Abaküs Yazılım
6. Daire
Esas No: 2019/2551
Karar No: 2021/11621
Karar Tarihi: 20.10.2021

Danıştay 6. Daire 2019/2551 Esas 2021/11621 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2019/2551
Karar No : 2021/11621


DAVACI : … Başkanlığı

DAVALI : … Bakanlığı - …
VEKİLİ : …

DAVANIN KONUSU : 25/11/2014 tarih ve 29186 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliğinin "Geçiş Süreci" başlıklı geçici 1. maddesinin; "...Bu yönetmeliğin lehte olan hükümleri ve/veya..." ibaresinin iptali istenilmektedir.

DAVACININ İDDİALARI : Dava konusu düzenlemenin; Anayasa'ya, Temel İdare Hukuku ve Çevre Hukuku ilkelerine, yargı kararlarının uygulanması zorunluluğuna, kamu düzeni ve kamu yararına aykırı olduğu belirtilerek iptali gerektiği ileri sürülmüştür.

DAVALININ SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, söz konusu düzenlemenin, hizmetin gerekleri ile kamu yararı bakımından hukuka ve ilgili mevzuata uygun olduğu, davanın reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ … 'NUN DÜŞÜNCESİ : 25/11/2014 tarih ve 29186 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliğinin geçici 1. maddesinin, 2872 sayılı Kanunun; bütün canlıların ortak varlığı olan çevrenin, sürdürülebilir çevre ve sürdürülebilir kalkınma ilkeleri doğrultusunda korunmasını sağlama amacına, kamu yararına ve hukuka aykırılık bulunmadığından, davanın reddi gerektiği düşünülmektedir.

DANIŞTAY SAVCISI … 'IN DÜŞÜNCESİ : Dava, 25/11/2014 günlü, 29186 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliğinin lehe olan hükümlerinin uygulanmasını sağlayan "Geçiş Süreci" başlıklı Geçici 1. maddesinin "Bu yönetmeliğin lehte olan hükümleri ve/veya" ibaresinin iptali istemiyle açılmıştır.
Anayasanın 56. maddesinde; Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek Devletin ve vatandaşların ödevidir. Devlet, herkesin hayatını, beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini sağlamak; insan ve madde gücünde tasarruf ve verimi artırarak, işbirliğini gerçekleştirmek amacıyla sağlık kuruluşlarını tek elden planlayıp hizmet vermesini düzenler hükmüne yer verilmiştir.
2872 sayılı Çevre Kanununun 1. maddesinde; " Bu Kanunun amacı, bütün canlıların ortak varlığı olan çevrenin, sürdürülebilir çevre ve sürdürülebilir kalkınma ilkeleri doğrultusunda korunmasını sağlamaktır." kuralı, 2. maddesinde; "Çevre korunması: Çevresel değerlerin ve ekolojik dengenin tahribini, bozulmasını ve yok olmasını önlemeye, mevcut bozulmaları gidermeye, çevreyi iyileştirmeye ve geliştirmeye, çevre kirliliğini önlemeye yönelik çalışmaların bütününü, Sürdürülebilir çevre: Gelecek kuşakların ihtiyaç duyacağı kaynakların varlığını ve kalitesini tehlikeye atmadan, hem bugünün hem de gelecek kuşakların çevresini oluşturan tüm çevresel değerlerin her alanda (sosyal, ekonomik, fizikî vb.) ıslahı, korunması ve geliştirilmesi sürecini, Sürdürülebilir kalkınma: Bugünkü ve gelecek kuşakların, sağlıklı bir çevrede yaşamasını güvence altına alan çevresel, ekonomik ve sosyal hedefler arasında denge kurulması esasına dayalı kalkınma ve gelişmeyi, Çevresel etki değerlendirmesi: Gerçekleştirilmesi plânlanan projelerin çevreye olabilecek olumlu ve olumsuz etkilerinin belirlenmesinde, olumsuz yöndeki etkilerin önlenmesi ya da çevreye zarar vermeyecek ölçüde en aza indirilmesi için alınacak önlemlerin, seçilen yer ile teknoloji alternatiflerinin belirlenerek değerlendirilmesinde ve projelerin uygulanmasının izlenmesi ve kontrolünde sürdürülecek çalışmaları ifade eder" hükmü, 10. maddesinde; "Gerçekleştirmeyi plânladıkları faaliyetleri sonucu çevre sorunlarına yol açabilecek kurum, kuruluş ve işletmeler, Çevresel Etki Değerlendirmesi Raporu veya proje tanıtım dosyası hazırlamakla yükümlüdürler. Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu Kararı veya Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir Kararı alınmadıkça bu projelerle ilgili onay, izin, teşvik, yapı ve kullanım ruhsatı verilemez; proje için yatırıma başlanamaz ve ihale edilemez. Çevresel Etki Değerlendirmesine tâbi projeler ve Stratejik Çevresel Değerlendirmeye tâbi plân ve programlar ve konuya ilişkin usûl ve esaslar Bakanlıkça çıkarılacak yönetmeliklerle belirlenir." hükmü yer almıştır.
Dava konusu Yönetmeliğin "Geçiş süreci" başlıklı Geçici 1.maddesinde" Bu Yönetmeliğin yürürlük tarihinden önce, ÇED Başvuru Dosyası/Proje Tanıtım Dosyası Valiliğe ya da Bakanlığa sunulmuş projelere bu Yönetmeliğin lehte olan hükümleri ve/veya başvuru tarihinde yürürlükte olan Yönetmelik hükümleri uygulanır."hükmü yer almaktadır.
Uyuşmazlık konusu düzenlemeyle mülga Yönetmelik uyarınca Çed süreci başlatılan projelerle ilgili olarak proje sahiplerine ,yürürlükten kaldırılan Çed Yönetmeliğinin hükümleri ile yürürlükte olan Çed Yönetmeliği hükümlerinden hangisinin uygulanacağı konusunda tercihte bulunma hakkı verilmiştir.
Mülga Yönetmelik uyarınca Çed başvurusu yapılmış olan bir projeye yürürlükteki Yönetmelik'in lehe hükümlerinin uygulanması noktasında tercih hakkı tanınmasının, proje hakkında başvuru yapılan tarihte yürürlükte bulunan eşik değerlerin sağlanmayacağı ,çevresel etkilerin önlenmesine yönelik tedbir ve taahhütler yönünden istisna tanınacağı gibi sonuçlar doğurmayacağı ,ihtilafların önüne geçilmesi amacıyla yapıldığı sonucuna varılmıştır.
Bu itibarla, 2872 sayılı Çevre Kanununun 10. maddesinde dayanılarak, Çevresel Etki Değerlendirmesi sürecinde uyulacak idari ve teknik usul ve esasları belirlemek üzere yürürlüğe konulan dava konusu düzenlemede, 2872 sayılı Kanunun, bütün canlıların ortak varlığı olan çevrenin, sürdürülebilir çevre ve sürdürülebilir kalkınma ilkeleri doğrultusunda korunmasını sağlama amacına, kamu yararına ve hukuka aykırılık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davanın reddi gerektiği, düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, davanın ehliyet yönünden reddi yolundaki Danıştay Ondördüncü Dairesinin 03/02/2015 tarih ve E:2015/616, K:2015/801 sayılı kararının, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 25/02/2016 tarih ve E:2015/1443, K:2016/448 sayılı kararıyla bozulması üzerine, bozma kararına uyularak, duruşma için taraflara önceden bildirilen 20/10/2021 tarihinde, davacı Mersin Barosu Başkanlığının gelmediği ve davalı idare vekili Hukuk Müşaviri … 'in geldiği, Danıştay Savcısının hazır olduğu görülmekle, açık duruşmaya başlandı. Davalı idareye usulüne uygun olarak söz verilerek dinlendikten ve Danıştay Savcısının düşüncesi alındıktan sonra davalı idareye son kez söz verilip, duruşma tamamlandı. Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

MADDİ OLAY VE HUKUKİ SÜREÇ:
2872 sayılı Çevre Kanununun 10. maddesinde dayanılarak Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliği hazırlanmış ve 25/11/2014 tarih ve 29186 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmiş, aynı Yönetmeliğin 29. maddesi ile 03/10/2013 tarih ve 28784 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliği yürürlükten kaldırılmıştır.
Bakılan dava da, 25/11/2014 tarih ve 29186 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliğinin geçici 1. maddesinin hukuka aykırı olduğu iddialarıyla açılmıştır.

İNCELEME VE GEREKÇE:
İlgili Mevzuat:
2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 56. maddesinde; "Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek Devletin ve vatandaşların ödevidir. Devlet, herkesin hayatını, beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini sağlamak; insan ve madde gücünde tasarruf ve verimi artırarak, işbirliğini gerçekleştirmek amacıyla sağlık kuruluşlarını tek elden planlayıp hizmet vermesini düzenler." hükmüne yer verilmiştir.
2872 sayılı Çevre Kanununun 1. maddesinde; "Bu Kanunun amacı, bütün canlıların ortak varlığı olan çevrenin, sürdürülebilir çevre ve sürdürülebilir kalkınma ilkeleri doğrultusunda korunmasını sağlamaktır." hükmü, 2. maddesinde; "Çevre korunması: Çevresel değerlerin ve ekolojik dengenin tahribini, bozulmasını ve yok olmasını önlemeye, mevcut bozulmaları gidermeye, çevreyi iyileştirmeye ve geliştirmeye, çevre kirliliğini önlemeye yönelik çalışmaların bütününü, Sürdürülebilir çevre: Gelecek kuşakların ihtiyaç duyacağı kaynakların varlığını ve kalitesini tehlikeye atmadan, hem bugünün hem de gelecek kuşakların çevresini oluşturan tüm çevresel değerlerin her alanda (sosyal, ekonomik, fizikî vb.) ıslahı, korunması ve geliştirilmesi sürecini, Sürdürülebilir kalkınma: Bugünkü ve gelecek kuşakların, sağlıklı bir çevrede yaşamasını güvence altına alan çevresel, ekonomik ve sosyal hedefler arasında denge kurulması esasına dayalı kalkınma ve gelişmeyi, Çevresel etki değerlendirmesi: Gerçekleştirilmesi plânlanan projelerin çevreye olabilecek olumlu ve olumsuz etkilerinin belirlenmesinde, olumsuz yöndeki etkilerin önlenmesi ya da çevreye zarar vermeyecek ölçüde en aza indirilmesi için alınacak önlemlerin, seçilen yer ile teknoloji alternatiflerinin belirlenerek değerlendirilmesinde ve projelerin uygulanmasının izlenmesi ve kontrolünde sürdürülecek çalışmaları, ifade eder" hükmü, "İlkeler" başlıklı 3. maddesinin 1. fıkrasında; "...g) Kirlenme ve bozulmanın önlenmesi, sınırlandırılması, giderilmesi ve çevrenin iyileştirilmesi için yapılan harcamalar kirleten veya bozulmaya neden olan tarafından karşılanır. Kirletenin kirlenmeyi veya bozulmayı durdurmak, gidermek veya azaltmak için gerekli önlemleri almaması veya bu önlemlerin yetkili makamlarca doğrudan alınması nedeniyle kamu kurum ve kuruluşlarınca yapılan gerekli harcamalar 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre kirletenden tahsil edilir. ... j) Çevrenin korunması, çevre kirliliğinin önlenmesi ve çevre sorunlarının çözümüne yönelik gerekli teknik, idarî, malî ve hukukî düzenlemeler Bakanlığın koordinasyonunda yapılır. 2690 sayılı Türkiye Atom Enerjisi Kurumu Kanunu kapsamındaki konular Türkiye Atom Enerjisi Kurumu tarafından yürütülür." hükmü, 10. maddesinde; "Gerçekleştirmeyi plânladıkları faaliyetleri sonucu çevre sorunlarına yol açabilecek kurum, kuruluş ve işletmeler, Çevresel Etki Değerlendirmesi Raporu veya proje tanıtım dosyası hazırlamakla yükümlüdürler. Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu Kararı veya Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir Kararı alınmadıkça bu projelerle ilgili onay, izin, teşvik, yapı ve kullanım ruhsatı verilemez; proje için yatırıma başlanamaz ve ihale edilemez. (İptal üçüncü fıkra: Anayasa Mahkemesi’nin 15/1/2009 tarihli ve E.:2006/99, K.:2009/9 sayılı Kararı ile.) Çevresel Etki Değerlendirmesine tâbi projeler ve Stratejik Çevresel Değerlendirmeye tâbi plân ve programlar ve konuya ilişkin usûl ve esaslar Bakanlıkça çıkarılacak yönetmeliklerle belirlenir." hükmü, 30. maddesinde; "Çevreyi kirleten veya bozan bir faaliyetten zarar gören veya haberdar olan herkes ilgili mercilere başvurarak faaliyetle ilgili gerekli önlemlerin alınmasını veya faaliyetin durdurulmasını isteyebilir. Herkes, 9/10/2003 tarihli ve 4982 sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu kapsamında çevreye ilişkin bilgilere ulaşma hakkına sahiptir. Ancak, açıklanması halinde üreme alanları, nadir türler gibi çevresel değerlere zarar verecek bilgilere ilişkin talepler de bu Kanun kapsamında reddedilebilir." hükmü yer almıştır.
2872 sayılı Çevre Kanununun 10. maddesinde dayanılarak hazırlanan ve 25/11/2014 tarih ve 29186 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Çevresel Etki Değerlendirme Yönetmeliğinin "Geçiş süreci" başlıklı geçici 1. maddesinde; "(1) Bu Yönetmeliğin yürürlük tarihinden önce, ÇED Başvuru Dosyası/Proje Tanıtım Dosyası Valiliğe ya da Bakanlığa sunulmuş projelere bu Yönetmeliğin lehte olan hükümleri ve/veya başvuru tarihinde yürürlükte olan Yönetmelik hükümleri uygulanır." kuralına yer verilmiştir.

Uyuşmazlığa konu Yönetmeliğin iptali istenilen geçici 1. maddesinin; "...Bu yönetmeliğin lehte olan hükümleri ve/veya..." ibaresinin incelenmesi:
Davacı tarafından; dava konusu ibarenin, Çevre Kanununun 1. maddesine ve 2. maddesinde yer alan çevresel etki değerlendirmesi tanımına aykırı olduğu, nitekim söz konusu düzenleme ile projenin çevreye etkisinin en aza indirgenmesi yerine, lehe olan hükümlerin uygulanmasının amaçlandığı, bu durumun keyfi uygulamalara neden olacağı, ihtimale dayalı düzenleme yapılamayacağı, çevrenin korunmasını sağlayacak kuralların belirli olmamasının ve idarenin takdirine bırakılmasının kamu düzenini bozacağı, bu yönüyle Çevre Kanununun 3. maddesinin 1. fıkrasının (g) ve (j) bentleri ile 10. ve 30. maddelerine aykırı olduğu, proje lehine olan Yönetmeliğin uygulanması ile kamu düzeninin sağlanmasının mümkün olmayacağı, proje çevre kirliliğine neden olduğunda ve ilgili idare lehe olan düzenlemeyi uyguladığında ortaya çıkan kirliliğin kamu üzerinde kalacağı, hukuk devletinin temel ilkelerinden birinin belirlilik olduğu, buna göre düzenlemelerin açık, net, anlaşılır olması gerektiği, ayrıca bu durumun hukuki denetimin yapılmasına da engel teşkil edeceği ileri sürülmüştür.
Davalı idarece; her iki Yönetmeliğin de Çevre Kanununa uygun bir şekilde hazırlanarak yürürlüğe konulduğu, Yönetmeliğe tabi proje için başvuru yapıldığı anda ÇED sürecinin zaten belirlendiği (Ek 1 veya Ek 2 listesine tabi olması hususu) dolayısıyla eşik değerler bakımından yatırımcı lehine bir durumun söz konusu olamayacağı, başka bir ifadeyle, projeyle ilgili başvurunun yapıldığı tarihte yürürlükte olan mülga Yönetmeliğin Ek-1 ve Ek-2 listelerinde yer alan eşik değerlerin sağlanmayacağı, çevresel etkilerin önlenmesine yönelik tedbir ve taahhütler yönünden esneklik tanınacağı anlamına gelmediği belirtilmiştir.
Uyuşmazlık konusu düzenlemeyle, mülga Yönetmeliğe göre ÇED başvuru veya proje tanıtım dosyası Bakanlığa/Valiliğe sunulmuş projelere, yürürlükten kaldırılan ÇED Yönetmeliğinin hükümleri ile yürürlükte olan ÇED Yönetmeliği hükümlerinden hangisinin uygulanacağı konusunda proje sahiplerine tercihte bulunma imkanının verildiği anlaşılmaktadır.
Bununla birlikte, Yönetmeliğin lehe olan hükümlerinden ne anlaşılması gerektiğinin de ortaya konulması gerekmektedir. Yapılmak istenilen projeyle ilgili ÇED başvuru dosyasının mı yoksa proje tanıtım dosyasının mı hazırlanması gerektiği, mülga Yönetmeliğin Ek-1 veya Ek-2 listelerindeki eşik değerlere göre belirlenmektedir. Dolayısıyla lehte olan hükümlerin uygulanması durumunun, mülga Yönetmeliğin eki listelerdeki eşik değerlerin dikkate alınması suretiyle hazırlanan ÇED başvuru veya proje tanıtım dosyasının ilgili idareye sunulmasından ve mevcut Yönetmeliğin yürürlüğe girmesinden sonra mümkün olabileceği dikkate alındığında, eşik değerler bakımından lehe olan hükmün uygulanmasıyla ilgili bir değerlendirmenin gerekli olmadığı sonucuna ulaşılmaktadır.
Diğer taraftan, muhtemel çevresel etkiler ile bunlara karşı alınması gerekli önlemlerin ise, ÇED başvuru dosyasının hazırlanması aşamasında çevresel etki değerlendirmesi genel formatında veya proje tanıtım dosyasının hazırlanması aşamasında seçme eleme kriterlerinde yer alan başlıklar altında en baştan ele alınacak hususlar olduğu dikkate alındığında, çevresel etkilerin önlenmesine yönelik tedbir ve taahhütler yönünden istisna tanınması gibi sonuçların da ortaya çıkmayacağının kabulü gerekmektedir.
Bu itibarla; Yönetmeliğin lehe olan hükümlerinin, proje için yapılan başvuru aşamasından nihai kararın verileceği aşamaya kadar işleyen sürece ilişkin olduğu, bu konudaki tercih imkanının keyfi uygulamalara neden olmayacağı ve belirsizlik oluşturmayacağı sonucuna varılmıştır.
Bu durumda; 2872 sayılı Çevre Kanununun 10. maddesinde dayanılarak, Çevresel Etki Değerlendirmesi sürecinde uyulacak idari ve teknik usul ve esasları belirlemek üzere yürürlüğe konulan dava konusu geçici 1. maddenin "...Bu yönetmeliğin lehte olan hükümleri ve/veya..." ibaresinde, 2872 sayılı Kanunun, bütün canlıların ortak varlığı olan çevrenin, sürdürülebilir çevre ve sürdürülebilir kalkınma ilkeleri doğrultusunda korunmasını sağlama amacına, kamu yararına ve hukuka aykırılık görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. DAVANIN REDDİNE,
2. Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalı idare tarafından yapılan … -TL yargılama giderinin ise, davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine,
3. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca duruşmalı işler için belirlenen … -TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine,
4. Varsa posta gideri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra taraflara iadesine,
5. Temyiz aşamasında kullanılmayan … -TL yürütmenin durdurulması harcının istemi halinde davacıya iadesine,
6. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 20/10/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi