11. Ceza Dairesi 2019/2697 E. , 2019/4104 K.
"İçtihat Metni"
Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’nün 19.03.2019 tarihli ve 2019/2857 sayılı kanun yararına bozma istemine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 29.03.2019 tarihli ve ...... sayılı ihbarname ile;
Resmi belgede sahtecilik suçundan şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 26/10/2018 tarihli ve 2017/182731 soruşturma, 2018/112880 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara vâki itirazın reddine ilişkin Ankara 7. Sulh Ceza Hâkimliğinin 31/12/2018 tarihli ve 2018/8100 değişik iş sayılı kararının "şüpheli ... tarafından müşteki ...... aleyhine Ankara 16. İcra Müdürlüğünün 2015/8 esasına kayden başlatılan icra takibine konu 15/08/2013 keşide tarihli, 01/08/2014 vade tarihli 5.000.000 Euro bedelli keşidecisi müşteki ...... olan senedin sahte olarak düzenlendiği iddiasından ibaret soruşturma konusu olayda, alınan bilirkişi raporunda iddiaya konu senet üzerindeki müştekiye atfen atılı keşideci imzasının şikâyetçinin eli ürünü olduğunun tespit edildiğinden bahisle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de;
Müşteki vekili tarafından verilen 15/01/2015 tarihli şikâyet dilekçesinde müşteki tarafından kardeşi olan şüpheliye bu miktarda senet verilmediği, müştekinin başka bir ... altına attığı imzanın bir şekilde kopyalanarak takibe konu senedin oluşturulduğunun ifade edildiği, dosyada mevcut ve karara dayanak alınan 07/03/2016 tarihli bilirkişi raporunda müştekiye atfen atılı imzanın şikâyetçinin eli ürünü olduğunun tespit edildiği belirtilmiş ise de rapor içeriğinde “Belge, bilinen bono matbaa baskısı olmayıp, A4 veya daha büyük formda kağıdın ebatlarında düzenlemiştir….Keşideci imzanın oturduğu alanları/gramları ile düzenleme el yazıları alanları/gramları farklılığı dikkat çekmektedir. Yine düzenleme el yazılarının bu hali ile istiflenmiş/sıkıştırılmış hali görülmektedir…” şeklindeki açıklamalar ile yine raporun sonuç kısmında yeralan “Uygulamada belge düzenleme ile ilgili bir sınır bulunmamakla birlikte;yukarıda tespit edilen hususların tümü dikkate alındığında başka bir vesile ile imzalanmış bir belge üzerine,özel işlemlere tabi tutularak hazırlandığı, imzanın bulunduğu belge/kağıda yazıların oturtularak bu hale getirildiği,imzaya uygun belge hazırlandığı yönünde bulgular tespit..” şeklindeki ifade ile icra takibine konulan senet üzerindeki imzaya itiraz davasının görüldüğü Ankara 15. İcra Mahkemesinin 2015/18 esas sayılı dosyasında alınan 20/07/2015 tarihli bilirkişi raporundaki “ ..Belgenin el ile yazılmış oluşu,kağıdın kesim şekli, muhteva el yazıları ile imzanın farklı kalemlerin ürünü oluşu gibi hususların belgenin sıhhati açısından çekince yaratır mahiyette oldukları..” yönündeki tespitler ve bu yöndeki Yargıtay 11. Ceza Dairesinin 09/05/2017 tarihli ve 2017/2544 esas, 2017/3557 karar sayılı ilâmı da nazara alındığında, iddiaya konu senet üzerindeki müştekiye ait olduğu tespit edilen imzanın, şikâyetçi tarafından imzalanmış başka bir belgeden kopyalanmak veya sair suretle oluşturulup oluşturulmadığının tespiti açısından Adli Tıp Kurumu ihtisas dairesince inceleme yaptırılması gerektiği gözetilmeksizin, eksik soruşturma ile tesis edilen karara yönelik itirazın kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden” bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca, bozulması istenilmiş olmakla,
Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
İncelenen dosya içeriğine göre; Dairemizin 09.05.2017 tarihli 2017/2544 Esas ve 2017/3557 Karar sayılı bozma ilamı sonrası temin edilen 13.04.2018 tarihli bilirkişi raporunda; “...tetkike konu belgenin matbu bir belge olmaması, düzenleniş biçimi, belge üzerindeki imzanın kalem mürekkebinin fiziki yapısı yönünden farklılık göstermesi hususları hayatın doğal akışı içerisinde göz önüne alındığında, söz konusu belgenin, başka amaçla/boş olarak imzalanmış bir belge üzerindeki mevcut olan mürekkepli kalemle atılmış imzadan faydalanılmak suretiyle bilahare halen mevcut şekilde doldurulması suretiyle elde edilmiş olması ihtimal dahilinde değerlendirilmiştir“ şeklindeki tespit ile dosya içerisinde mevcut Adli Tıp Kurumu Başkanlığı‘nın 02.07.2018 tarihli rapor içeriğinde “23.3(23.1)x14.1(14.2) ebatında alt ve üst kenarının forme kesim olmadığı, kenar özellikleri bakımından düzensizlikler gösterdiğinden mutad senetlerden olmadığı, yazıların hem sol kenara yakın olması, adres bölümü ve üst ... yazıların imzaya yaklaşmama gayreti ile imza tarafını boş bırakmak amaçlı kaçınma arazı gösterdiği, imza üzerinde bulunan “Düzenleme Tarihi ve 15.08.2013“ ibaresinde sıkıştırma emaresi bulunduğu, imza konumunda inceleme konusu imza ile tetabuk olmayan ikinci bir imza izinin mevcut
olduğu görülmekle ve belgede mevcut en üstteki 1. kat izinin belge ile uyumlu olmadığı da birlikte değerlendirildiğinde söz konusu senedin imzadan faydalanılarak oluşturulmuş olmasının kuvvetle muhtemel olduğunun“ belirtilmesi karşısında, müştekinin bononun düzenlenme tarihi olan 15.08.2013 tarihinde yurtdışında bulunduğu yönündeki savunması ve bunu doğrulayan pasaport suretleri de dikkate alınarak, müştekinin bononun düzenlendiği tarihte yurtdışında bulunup bulunmadığının Emniyet Genel Müdürlüğünden sorulmasından sonra, sonucuna göre şüpheli hakında resmi belgede sahtecilik suçundan kamu davası açılması gerekirken, eksik incelemeyle şüpheli hakkında “senedin sonradan doldurulduğuna yönelik iddianın, senedin hangi anlaşmaya aykırı doldurulduğu tartışmasını içeren hukuki ihtilaf niteliğinde olabileceği, belgedeki imzanın müştekiye ait olduğu ve sahte olmadığı, başka bir belgeden de aktarılmadığı“ şeklindeki yasal ve yeterli olmayan gerekçeyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmesinde isabet bulunmadığından, bu karara vaki itirazın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı değerlendirilmekle, kanun yararına bozma istemine atfen düzenlenen ihbarnamedeki düşünceler yerinde görüldüğünden, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 26.10.2018 tarihli 2017/182731 Soruşturma ve 2018/112880 Karar sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın reddine ilişkin merci Ankara 7. Sulh Ceza Hakimliği’nin 31.12.2018 tarihli ve 2018/8100 Değişik İş sayılı kararının, 5271 sayılı CMK"nin 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde takdir ve ifasına, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına İADESİNE, 29.04.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
...