5. Ceza Dairesi 2020/5628 E. , 2021/2332 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Rüşvet vermeye teşebbüs
...
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Suç tarihinde yankesicilik olaylarına karşı görevli polis memurları tarafından yapılan rutin kontrollerde kimliğini soran görevlilere yalan beyanda bulunan ve kimliğinin yanında olmadığını beyan etmesi üzerine tavırlarından şüphelenilen sanığın, işlem yapılmak üzere emniyete götürüldüğü sırada görevli polis memurlarına cebinden çıkardığı 100 TL"yi uzatarak kendisini bırakmalarını istediği, Yakacık Şehit ... Polis Merkezi Amirliği tarafından düzenlenen 20/11/2004 tarihli üst yazıda sanığın çeşitli suçlardan sabıkasının bulunduğu ancak aranmadığının bildirildiği anlaşılmakla, eyleminin; suç tarihinde yürürlükte bulunan 765 sayılı TCK"nin 213/2. maddesinde düzenlenen haklı bir hususun temini için rüşvet verme suçunu, 5237 sayılı TCK"da ise 05/07/2012 günü yürürlüğe giren 6352 sayılı Yasa ile yapılan değişiklikten önceki rüşveti tanımlayan 252/3. maddesinde "Rüşvet, bir kamu görevlisinin, görevinin gereklerine aykırı olarak bir işi yapması veya yapmaması için kişiyle vardığı anlaşma çerçevesinde bir yarar sağlamasıdır" denilerek sadece nitelikli rüşvete yer verildiği, kamu görevlisinin yapması gereken işi yapması ya da yapmaması gereken işi yapmaması için yarar sağlamasının veya kişilerin bu şekildeki iş için kamu görevlisine çıkar temin etmelerinin rüşvet tanımından çıkarıldığı, görevin gereklerine aykırı olarak bir işin yapılması veya yapılmaması için rüşvet teklifinde bulunulması durumunda suçun icra hareketleri başlamış olacağından rüşvete teşebbüs, haklı bir hususun temini için rüşvet önerilmesi halinde ise koşullarının bulunması durumunda kamu görevlisinin şeref ve saygınlığına saldırı niteliğinde olması sebebiyle aynı Yasa"nın 125/3. maddesinde düzenlenen kamu görevlisine hakaret suçunu oluşturacağı, zamanaşımı bakımından
sanık lehine olan 765 sayılı Kanun"un 213/2. maddesinde düzenlenen suçun kanunda öngörülen cezasının tür ve miktarına nazaran aynı Kanun"un 102/4 ve 104/2. maddelerinde öngörülen 7 yıl 6 aylık ilaveli dava zamanaşımı süresine tabi olduğu, suç tarihi olan 19/11/2004 ile hüküm günü arasında da hükmün açıklanmasının geri bırakılması ile ilgili durma süresi de nazara alındığında bu sürenin gerçekleştiği dikkate alınarak kamu davasının düşmesine karar verilmesi yerine yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, 5237 sayılı TCK"nin 7/2 ile 5320 sayılı Yasa"nın 8/1. maddeleri de gözetilmek suretiyle CMUK"un 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden sanık hakkında açılan kamu davasının aynı Yasa"nın 322 ve 5271 sayılı CMK"nin 223/8. maddeleri gereğince zamanaşımı sebebiyle DÜŞMESİNE 25/05/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
...