12. Hukuk Dairesi 2016/6643 E. , 2016/24957 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, temyiz olunan kararda yazılı gerekçelere göre yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun mahkeme kararının İİK. 366. ve HUMK. 438. maddeleri uyarınca (ONANMASINA), alınması gereken 29,20 TL temyiz harcından, evvelce alınan harç varsa mahsubu ile eksik harcın temyiz edenden tahsiline, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06/12/2016 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
Karşı Oy Yazısı:
Adi ortaklık sözleşmesi TBK.nun 620. maddesinde; “...iki ya da daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmesi üstlendikleri sözleşmedir”.
TBK’nun 638. maddesi; “Temsilin Sonuçları” başlıklı olup anılan maddenin ikinci fıkrasında ortaklık sözleşmesinde aksine bir hüküm beklenmedikçe bir ortağın alacaklıları, haklarını ancak o ortağın tasfiyedeki payı üzerinde kullanabilirler. Başka bir anlatımla adi ortaklığı oluşturan ortaklardan birinin borcu için adi ortaklığın hak ve alacakları doğrudan doğruya haczedilemez.
TBK’nun 638/3. fıkrasında ise; “Ortaklar, birlikte veya bir temsilci aracılığı ile bir üçüncü kişiye karşı, ortaklık ilişkisi çerçevesinde üstlendikleri borçlardan, aksi kararlaştırılmamış ise müteselsilen sorumlu olurlar”.
Somut olayda da keşidecisi iş ortaklığı olan çeke dayalı olarak iş ortaklığı ile birlikte ortaklığı oluşturan şirketler borçlu olarak gösterilmiş olup, iş ortaklığının tüzel kişiliğinin olmadığı gerekçesi ile icra mahkemesinde iş ortaklığı aleyhindeki takibin iptali için şikayette bulunulduğu, daha sonra iş ortaklığı adına icra dosyasına kısmi ödeme yapıldığı, icra mahkemesince iş ortaklığı hakkındaki takibin iptali kararı üzerine borçlular vekilince icra müdürlüğünden haksız tahsil edilen paranın alacaklıdan iadesi için muhtıra çıkarıldığı talep üzerine icra müdürlüğünce paranın alacaklıdan iadesine karar verildiği, bu kararın alacaklı tarafça şikayet konusu yapıldığı anlaşılmaktadır.
Her ne kadar adi ortaklık aleyhine yapılan takip iptal edilmiş ise de adi ortaklığın borcu için yapılan takipte müteselsil borçlu olan ortaklar aleyhindeki takip devam etmektedir. Bu durumda adi ortaklık adına adi ortaklığı oluşturan ortaklar tarafından icra dairesine yapılan ödeme, derdest bir icra dosyasına yapılan ödeme olup, ödenen miktar kadar borçluların borcu sona erer. Bu halde adi ortağın borcu için bir takip ve dolayısı ile adi ortaklığın tasfiyesi sonucunda ortağın tasfiyedeki payının haczi söz konusu değildir.
Öte yandan İİK’nun 361. maddesinin de olayda uygulama yeri bulunmamaktadır. İcra dairesince borçluladn fazla para tahsil edilip alacaklıya ödenmesi veya yanlışlıkla bir tarafa para ödenmesinden de söz edilemez. Takip talebinde adi ortaklar müteselsil borçlu sıfatı ile bulunmaya devam ettiklerinden tüzel kişiliği olmayan adi ortaklık hakkındaki takibin iptali İİK 361 göre, alacaklıya ödenen paranın iadesine imkan vermez. İcra dosyasına yatan para, dosya borçluları tarafından borcun ödenmesi için yatırılmış olup, icra dosyasına para yatırılırken adi ortaklık adına yatırıldığı şerhinin düşülmesi sonuca etkili değildir. İcraya yatan paranın üçüncü kişi tarafından yatırıldığı bir an için kabul edilse dahi İİK’nun 361. maddesi sadece borçlu tarafından fazla yatırılan para ile ilgili olduğundan olayda uygulanması hukuka aykırıdır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle mahkemece şikayetin kabulü yerine reddedildiğinden kararın bozulması görüşünde olduğumdan kararın onanması yönündeki sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum. 06/12/2016