükümlü ve tutukluların ailesi ve yakınlarıyla temasını devam ettirecek önlemleri almasını zorunlu kılmaktadır. Nitekim Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesinin Üye Devletlere Avrupa Cezaevleri Kuralları Hakkında REC (2006) 2 sayılı tavsiye kararlarında da, hükümlü ve tutukluların aileleri, başka kişiler ve dışarıdaki kuruluşların temsilcileri tarafından ziyaret edilmelerine izin verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Söz konusu tavsiye kararında, koşulların oluşması ve gerekli görülmesi hâlinde ziyaretlere kısıtlamalar konulabileceği, ancak bu tür kısıtlamaların kabul edilebilir asgari bir iletişime imkân tanıyacak nitelikte olması gerektiği ifade edilmiştir.
Bununla beraber, bu yükümlülük yerine getirilirken ceza infaz kurumunda tutulmanın kaçınılmaz ve doğal sonuçlarının gözetilmesi gerekmektedir. Bu bağlamda, kamu düzeni ve suç işlenmesinin önlenmesi ile özel hayata ve aile hayatına saygı gösterilmesi hakkı arasında adil bir denge sağlanmalıdır. Ancak ceza infaz kurumunda bulunmanın gereği olarak idarenin tutuklu ve hükümlülerin özel ve aile hayatına müdahale konusunda takdir yetkisinin daha geniş olduğu da gözetilmelidir.
Öncelikle, yukarıda yer verilen 5275 sayılı Kanun'un 83. maddesinde, hükümlülerin ziyareti kapsamında görüşlere ilişkin koşul ve sürelerin Bakanlıkça hazırlanan Yönetmelikle kapalı ve açık olmak üzere iki biçimde yaptırılacağının; 114. maddesinde de, soruşturma ve kovuşturma evrelerinde tutukluların, kurumun bu husustaki genel düzenine uymak suretiyle ziyaretçi kabul edebileceklerinin; 116. maddesinde ise, hükümlülerin ziyaret ve görüşlerine ilişkin Kanun hükümlerinin tutukluluk haliyle bağdaşır nitelikte olanların tutuklular hakkında da uygulanabileceğinin düzenlendiği, dava konusu Yönetmeliğin de anılan hükümlere istinaden verilen yetki çerçevesinde çıkarıldığı anlaşıldığından, uyuşmazlıkta, Anayasanın 13. maddesinde öngörülen "kanunilik" koşulunun mevcut olduğu sonucuna varılmaktadır.
İkinci olarak, isnat edilen suçların ağırlığına göre tutuklu ve hükümlülere tanınan birtakım hak ve imkânların farklılaşması doğal olup, dava konusu Yönetmelik bendinde sayılan devletin güvenliğine, anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine, devletin sırlarına karşı suçlar ve casusluk suçu ile 3713 sayılı Kanun kapsamına giren suçların ağırlığı, Ceza İnfaz Kurumunun mevcudu ile personel sayısı dikkate alındığında, kamu düzenini ve Ceza İnfaz Kurumu güvenliğini sağlama amacıyla belirtilen suçlardan tutuklu ve hükümlü olanlar için açık görüş hakkının sınırlandırılmasının, "meşru amaç" taşıma koşulunu da karşıladığı açıktır.
Öte yandan, davaya konu Yönetmelik kuralında, belirli suçlardan tutuklu olanlar için ceza infaz kurumlarındaki açık görüşlerin idare ve gözlem kurulu kararıyla iki ayda bir yaptırılabileceğinin düzenlendiği, dolayısıyla kapalı görüş hakkının sınırlandırıldığına ilişkin bir düzenleme olmadığı, sınırlamanın yalnızca açık görüş hakkına yönelik olduğu, ayrıca emredici bir kural niteliğinde de bulunmayıp ceza infaz kurumlarına kendi fiziki yapı ve koşullarına göre ayda bir açık görüş düzenleme konusunda takdir yetkisi bıraktığı görülmektedir.
Nitekim, davaya konu Yönetmeliğin 10. maddesinde, ziyaret günleri ve saatleri ile hükümlü ve tutuklunun görüşebileceği ziyaretçi sayısının kurumun fiziki yapısı ve kapasitesi dikkate alınarak ilgili ceza infaz kurumlarınca belirleneceği düzenlenmiştir.
Bu kapsamda yapılan değerlendirmede; 5275 sayılı Kanun'un 83. maddesinde verilen yetki uyarınca, kamu düzeninin korunması ihtiyacı ve Ceza İnfaz Kurumu güvenliğini sağlama amacı doğrultusunda -isnat edilen suçun ağırlığı da dikkate alınarak- davacıların aile fertleriyle olan ilişkisinin sürdürülmesini engellemeyen açık görüş hakkının sınırlandırılması şeklindeki dava konusu düzenlemede kamu makamları tarafından güdülen meşru amaç ile tutukluların bireysel yararı arasında adil bir dengenin kurulduğu, demokratik toplumda gerekli olan müdahalenin ulaşılmak istenen amaçla "ölçülü" olduğu sonucuna varıldığından, dava konusu düzenlemede hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Bu itibarla; davanın reddi gerektiği sonucuna varılmıştır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davaya konu 17/06/2005 tarihli ve 25848 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Hükümlü ve Tutukluların Ziyaret Edilmeleri Hakkında Yönetmeliğin "Temel ilkeler" başlıklı 5. maddesi, 1. fıkrasına, 18/08/2016 tarihli ve 29805 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Yönetmelikle eklenen (e) bendinin iptali istemi yönünden DAVANIN REDDİNE,
2. Davacıların adli yardım taleplerinin kabul edilmesi nedeniyle dava açıldığı esnada tahsil edilmeyen ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam ... TL yargılama giderinin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 339. maddesi, 1. fıkrası uyarınca davacılardan tahsili için vergi dairesine müzekkere yazılmasına,
3. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ... TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalı Adalet Bakanlığı'na verilmesine,
4. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'na temyiz yolu açık olmak üzere, 20/10/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.


Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi