23. Ceza Dairesi 2016/12343 E. , 2016/9453 K.
"İçtihat Metni"
Sanık ... hakkında ""Dolandırıcılık "" suçundan açılan kamu davasında yapılan yargılama sonucunda, Bursa 14.Asliye Ceza Mahkemesinin 19/12/2013 tarihli ve 2012/1166 Esas, 2013/1394 Karar sayılı ilamı ile adı geçen sanığın TCK"nın 157/1, 52, 53. maddeleri uyarınca 2 yıl hapis ve 2.000 TL. adli para cezası, ile cezalandırılmasına karar verilmiş, hükmün sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 15/01/2016 tarih ve 15 - 2014/61909 tebliğnamesi ile ""temyiz talebinin süresinde yapılmaması nedeniyle reddi"" talebi ile dosya dairemize gönderilmiş, Dairemizin 16/03/2016 tarih ve 2016/3764 Esas, 2016/3014 karar sayılı ilamıyla "temyiz talebinin reddine" karar verilmiştir.
Bu kez; hükümlü 30/05/2016 tarihli dilekçesi ile, tebligatın muhtara bırakıldığı ve temyiz talebinin süresinde olduğundan bahisle itiraz edilmesi isteminde bulunmuş ve istem Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nca yerinde görülerek itiraz yasa yoluna başvurulmuştur.
Hüküm sanığın yokluğunda verilmiş ve gerekçeli karar MERNİS adresinde 07/01/2014 tarihinde Tebligat Kanunu"nun 21. maddesi uyarınca muhtara tebliğ ve teslim edilmiş, 17/01/2014 tarihinde sanık tarafından temyiz dilekçesi verilmiştir.
Bilindiği üzere, 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 10. maddesinde, bilinen son adrese tebligat yapılması, bilinen son adresin tebligata elverişli olmaması halinde adres kayıt sistemindeki adrese tebligat yapılabileceği hüküm altına alınmıştır.
Sanık savunmada bulunduğu 30/01/2013 tarihli duruşmada ikamet adresini bildirdiği halde, gerekçeli kararı içeren tebligat doğrudan sanığın adres kayıt sistemindeki adresine yapılmış olup, bu durumda, tebligatın usulüne uygun olmadığı anlaşıldığından, sanık tarafından yapılan temyiz başvurusunun öğrenme üzerine süresinde olduğunun kabulü gerektiği anlaşıldığundan, dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın itiraz dilekçesinde ileri sürülen düşünce yerinde görüldüğünden itirazın KABULÜNE,
Dairemizin 16/03/2016 tarih ve 2016/3764 Esas, 2016/3014 sayılı kararının KALDIRILMASINA,
Sanığın müşteki ..."nın kaybettiği nüfus cüzdanını ele geçirerek fotokopisine kendi resmini yapıştırdığı ikinci kez fotokopi çekmek suretiyle kullanmaya başladığı, bu şekilde kesinleşmiş mahkumiyetlerinin infazından kurtulmaya çalıştığı, suç tarihinde yerel Olay Gazetesinde iş yerinde kullanmak üzere oto kiralama talebine ilişkin reklam yayınladığı, müşteki .....isimli şahsın kendisi ile irtibata geçmesi üzerine.... plakalı ..... marka panelvan minibüsü kiralamak için ... adına özel belge niteliğindeki oto kiralama sözleşmesini imzaladığı, ayrıca resmi nitelikteki sözleşmenin altındaki senetleri de müşteki ... adına imzalamak suretiyle atılı suçları işlediği iddia olunan olayda;
Sanığın dolandırıcılık eylemini kamu kurumu niteliğindeki nüfus idaresinin maddi varlığı olan sahte nüfus cüzdanı kullanılarak ve gazeteye ilan vermek suretiyle işlediğinin iddia ve kabul edilmesi karşısında, fiilinin 5237 sayılı TCK"nın 158. maddesinde öngörülen suçun nitelikli hallerini oluşturup oluşturmayacağına ilişkin delillerin takdirinin üst dereceli ağır ceza mahkemesine ait olduğu gözetilip görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yargılamaya devamla yazılı şekilde hükümler kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun"un 6723 sayılı Kanun"un 33. maddesi ile değişik 8/1 maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aynı yasanın 326/son maddesi uyarınca kazanılmış hakların saklı tutulmasına, 09.11.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.