Abaküs Yazılım
6. Daire
Esas No: 2019/2506
Karar No: 2021/11623
Karar Tarihi: 20.10.2021

Danıştay 6. Daire 2019/2506 Esas 2021/11623 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2019/2506
Karar No : 2021/11623


DAVACI : … Derneği
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : … Bakanlığı - …
VEKİLİ : Av. …
MÜDAHİL (DAVALI YANINDA) : … Birliği
VEKİLİ : Av. …

DAVANIN KONUSU : 26/05/2017 tarih ve 30077 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren "Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik"in; 6. maddesi ile değiştirilen mevcut Yönetmeliğin 12. maddesinin 2. fıkrasında yer alan "İnceleme değerlendirme toplantısı sonrasında otuz (30) takvim günü içerisinde görüş bildirmeyen komisyon üyesi kurum/kuruluşun görüşü olumlu kabul edilir." şeklindeki son cümlesinin, 8. maddesi ile değiştirilen mevcut Yönetmeliğin 17. maddesinin 1. fıkrasında yer alan "Otuz (30) takvim günü içerisinde görüş bildirmeyen kurum/kuruluşun görüşü olumlu kabul edilir." şeklindeki son cümlesinin, 9. maddesi ile değiştirilen mevcut Yönetmeliğin 20. maddesinin 1. fıkrasının, 13. maddesi ile değiştirilen mevcut Yönetmeliğin Ek-1 listesinin 27. maddesinin (a) bendinde yer alan "Ruhsat alanı büyüklüğüne bakılmaksızın" ibaresinin, 14. maddesi ile değiştirilen mevcut Yönetmeliğin EK-2 listesinin; 9. maddesinde yer alan "Tank/havuz hacminin 5 m3 ve üzeri olduğu, elektrolitik veya kimyasal bir proses kullanılarak metal veya plastik maddelerin yüzeylerinin metalle kaplandığı tesisler ve/veya yüzey temizleme işleminin yapıldığı tesisler" şeklindeki, 33. maddesinde yer alan "Toplu konut projeleri (200 konut ve üzeri)" şeklindeki, 39. maddesinde yer alan "Alışveriş merkezleri (10.000 m2 ve üzeri kapalı inşaat alanı)" şeklindeki, 49. maddesinin (a) bendinde yer alan "Ruhsat alanı büyüklüğüne bakılmaksızın 25 hektara kadar çalışma alanında (kazı ve döküm alanı toplamı olarak) açık işletme yöntemi ile madenlerin çıkarılması" şeklindeki düzenlemelerin iptali istenilmektedir.

DAVACININ İDDİALARI : Dava konusu değişikliğe ilişkin düzenlemelerin; hukuka ve yargısal içtihatlara aykırı olduğu, söz konusu değişikliklerde kamu yararı bulunmadığı belirtilerek iptali gerektiği ileri sürülmüştür.

DAVALININ SAVUNMASI : Öncelikle usule ilişkin olarak; davacının dava açma menfaatinin bulunmadığı, davanın süresinde açılmadığı, esasa ilişkin olarak; dava dilekçesinde yer verilen iddiaların maddi ve hukuki mesnetten yoksun olduğu, uygulamadaki tecrübeler ile yargısal içtihatların ışığında yapılan düzenlemelerin hukuka ve mevzuata uygun olduğu belirtilerek davanın reddine karar verilmesi gerektiği savunulmuştur.

DAVALI YANINDA MÜDAHİLİN SAVUNMASININ ÖZETİ : Birliğin, maden işletmelerinin üretimlerini ve buna dayalı toplam maden ihracatlarını artırmayı hedeflediği, dolayısıyla maden işletme izin aşamalarında yaşanan sıkıntıların maden üretimini ve maden ihracatını olumsuz yönde etkilediği, bu anlamda dava konusu Yönetmeliğin 13. maddesi ile mevcut Yönetmeliğin Ek-1 listesinin 27. maddesinin (a) bendinde yer alan "Ruhsat alanı büyüklüğüne bakılmaksızın" şeklinde yapılan değişikliğin amacının, belki de hiç çalışmayacak işletme izni alanı dışındaki maden ruhsat alanının, ÇED sürecinde dikkate alınmamasının sağlamak olduğu, nitekim büyük bir kısmı tahmine dayalı mümkün rezerv alanından oluşan işletme ruhsat alanını baz alarak ÇED sürecini belirlemenin, madencilik sektörü için büyük bir yük olduğu, sürdürülebilir kalkınma ilkesinden hareketle, söz konusu değişiklikte hukuka aykırılık bulunmadığı belirtilerek davanın reddine karar verilmesi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ … 'NUN DÜŞÜNCESİ : Dava konusu Yönetmeliğin; 6. maddesi ile değiştirilen mevcut Yönetmeliğin 12. maddesinin 2. fıkrasında yer alan "İnceleme değerlendirme toplantısı sonrasında otuz (30) takvim günü içerisinde görüş bildirmeyen komisyon üyesi kurum/kuruluşun görüşü olumlu kabul edilir." şeklindeki son cümlesi ile 8. maddesi ile değiştirilen mevcut Yönetmeliğin 17. maddesinin 1. fıkrasında yer alan "Otuz (30) takvim günü içerisinde görüş bildirmeyen kurum/kuruluşun görüşü olumlu kabul edilir." şeklindeki son cümlesinin, 9. maddesi ile değiştirilen mevcut Yönetmeliğin 20. maddesinin 1. fıkrasının, 13. maddesi ile değiştirilen mevcut Yönetmeliğin Ek-1 listesinin 27. maddesinin (a) bendinde yer alan "Ruhsat alanı büyüklüğüne bakılmaksızın" ibaresi ile 14. maddesi ile değiştirilen mevcut Yönetmeliğin Ek-2 listesinin 49. maddesinin (a) bendinde yer alan "Ruhsat alanı büyüklüğüne bakılmaksızın 25 hektara kadar çalışma alanında (kazı ve döküm alanı toplamı olarak) açık işletme yöntemi ile madenlerin çıkarılması" şeklindeki düzenlemesinin iptali, 14. maddesi ile değiştirilen mevcut Yönetmeliğin EK-2 listesinin 9., 33. ve 39. maddeleri yönünden davanın reddi gerektiği düşünülmektedir.

DANIŞTAY SAVCISI … 'İN DÜŞÜNCESİ : 26/05/2017 günlü, 30077 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren "Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik"in; 6. maddesi ile değiştirilen mevcut Yönetmeliğin 12. maddesinin 2. fıkrasında yer alan "İnceleme değerlendirme toplantısı sonrasında otuz (30) takvim günü içerisinde görüş bildirmeyen komisyon üyesi kurum/kuruluşun görüşü olumlu kabul edilir." şeklindeki son cümlesinin; 8. maddesi ile değiştirilen mevcut Yönetmeliğin 17. maddesinin 1. fıkrasında yer alan "Otuz (30) takvim günü içerisinde görüş bildirmeyen kurum/kuruluşun görüşü olumlu kabul edilir." şeklindeki son cümlesinin; 9. maddesi ile değiştirilen mevcut Yönetmeliğin 20. maddesinin 1. fıkrasında yer alan "(1) Kapasite artışları; “ÇED Olumlu” veya “ÇED Gerekli Değildir” kararı bulunan ve eşik değeri olan projelerde yapılacak kapasite artışı ve/veya genişletilmesinin planlanması durumunda: a) “ÇED Olumlu” kararı bulunan projelerde; 1) Planlanan artış veya artışlar toplamı Ek-2 listesinde yer alan eşik değer ve üzerinde ise, 16 ncı madde kapsamında başvuru yapılması, 2) Planlanan artış veya artışlar toplamı Ek-1 listesinde yer alan eşik değer ve üzerinde ise, 8 inci madde kapsamında başvuru yapılması, gerekmektedir. b) “ÇED Gerekli Değildir” kararı bulunan projelerde planlanan artış veya artışlar toplamı Ek-2 listesinde yer alan eşik değer ve üzerinde ise mevcut proje kapasitesi ile toplanması ve bu toplamın; 1) Ek-2 listesinde yer alan eşik değer ve üzerinde kalması durumunda 16 ncı madde kapsamında başvuru yapılması, 2) Ek-1 listesinde yer alan eşik değer ve üzerinde kalması durumunda 8 inci madde kapsamında başvuru yapılması, gerekmektedir." şeklindeki düzenlemenin; 13. maddesi ile değiştirilen mevcut Yönetmeliğin Ek-1 listesinin 27. maddesinin (a) bendinde yer alan "Ruhsat alanı büyüklüğüne bakılmaksızın" şeklindeki ibarenin; 14. maddesi ile değiştirilen mevcut Yönetmeliğin Ek-2 listesinin 9. maddesinde yer alan "Tank/havuz hacminin 5 m³ ve üzeri olduğu, elektrolitik veya kimyasal bir proses kullanılarak metal veya plastik maddelerin yüzeylerinin metalle kaplandığı tesisler ve/veya yüzey temizleme işleminin yapıldığı tesisler" şeklindeki ibarenin; 14. maddesi ile değiştirilen mevcut Yönetmeliğin Ek-2 listesinin 33. maddesinde yer alan "Toplu konut projeleri (200 konut ve üzeri)" şeklindeki ibarenin; 14. maddesi ile değiştirilen mevcut Yönetmeliğin Ek-2 listesinin 39. maddesinde yer alan "Alışveriş merkezleri (10.000 m2 ve üzeri kapalı inşaat alanı)" şeklindeki ibarenin; 14. maddesi ile değiştirilen mevcut Yönetmeliğin Ek-2 listesinin 49. maddesinde yer alan "Ruhsat alanı büyüklüğüne bakılmaksızın 25 hektara kadar çalışma alanında (kazı ve döküm alanı toplamı olarak) açık işletme yöntemi ile madenlerin çıkarılması" şeklindeki ibarenin iptali istemiyle açılmıştır.
2872 sayılı Çevre Kanunu'nun 1. maddesinde; Kanunun amacı; bütün canlıların ortak varlığı olan çevrenin, sürdürülebilir çevre ve sürdürülebilir kalkınma ilkeleri doğrultusunda korunmasını sağlamak olarak kabul edilmiş, 10. maddesinde ise, gerçekleştirmeyi plânladıkları faaliyetleri sonucu çevre sorunlarına yol açabilecek kurum, kuruluş ve işletmelerin, Çevresel Etki Değerlendirmesi Raporu veya proje tanıtım dosyası hazırlamakla yükümlü oldukları kurala bağlanmış, Çevresel Etki Değerlendirmesine tâbi projeler ve Stratejik Çevresel Değerlendirmeye tâbi plân ve programlar ve konuya ilişkin usûl ve esasların Bakanlıkça çıkarılacak yönetmeliklerle belirleneceği düzenlemesine yer verilmiştir.
Çevresel etkiler doğurabilecek nitelikte olması sebebiyle ÇED Yönetmeliğinin EK-1 ve EK-2 listelerinde yer alan bir faaliyet veya projenin, eşik değerlerinde değişiklik yapılması veya Ek-1 listesinden çıkarılarak sadece Ek-2 listesinde düzenlenmesi ya da ÇED Yönetmeliği kapsamından tamamen çıkarılması durumlarında, bu değişikliklerin nesnel ve teknik gerekçelere dayanması ve bu faaliyet ve projenin çevreye olan etkilerinin değerlendirilmesine yönelik bir rapor, uzman görüşü ya da somut bilgi veya belge bulunması gerekmektedir.
Dava konusu Yönetmeliğin Ek-1 listesinin 27. maddesinin (a) bendi ile Ek-2 listesinin 49. maddesinin (a) bendinin incelenmesi;
25/11/2014 günlü, 29186 sayılı ÇED Yönetmeliğinin Ek-1 listesinin "Madencilik Projeleri" başlıklı 27. maddesinin (a) bendi; "25 hektar ve üzeri çalışma alanında (Kazı ve döküm alanı toplamı olarak) açık işletmeler" şeklinde, Ek-2 listesinin "Madencilik Projeleri" başlıklı 49. maddesinin (a) bendi ise; "madenlerin çıkarılması (Ek-1 listesinde yer almayanlar)" şeklinde düzenlenmiştir.
Dava konusu Yönetmeliğin Ek-1 listesinin "Madencilik Projeleri" başlıklı 27. maddesinin (a) bendi ise; "Ruhsat alanı büyüklüğüne bakılmaksızın 25 hektar ve üzeri çalışma alanında (Kazı ve döküm alanı toplamı olarak) açık işletmeler" şeklinde, Ek-2 listesinin "Madencilik Projeleri" başlıklı 49. maddesinin (a) bendi ise; "Ruhsat alanı büyüklüğüne bakılmaksızın 25 hektara kadar çalışma alanında (Kazı ve döküm alanı toplamı olarak) açık işletme yöntemi ile madenlerin çıkarılması" şeklinde düzenlenmiştir.
Bir alanda maden zuhurunun ortaya çıkarılması ile başlayıp işletme ruhsatına bağlanan madene ait işletme ruhsat sahasının 25 hektardan fazla olması ve bu ruhsata bağlı olarak yapılacak madencilik projelerinin ise 25 hektardan daha küçük çalışma alanında etaplar halinde gerçekleştirilmek istenilmesi durumunda, anılan madencilik projeleri için Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliğinin EK-1 listesi kapsamında Çevresel Etki Değerlendirmesi Raporu düzenlenmesi gerekmekte iken, dava konusu Yönetmelik değişikliği ile ruhsat alanı büyüklüğüne bakılmaksızın sadece çalışma alanı büyüklüğüne göre maden çıkarılmasına ilişkin projenin ÇED'e tabi olup olmadığını belirlenebilecektir.
Dairemizce, ÇED süreçleri ve verilen ÇED kararlarına ilişkin açılan davalarda yapılan yargılamalar aşamasında görülmüştür ki maden ocağı işletmesi kurmak isteyen girişimcilerce Yönetmelikte belirlenen 25 hektar sınırı aşılmadan hazırlanan proje tanıtım dosyaları ile ÇED Gerekli Değildir kararları valiliklerden alınarak faaliyete başlanılmakta, ancak süreç içerisinde bazen denetimlerdeki eksiklik ya da yetersizlik nedeniyle çalışma sahası 25 hektarın çok üzerine çıkmakta, bazen de ilave maden ocağı çalışma sahası için yapılan başvurulara da ÇED Gerekli Değildir kararları verilerek toplamda 25 hektarın üzerindeki çalışma sahalarına kısım kısım verilen ÇED Gerekli Değildir kararları ile ocak sahaları genişletilmekte olup, davalı idarenin savunmasına bu yönüyle itibar edilmemiş, nesnel ve teknik bir gerekçeye, herhangi bir rapor, uzman görüşü ya da somut bilgi veya belgeye dayanmayan dava konusu Yönetmelik kurallarında hukuka uyarlık görülmemiştir.

Dava konusu Yönetmeliğin 12. maddesinin 2. fıkrası ile 17. maddesinin 1. fıkrasının incelenmesi;
25/11/2014 günlü, 29186 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan ÇED Yönetmeliğinin "Komisyonun çalışma usulü ve çevresel etki değerlendirmesi raporunun incelenmesi" başlıklı 12. maddesinin 2. fıkrası; "Komisyon salt çoğunluk ile toplanır. Komisyon üyeleri, temsil ettikleri merkezi ve yerel kurum/kuruluşları ilgilendiren konulardaki yetki, görev ve sorumlulukları çerçevesinde görevlendirilirler; kurum/kuruluşları adına görüş bildirirler. Komisyon başkanı, üyelerden görüşlerini yazılı olarak vermelerini isteyebilir. Yazılı görüş veren kurum temsilcilerinin sonraki toplantılara katılmamaya ilişkin istemleri Komisyon başkanınca değerlendirilir." şeklinde iken; söz konusu madde hükmü, dava konusu Yönetmelik ile "Komisyon, yazılı görüş vermiş olan inceleme, değerlendirme komisyonu üyeleri dahil salt çoğunluk ile toplanır. Komisyon üyeleri, temsil ettikleri merkezi ve yerel kurum/kuruluşları ilgilendiren konulardaki yetki, görev ve sorumlulukları çerçevesinde görevlendirilirler, kurum/kuruluşları adına görüş bildirirler. Komisyon başkanı, üyelerden görüşlerini yazılı olarak vermelerini isteyebilir. Yazılı görüş veren kurum temsilcilerinin sonraki toplantılara katılmamaya ilişkin istemleri Komisyon başkanınca değerlendirilir. İnceleme değerlendirme toplantısı sonrasında otuz (30) takvim günü içerisinde görüş bildirmeyen komisyon üyesi kurum/kuruluşun görüşü olumlu kabul edilir." şeklinde değiştirilmiştir.
Aynı şekilde 25/11/2014 günlü, 29186 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan ÇED Yönetmeliğinin, "Çevresel etki değerlendirmesi gereklidir veya çevresel etki değerlendirmesi gerekli değildir kararı" başlıklı 17. maddesinin 1. fıkrasında; "Bakanlık Proje Tanıtım Dosyalarını EK-4’te yer alan kriterler çerçevesinde inceler ve değerlendirir. Bakanlık, bu aşamada gerekli görülmesi halinde Bakanlıkça yeterlilik verilmiş kurum/kuruluşlardan proje ile ilgili geniş kapsamlı bilgi vermesini, araç gereç sağlamasını, yeterliği kabul edilebilir kuruluşlarca analiz, deney ve ölçümler yapmasını veya yaptırmasını isteyebilir." hükmüne yer verilmiş iken; söz konusu madde hükmü, dava konusu Yönetmelik ile "Bakanlık, Proje Tanıtım Dosyalarını Ek-4’te yer alan kriterler çerçevesinde inceler ve değerlendirir. Bakanlık, bu aşamada gerekli görülmesi halinde Bakanlıkça yeterlik verilmiş kurum/kuruluşlardan proje ile ilgili geniş kapsamlı bilgi vermesini, araç gereç sağlamasını, yeterliği kabul edilebilir kuruluşlarca analiz, deney ve ölçümler yapmasını veya yaptırmasını isteyebilir. Bakanlık inceleme değerlendirme sürecinde gerekli görülmesi halinde yetkili kurum/kuruluşlardan görüş isteyebilir. Otuz (30) takvim günü içerisinde görüş bildirmeyen kurum/kuruluşun görüşü olumlu kabul edilir." şeklinde yeniden düzenlenmiştir.
Anayasa Mahkemesi'nin 15/01/2009 günlü, E:2006/99, K:2009/9 sayılı kararında da belirtildiği üzere; günümüzde çevrenin kirlendikten veya bozulduktan sonra eski hale getirilmesinin çok külfetli olması, hatta kimi durumlarda olanaksız bulunması nedeniyle, kirlenen çevreyi temizleme veya bozulan çevreyi onarma yerine, olası olumsuz etkilerin baştan önlenmesinin, çevresel etki değerlendirilmesi ile ulaşılmak istenilen asıl amaç olduğu kuşkusuzdur.
ÇED sürecinin yukarıda belirtilen niteliği göz önünde bulundurulduğunda, inceleme değerlendirme toplantısı sonrasında otuz (30) takvim günü içerisinde görüş bildirmeyen komisyon üyesi kurum/kuruluşun görüşünün olumlu kabul edilmesi, 2872 sayılı Çevre Kanununun bütün canlıların ortak varlığı olan çevrenin, sürdürülebilir çevre ve sürdürülebilir kalkınma ilkeleri doğrultusunda korunmasını sağlamak amacına ve çevresel etki değerlendirmesi ile ulaşılmak istenilen projelerin olası olumsuz etkilerinin baştan önlenmesi gerekliliğine aykırı olduğundan, bu yöndeki dava konusu düzenlemelerde hukuka uyarlık bulunmamıştır.
Dava konusu Yönetmeliğin 20. maddesinin incelenmesi;
Dava konusu Yönetmeliğin "Kapasite artışları" başlıklı 20. maddesinde,
"(1) Kapasite artışları; “ÇED Olumlu” veya “ÇED Gerekli Değildir” kararı bulunan ve eşik değeri olan projelerde yapılacak kapasite artışı ve/veya genişletilmesinin planlanması durumunda:
a) “ÇED Olumlu” kararı bulunan projelerde;
1) Planlanan artış veya artışlar toplamı Ek-2 listesinde yer alan eşik değer ve üzerinde ise, 16 ncı madde kapsamında başvuru yapılması,
2) Planlanan artış veya artışlar toplamı Ek-1 listesinde yer alan eşik değer ve üzerinde ise, 8 inci madde kapsamında başvuru yapılması, gerekmektedir.
b) “ÇED Gerekli Değildir” kararı bulunan projelerde planlanan artış veya artışlar toplamı Ek-2 listesinde yer alan eşik değer ve üzerinde ise mevcut proje kapasitesi ile toplanması ve bu toplamın;
1) Ek-2 listesinde yer alan eşik değer ve üzerinde kalması durumunda 16 ncı madde kapsamında başvuru yapılması,
2) Ek-1 listesinde yer alan eşik değer ve üzerinde kalması durumunda 8 inci madde kapsamında başvuru yapılması, gerekmektedir.
(2) “ÇED Olumlu” veya “ÇED Gerekli Değildir” kararı bulunan projelerde kapasite artışı ve/veya genişletilmesinin planlanması halinde, planlanan projenin etkileri, mevcut karara esas çevresel etkiler ile birlikte kümülatif olarak değerlendirilir." hükmüne yer verilmiştir.
Dava konusu Yönetmeliğin 20. maddesinden önce aynı konuya ilişkin olarak yapılan düzenlemeler ve bu düzenlemelerin iptali istemiyle açılan davalarda verilen kararlar ve gerekçeleri ışığında 20. maddede yapılan düzenleme incelendiğinde; öncesinde "ÇED Olumlu" kararı bulunan projelerde planlanan artışların, EK-1 veya Ek-2 listesinde belirlenen eşik değer ve üzerinde olup olmadığı yönünden değerlendirileceği; "Çed Gerekli Değildir" kararı bulunan projelerde planlanan proje artışlarında ise, mevcut proje kapasitesi ile planlanan artışın toplanması suretiyle bu toplamın EK-1 veya Ek-2 listesinde belirlenen eşik değer ve üzerinde olup olmadığı yönünden değerlendirileceği düzenlenmiş, ayrıca 20. maddenin 2. fıkrasında yer alan, “ÇED Olumlu” veya “ÇED Gerekli Değildir” kararı bulunan projelerde kapasite artışı ve/veya genişletilmesinin planlanması halinde, planlanan projenin etkileri, mevcut karara esas çevresel etkiler ile birlikte kümülatif olarak değerlendirileceğine ilişkin kural ile de birinci fıkrada ayrıntılı olarak belirtilen gerçekleşmesi muhtemel hususlara yönelik genel bir düzenleme öngörülmüş olup, ana proje hakkında verilmiş olan ÇED Olumlu veya ÇED Gerekli Değildir kararından bağımsız olarak kapasite artışı ve/veya genişletilmesinin planlanması halinde, çevresel etkileri yönünden, mevcut proje ile birlikte tamamı kümülatif olarak değerlendirileceğinden, yapılan bu değişiklikte hukuka aykırılık görülmemiştir.
Dava konusu Yönetmeliğin EK-2 listesinin 9., 33. ve 39. maddelerine gelince;
03/10/2013 günlü ÇED Yönetmeliğinin Ek-2 listesinin 9. maddesi "Tank hacminin 5 m³ ve üzeri olduğu, elektrolitik veya kimyasal bir proses kullanılarak metal ve plastik maddelerin yüzeylerinin metalle kaplandığı tesisler veya yüzey temizleme işleminin yapıldığı tesisler." şeklinde düzenlenmişken, 25/11/2014 günlü, 29186 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliği ile EK-2 listesinin 9. maddesi; "Tank/havuz hacminin 10 m³ ve üzeri olduğu, elektrolitik veya kimyasal bir proses kullanılarak metal veya plastik maddelerin yüzeylerinin metalle kaplandığı tesisler ve/veya yüzey temizleme işleminin yapıldığı tesisler" şeklinde yeniden düzenlenmiş, yapılan bu değişikliğin iptali istemiyle açılan davada, Danıştay Ondördüncü Dairesinin 02/02/2016 günlü, E:2015/585 sayılı kararı ile düzenlemenin yürütmesinin durdurulmasına karar verilmiş olup, Dairenin 27/09/2017 günlü E:2015/585, K:2017/4871 sayılı kararı ile de söz konusu kural iptal edilmiş ve dava konusu 26/05/2017 günlü, 30077 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik ile, 03/10/2013 günlü ÇED Yönetmeliğinde yer alan düzenlemeye yer verilmiştir. Bu durumda; 2013 tarihli ÇED Yönetmeliği EK-2 listesinde aynen yer alan söz konusu maddede hukuka aykırılık görülmemiştir.
03/10/2013 günlü ÇED Yönetmeliğinin Ek-2 listesinin 35. maddesi; "Toplu konut projeleri (200 konut ve üzeri)" şeklinde düzenlenmişken, 25/11/2014 günlü, 29186 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliği ile eşik değeri değiştirilmek suretiyle, EK-2 listesinin 33. maddesinde; "Toplu konut projeleri, (500 konut ve üzeri)" şeklinde düzenlenmiş, yapılan bu değişikliğin iptali istemiyle açılan davada Danıştay Ondördüncü Dairesinin 02/02/2016 günlü, E:2015/505 ve E:2015/586 sayılı kararları ile düzenlemenin yürütmesinin durdurulmasına karar verilmiş, Dairenin 27/09/2017 günlü, E:2015/505, K:2017/4873 ve E:2015/586, K:2017/4872 sayılı kararları ile de iptal edilmiş ve dava konusu 26/05/2017 günlü, 30077 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik ile, 03/10/2013 günlü ÇED Yönetmeliğinde yer alan düzenlemeye yer verilmiştir. Bu durumda; 2013 tarihli ÇED Yönetmeliği EK-2 listesinde aynen yer alan söz konusu maddede hukuka aykırılık görülmemiştir.
03/10/2013 günlü ÇED Yönetmeliğinin Ek-2 listesinin 44. maddesi; "Alışveriş merkezleri (10.000 – 50.000 m2 ve üzeri kapalı inşaat alanı)." şeklinde düzenlenmişken, 25/11/2014 günlü, 29186 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliği ile eşik değeri değiştirilmek suretiyle, EK-2 listesinin 39. maddesinde; "Alışveriş merkezleri, (Kapalı otoparklar dâhil 50.000 m2 ve üzeri projeler)" şeklinde düzenlenmiş olup, yapılan bu değişikliğin iptali istemiyle açılan davada, Danıştay Ondördüncü Dairesinin 02/02/2016 günlü, E:2015/505 ve E:2015/586 sayılı kararları ile düzenlemenin yürütmesinin durdurulmasına karar verilmiş, Dairenin 27/09/2017 günlü, E:2015/505, K:2017/4873 ve E:2015/586, K:2017/4872 sayılı kararları ile de belirtilen kural iptal edilmiş ve dava konusu 26/05/2017 günlü, 30077 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik ile, 03/10/2013 günlü ÇED Yönetmeliğinde yer alan düzenlemedeki alt eşik değere yer verilmek suretiyle "Alışveriş merkezleri (10.000 m2 ve üzeri kapalı inşaat alanı) şeklinde düzenlenmiş olduğundan, söz konusu maddede de hukuka aykırılık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, dava konusu Çevresel Etki Değerlendirme Yönetmeliğinin Ek-1 listesinin 27. maddesinin (a) bendi ile Ek-2 listesinin 49. maddesinin (a) bendi, 12. maddesinin 2. fıkrası ile 17. maddesinin 1. Fıkrasının iptaline, 20. maddesi ile EK-2 listesinin 9., 33. ve 39. maddeleri yönünden ise davanın reddine karar verilmesi gerektiği, düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince duruşma için taraflara önceden bildirilen 20/10/2021 tarihinde, davacı vekili Av. … ve davalı idareyi temsilen Huhuk Müşaviri … 'nün geldiği, davalı idare yanında müdahil İstanbul Maden İhracatçıları Birliğini temsilen Av. … 'in gelmediği, dosyada düşüncesi bulunan Danıştay Savcısı … 'in emekli olmasından dolayı duruşmaya katılamayacak olması nedeniyle düşüncesini okumak üzere Danıştay Başsavcılığı tarafından görevlendirilen Danıştay Savcısı … 'ın hazır olduğu görülmekle, açık duruşmaya başlandı. Taraflara usulüne uygun olarak söz verilerek dinlendikten ve Danıştay Savcısının düşüncesi alındıktan sonra taraflara son kez söz verilip, duruşma tamamlandı. Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

MADDİ OLAY VE HUKUKİ SÜREÇ :
2872 sayılı Çevre Kanununun 10. maddesinde dayanılarak Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliği hazırlanmış ve 25/11/2014 tarih ve 29186 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
Davalı idare tarafından, hem uygulamada edilen tecrübelerin ışığında ihtiyacın daha iyi karşılanmasını sağlamak, hem de yargı kararlarının gereğini yerine getirmek amacıyla, 25/11/2014 tarih ve 29186 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliğinde değişiklik yapıldığı ileri sürülmüştür.
Bakılan dava, bu amaçla hazırlanarak 26/05/2017 tarih ve 30077 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren "Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik"in; 6. maddesi ile değiştirilen mevcut Yönetmeliğin 12. maddesinin 2. fıkrasında yer alan "İnceleme değerlendirme toplantısı sonrasında otuz (30) takvim günü içerisinde görüş bildirmeyen komisyon üyesi kurum/kuruluşun görüşü olumlu kabul edilir." şeklindeki son cümlesinin, 8. maddesi ile değiştirilen mevcut Yönetmeliğin 17. maddesinin 1. fıkrasında yer alan "Otuz (30) takvim günü içerisinde görüş bildirmeyen kurum/kuruluşun görüşü olumlu kabul edilir." şeklindeki son cümlesinin, 9. maddesi ile değiştirilen mevcut Yönetmeliğin 20. maddesinin 1. fıkrasının, 13. maddesi ile değiştirilen mevcut Yönetmeliğin Ek-1 listesinin 27. maddesinin (a) bendinde yer alan "Ruhsat alanı büyüklüğüne bakılmaksızın" ibaresinin, 14. maddesi ile değiştirilen mevcut Yönetmeliğin EK-2 listesinin; 9. maddesinde yer alan "Tank/havuz hacminin 5 m3 ve üzeri olduğu, elektrolitik veya kimyasal bir proses kullanılarak metal veya plastik maddelerin yüzeylerinin metalle kaplandığı tesisler ve/veya yüzey temizleme işleminin yapıldığı tesisler" şeklindeki, 33. maddesinde yer alan "Toplu konut projeleri (200 konut ve üzeri)" şeklindeki, 39. maddesinde yer alan "Alışveriş merkezleri (10.000 m2 ve üzeri kapalı inşaat alanı)" şeklindeki, 49. maddesinin (a) bendinde yer alan "Ruhsat alanı büyüklüğüne bakılmaksızın 25 hektara kadar çalışma alanında (kazı ve döküm alanı toplamı olarak) açık işletme yöntemi ile madenlerin çıkarılması" şeklindeki düzenlemelerin hukuka aykırı olduğu iddialarıyla açılmıştır.

İNCELEME VE GEREKÇE:

USUL YÖNÜNDEN:
Davalı idarenin usule ilişkin itirazları yerinde görülmemiştir.

ESAS YÖNÜNDEN:
İlgili Mevzuat:
2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 56. maddesinde; "Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek Devletin ve vatandaşların ödevidir. Devlet, herkesin hayatını, beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini sağlamak; insan ve madde gücünde tasarruf ve verimi artırarak, işbirliğini gerçekleştirmek amacıyla sağlık kuruluşlarını tek elden planlayıp hizmet vermesini düzenler." hükmüne yer verilmiştir.
2872 sayılı Çevre Kanununun 1. maddesinde; "Bu Kanunun amacı, bütün canlıların ortak varlığı olan çevrenin, sürdürülebilir çevre ve sürdürülebilir kalkınma ilkeleri doğrultusunda korunmasını sağlamaktır." hükmüne, 2. maddesinde; "Çevre korunması: Çevresel değerlerin ve ekolojik dengenin tahribini, bozulmasını ve yok olmasını önlemeye, mevcut bozulmaları gidermeye, çevreyi iyileştirmeye ve geliştirmeye, çevre kirliliğini önlemeye yönelik çalışmaların bütününü, Sürdürülebilir çevre: Gelecek kuşakların ihtiyaç duyacağı kaynakların varlığını ve kalitesini tehlikeye atmadan, hem bugünün hem de gelecek kuşakların çevresini oluşturan tüm çevresel değerlerin her alanda (sosyal, ekonomik, fizikî vb.) ıslahı, korunması ve geliştirilmesi sürecini, Sürdürülebilir kalkınma: Bugünkü ve gelecek kuşakların, sağlıklı bir çevrede yaşamasını güvence altına alan çevresel, ekonomik ve sosyal hedefler arasında denge kurulması esasına dayalı kalkınma ve gelişmeyi, Çevresel etki değerlendirmesi: Gerçekleştirilmesi plânlanan projelerin çevreye olabilecek olumlu ve olumsuz etkilerinin belirlenmesinde, olumsuz yöndeki etkilerin önlenmesi ya da çevreye zarar vermeyecek ölçüde en aza indirilmesi için alınacak önlemlerin, seçilen yer ile teknoloji alternatiflerinin belirlenerek değerlendirilmesinde ve projelerin uygulanmasının izlenmesi ve kontrolünde sürdürülecek çalışmaları, ifade eder" hükmü, 10. maddesinde; "Gerçekleştirmeyi plânladıkları faaliyetleri sonucu çevre sorunlarına yol açabilecek kurum, kuruluş ve işletmeler, Çevresel Etki Değerlendirmesi Raporu veya proje tanıtım dosyası hazırlamakla yükümlüdürler. Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu Kararı veya Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir Kararı alınmadıkça bu projelerle ilgili onay, izin, teşvik, yapı ve kullanım ruhsatı verilemez; proje için yatırıma başlanamaz ve ihale edilemez. (İptal üçüncü fıkra: Anayasa Mahkemesi’nin 15/1/2009 tarihli ve E.:2006/99, K.:2009/9 sayılı Kararı ile.) Çevresel Etki Değerlendirmesine tâbi projeler ve Stratejik Çevresel Değerlendirmeye tâbi plân ve programlar ve konuya ilişkin usûl ve esaslar Bakanlıkça çıkarılacak yönetmeliklerle belirlenir." hükmü yer almıştır.
2872 sayılı Çevre Kanununun 10. maddesinde dayanılarak hazırlanan ve 25/11/2014 tarih ve 29186 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren (dava konusu Yönetmelikten önceki şekliyle) Çevresel Etki Değerlendirme Yönetmeliğinin "Tanımlar" başlıklı 4. maddesinde; "(1) Bu Yönetmelikte geçen; ... s) Komisyon: Proje için verilecek Özel Formatın kapsamını belirlemek ve hazırlanan ÇED Raporunu inceleyip değerlendirmek üzere Bakanlık tarafından kurulan Komisyonu, ... ifade eder." tanımına, "Çevresel etki değerlendirmesi sürecinin başlatılması ve komisyonun kuruluşu" başlıklı 8. maddesinde; "... (4) İnceleme sonucunda başvuru dosyasının ek-3’te yer alan ÇED Genel Formatına uygun hazırlandığına karar verilmesi halinde, Bakanlık tarafından başvuru dosyasındaki bilgiler dikkate alınarak, ilgili kamu kurum ve kuruluş temsilcileri, Bakanlık yetkilileri, proje sahibi ve Bakanlıkça yeterlik verilmiş kurum/kuruluşlardan oluşan bir Komisyon kurulur. ..." kuralına, Komisyonun çalışma usulü ve çevresel etki değerlendirmesi raporunun incelenmesi başlıklı 12. maddesinin 2. fıkrasında; "Komisyon, salt çoğunluk ile toplanır. Komisyon üyeleri, temsil ettikleri merkezi ve yerel kurum/kuruluşları ilgilendiren konulardaki yetki, görev ve sorumlulukları çerçevesinde görevlendirilirler; kurum/kuruluşları adına görüş bildirirler. Komisyon başkanı, üyelerden görüşlerini yazılı olarak vermelerini isteyebilir. Yazılı görüş veren kurum temsilcilerinin sonraki toplantılara katılmamaya ilişkin istemleri Komisyon başkanınca değerlendirilir." kuralına, "Başvuru ve inceleme" başlıklı 16. maddesinin 3. fıkrasında; "Eksiklikleri altı (6) ay içerisinde tamamlanmayan Proje Tanıtım Dosyasına ilişkin ÇED süreci sonlandırılır." kuralına, "Çevresel etki değerlendirmesi gereklidir veya çevresel etki değerlendirmesi gerekli değildir kararı" başlıklı 17. maddesinde; "(1) Bakanlık, Proje Tanıtım Dosyalarını ek-4’te yer alan kriterler çerçevesinde inceler ve değerlendirir. Bakanlık, bu aşamada gerekli görülmesi halinde Bakanlıkça yeterlik verilmiş kurum/kuruluşlardan proje ile ilgili geniş kapsamlı bilgi vermesini, araç gereç sağlamasını, yeterliği kabul edilebilir kuruluşlarca analiz, deney ve ölçümler yapmasını veya yaptırmasını isteyebilir. (2) Bakanlık on beş (15) iş günü içinde inceleme ve değerlendirmelerini tamamlar. Proje hakkında "ÇED Gereklidir" veya "ÇED Gerekli Değildir" kararını beş (5) iş günü içinde verir, kararı Valiliğe, proje sahibine ve Bakanlıkça yeterlik verilmiş kurum/kuruluşlara bildirir. Valilik, bu kararı askıda ilan ve internet aracılığıyla halka duyurur. ..." kuralına, Sürelerin uzatılması ve durdurulması 20. maddesinde; "Bu Yönetmelikte belirtilen süreler, proje sahibi, Bakanlıkça yeterlik verilmiş kurum/kuruluşların talebi ve Bakanlıkça da uygun görülmesi halinde ya da Bakanlığın doğrudan gerekli gördüğü hallerde, gerekçesi belirtilerek Bakanlık tarafından uzatılabilir veya durdurulabilir. Bakanlıkça yeterlik verilmiş kurum/kuruluşlara raporlarla ilgili eksiklikleri gidermesi ve ilave işlemler yapması için verilen süreler ÇED sürecine dahil değildir." kuralına, ÇEVRESEL ETKİ DEĞERLENDİRMESİ UYGULANACAK PROJELER LİSTESİ başlıklı EK-1 LİSTESİNİN 27. maddesinin (a) bendinde; "25 hektar ve üzeri çalışma alanında (Kazı ve döküm alanı toplamı olarak) açık işletmeler" kuralına, "SEÇME-ELEME KRİTERLERİ UYGULANACAK PROJELER LİSTESİ başlıklı EK-2 LİSTESİNİN 9. maddesinde; Tank/havuz hacminin 10 m³ ve üzeri olduğu, elektrolitik veya kimyasal bir proses kullanılarak metal veya plastik maddelerin yüzeylerinin metalle kaplandığı tesisler ve/veya yüzey temizleme işleminin yapıldığı tesisler" kuralına, 33. maddesinde; "Toplu konut projeleri, (500 konut ve üzeri)" kuralına, 39. maddesinde; "Alışveriş merkezleri, (Kapalı otoparklar dâhil 50.000 m2 ve üzeri projeler)" kuralına, 49. maddesinin (a) bendinde ise; "Madenlerin çıkarılması, (Ek-1 listesinde yer almayanlar)" kuralına yer verilmiştir.

26/05/2017 tarih ve 30077 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren "Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik"in; 6. maddesi ile değiştirilen mevcut Yönetmeliğin 12. maddesinin 2. fıkrasında; "Komisyon, yazılı görüş vermiş olan inceleme, değerlendirme komisyonu üyeleri dahil salt çoğunluk ile toplanır. Komisyon üyeleri, temsil ettikleri merkezi ve yerel kurum/kuruluşları ilgilendiren konulardaki yetki, görev ve sorumlulukları çerçevesinde görevlendirilirler, kurum/kuruluşları adına görüş bildirirler. Komisyon başkanı, üyelerden görüşlerini yazılı olarak vermelerini isteyebilir. Yazılı görüş veren kurum temsilcilerinin sonraki toplantılara katılmamaya ilişkin istemleri Komisyon başkanınca değerlendirilir. İnceleme değerlendirme toplantısı sonrasında otuz (30) takvim günü içerisinde görüş bildirmeyen komisyon üyesi kurum/kuruluşun görüşü olumlu kabul edilir.” kuralı, 8. maddesi ile değiştirilen mevcut Yönetmeliğin 17. maddesinin 1. fıkrasında; "Bakanlık, Proje Tanıtım Dosyalarını Ek-4’te yer alan kriterler çerçevesinde inceler ve değerlendirir. Bakanlık, bu aşamada gerekli görülmesi halinde Bakanlıkça yeterlik verilmiş kurum/kuruluşlardan proje ile ilgili geniş kapsamlı bilgi vermesini, araç gereç sağlamasını, yeterliği kabul edilebilir kuruluşlarca analiz, deney ve ölçümler yapmasını veya yaptırmasını isteyebilir. Bakanlık inceleme değerlendirme sürecinde gerekli görülmesi halinde yetkili kurum/kuruluşlardan görüş isteyebilir. Otuz (30) takvim günü içerisinde görüş bildirmeyen kurum/kuruluşun görüşü olumlu kabul edilir.” kuralı, 9. maddesi ile değiştirilen mevcut Yönetmeliğin 20. maddesinde; "(1) Kapasite artışları; “ÇED Olumlu” veya “ÇED Gerekli Değildir” kararı bulunan ve eşik değeri olan projelerde yapılacak kapasite artışı ve/veya genişletilmesinin planlanması durumunda: a) “ÇED Olumlu” kararı bulunan projelerde; 1) Planlanan artış veya artışlar toplamı Ek-2 listesinde yer alan eşik değer ve üzerinde ise, 16 ncı madde kapsamında başvuru yapılması, 2) Planlanan artış veya artışlar toplamı Ek-1 listesinde yer alan eşik değer ve üzerinde ise, 8 inci madde kapsamında başvuru yapılması, gerekmektedir. b) “ÇED Gerekli Değildir” kararı bulunan projelerde planlanan artış veya artışlar toplamı Ek-2 listesinde yer alan eşik değer ve üzerinde ise mevcut proje kapasitesi ile toplanması ve bu toplamın; 1) Ek-2 listesinde yer alan eşik değer ve üzerinde kalması durumunda 16 ncı madde kapsamında başvuru yapılması, 2) Ek-1 listesinde yer alan eşik değer ve üzerinde kalması durumunda 8 inci madde kapsamında başvuru yapılması, gerekmektedir. (2) “ÇED Olumlu” veya “ÇED Gerekli Değildir” kararı bulunan projelerde kapasite artışı ve/veya genişletilmesinin planlanması halinde, planlanan projenin etkileri, mevcut karara esas çevresel etkiler ile birlikte kümülatif olarak değerlendirilir.” kuralı, 13. maddesi ile değiştirilen mevcut Yönetmeliğin Ek-1 listesinin 27. maddesinin (a) bendinde; "Ruhsat alanı büyüklüğüne bakılmaksızın 25 hektar ve üzeri çalışma alanında (Kazı ve döküm alanı toplamı olarak) açık işletmeler" kuralı, 14. maddesi ile değiştirilen mevcut Yönetmeliğin Ek-2 listesinin 9. maddesinde; "Tank/havuz hacminin 5 m³ ve üzeri olduğu, elektrolitik veya kimyasal bir proses kullanılarak metal veya plastik maddelerin yüzeylerinin metalle kaplandığı tesisler ve/veya yüzey temizleme işleminin yapıldığı tesisler” kuralı, 14. maddesi ile değiştirilen mevcut Yönetmeliğin Ek-2 listesinin 33. maddesinde; "Toplu konut projeleri (200 konut ve üzeri)” kuralı, 14. maddesi ile değiştirilen mevcut Yönetmeliğin Ek-2 listesinin 39. maddesinde; "Alışveriş merkezleri (10.000 m2 ve üzeri kapalı inşaat alanı)” kuralı yer almıştır.
14/06/2018 tarih ve 30451 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren "Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik"in 1. maddesi ile değiştirilen mevcut Yönetmeliğin Ek-1 listesinin; 27. maddesinin (a) bendinde; "25 hektar ve üzeri çalışma alanında (Kazı ve döküm alanı dâhil) planlanan açık işletmeler veya bu işletmelere ait “ÇED Gerekli Değildir” kararı bulunan projelere ilave olarak planlanan alan artışları” kuralına, 2. maddesi ile değiştirilen mevcut Yönetmeliğin Ek-2 listesinin 49. maddesinin (a) bendinde; "Madenlerin çıkarılması (Ek-1 listesinde yer almayanlar)” kuralına yer verilmiştir.
Diğer taraftan, 31/07/2009 tarih ve 27305 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Kamu Hizmetlerinin Sunumunda Uyulacak Usul ve Esaslara İlişkin Yönetmelik'in "Kurum içi ve kurum dışı yazışma" başlıklı 11. maddesinde; "(1) Kurum içi ve kurum dışı görüş, bilgi ve belge talep yazıları günlü yazılır. İlgili mevzuatındaki özel hükümler saklı kalmak kaydıyla, idareler belge taleplerini en geç beş gün, bilgi ve görüş taleplerini ise en geç onbeş gün içinde yerine getirir. İdare, bilgi ve görüş yazıları için onbeş günü geçmemek üzere ek süre kullanabilir. Bu yazışmalar elektronik ortamda da yapılabilir." kuralı yer almıştır.
Uyuşmazlığa Konu Yönetmeliğin İptali İstenilen Düzenlemelerinin İncelenmesi:
Çevresel etkiler doğurabilecek nitelikte olması sebebiyle ÇED Yönetmeliğinin EK-1 ve EK-2 listelerinde yer alan bir faaliyet veya projenin, eşik değerlerinde değişiklik yapılması veya Ek-1 listesinden çıkarılarak sadece Ek-2 listesinde düzenlenmesi ya da ÇED Yönetmeliği kapsamından tamamen çıkarılması durumlarında, bu değişikliklerin nesnel ve teknik gerekçelere dayanması ve bu faaliyet ve projenin çevreye olan etkilerinin değerlendirilmesine yönelik bir rapor, uzman görüşü ya da somut bilgi veya belge bulunması gerekmektedir.
Yine, Avrupa Birliği ÇED Direktifi EK listelerinde yer almasa veya sadece Ek-2 listesinde yer alsa dahi, ulusal hukuk uyarınca, çevresel etkiler doğurabilecek nitelikteki faaliyetler için çevresel etki değerlendirmesi sürecinin öngörülmesinde, AB ÇED Direktifinde yer almayan veya EK-2 listesinde yer alan bir faaliyetin, kapasite değerlerine göre ayrıma tabi tutularak hem EK-1 ve hem de EK-2 listesinde veya sadece EK-1 listesinde düzenlenmesinde bir engel bulunmamaktadır. Nitekim, AB ÇED Direktifi EK listelerinde yer almamasına rağmen, dava konusu ÇED Yönetmeliğinin EK-1 ve EK-2 listelerinde yer alan projelerin varlığı olumlu bir göstergedir.

Dava konusu Yönetmeliğin 13. maddesi ile değiştirilen mevcut Yönetmeliğin Ek-1 listesinin 27. maddesinin (a) bendinde yer alan "Ruhsat alanı büyüklüğüne bakılmaksızın" ibaresi ile 14. maddesi ile değiştirilen mevcut Yönetmeliğin Ek-2 listesinin 49. maddesinin (a) bendi yönünden;
Dava konusu Yönetmeliğin 13. ve 14. maddeleri ile mevcut Yönetmeliğin Ek-1 listesinin 27. maddesinde ve Ek-2 listesinin 49. maddesinde yapılan değişikliğe ilişkin düzenlemeler, 14/06/2018 tarih ve 30451 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan "Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik"in 1. maddesi ve 2. maddesi ile yürürlükten kaldırılmıştır.
Bu itibarla; söz konusu maddelerin yürürlükten kaldırılması nedeniyle, karar tarihinde yürürlükte bulunmayan ve dolayısıyla uygulanma kabiliyeti kalmayan Yönetmeliğin anılan maddeleri yönünden davanın konusuz kaldığı anlaşılmıştır.
Dava konusu Yönetmeliğin 6. maddesi ile değiştirilen mevcut Yönetmeliğin 12. maddesinin 2. fıkrasında yer alan "İnceleme değerlendirme toplantısı sonrasında otuz (30) takvim günü içerisinde görüş bildirmeyen komisyon üyesi kurum/kuruluşun görüşü olumlu kabul edilir." şeklindeki son cümlesi ile 8. maddesi ile değiştirilen mevcut Yönetmeliğin 17. maddesinin 1. fıkrasında yer alan "Otuz (30) takvim günü içerisinde görüş bildirmeyen kurum/kuruluşun görüşü olumlu kabul edilir." şeklindeki son cümlesi yönünden;
25/11/2014 tarih ve 29186 sayılı ÇED Yönetmeliğinin 12. maddesinin 2. fıkrası; "Komisyon salt çoğunluk ile toplanır. Komisyon üyeleri, temsil ettikleri merkezi ve yerel kurum/kuruluşları ilgilendiren konulardaki yetki, görev ve sorumlulukları çerçevesinde görevlendirilirler; kurum/kuruluşları adına görüş bildirirler. Komisyon başkanı, üyelerden görüşlerini yazılı olarak vermelerini isteyebilir. Yazılı görüş veren kurum temsilcilerinin sonraki toplantılara katılmamaya ilişkin istemleri Komisyon başkanınca değerlendirilir." şeklinde düzenlenmiştir.
Dava konusu Yönetmelikle yapılan değişiklik sonrasında ise 12. maddenin 2. fıkrası; "Komisyon, yazılı görüş vermiş olan inceleme, değerlendirme komisyonu üyeleri dahil salt çoğunluk ile toplanır. Komisyon üyeleri, temsil ettikleri merkezi ve yerel kurum/kuruluşları ilgilendiren konulardaki yetki, görev ve sorumlulukları çerçevesinde görevlendirilirler, kurum/kuruluşları adına görüş bildirirler. Komisyon başkanı, üyelerden görüşlerini yazılı olarak vermelerini isteyebilir. Yazılı görüş veren kurum temsilcilerinin sonraki toplantılara katılmamaya ilişkin istemleri Komisyon başkanınca değerlendirilir. İnceleme değerlendirme toplantısı sonrasında otuz (30) takvim günü içerisinde görüş bildirmeyen komisyon üyesi kurum/kuruluşun görüşü olumlu kabul edilir." şeklinde düzenlenmiştir.
25/11/2014 tarih ve 29186 sayılı ÇED Yönetmeliğinin 17. maddesinin 1. fıkrası; "Bakanlık Proje Tanıtım Dosyalarını EK-4’te yer alan kriterler çerçevesinde inceler ve değerlendirir. Bakanlık, bu aşamada gerekli görülmesi halinde Bakanlıkça yeterlilik verilmiş kurum/kuruluşlardan proje ile ilgili geniş kapsamlı bilgi vermesini, araç gereç sağlamasını, yeterliği kabul edilebilir kuruluşlarca analiz, deney ve ölçümler yapmasını veya yaptırmasını isteyebilir." şeklinde düzenmiştir.
Dava konusu Yönetmelikle yapılan değişiklik sonrasında ise 17. maddenin 1. fıkrası; "Bakanlık, Proje Tanıtım Dosyalarını Ek-4’te yer alan kriterler çerçevesinde inceler ve değerlendirir. Bakanlık, bu aşamada gerekli görülmesi halinde Bakanlıkça yeterlik verilmiş kurum/kuruluşlardan proje ile ilgili geniş kapsamlı bilgi vermesini, araç gereç sağlamasını, yeterliği kabul edilebilir kuruluşlarca analiz, deney ve ölçümler yapmasını veya yaptırmasını isteyebilir. Bakanlık inceleme değerlendirme sürecinde gerekli görülmesi halinde yetkili kurum/kuruluşlardan görüş isteyebilir. Otuz (30) takvim günü içerisinde görüş bildirmeyen kurum/kuruluşun görüşü olumlu kabul edilir." şeklinde düzenmiştir.
Davacı tarafından, kurum görüşlerinin sonuca etki eden bir hazırlık işlemi niteliğinde olduğu, 30 gün içerisinde görüş bildirmeyen komisyon üyesi kurum/kuruluşun görüşünün olumlu kabul edilmesinin "zımni ret" ilkesine aykırı olduğu, görüşüne ihtiyaç duyulan bir kurumun zamanında görüş bildirmemesi durumunda görüşünün olumlu kabul edilmesi, riski olumlamak anlamına geldiği belirtilerek anılan fıkranın iptali istenilmektedir.
Davalı idare tarafından; kamu hizmetlerinin daha hızlı, kaliteli, basitleştirilmiş ve düşük maliyetli bir şekilde yerine getirilmesini sağlamak üzere, uygulanan pek çok mevzuat metninde, kurum görüşlerinin temini için süre ile sınırlama getirildiği beyan edilerek birçok yönetmelikten örnekler verilmiş ve 30 günlük süre içerisinde inceleme, değerlendirme, analiz ve etüt çalışmalarının devam ettiği, söz konusu çalışmalar tamamlandığında görüş verileceğinin bildirilmesi durumunda, söz konusu çalışmaların tamamlanmasının ve ilgili kurumun nihai görüşünün verilmesinin beklenildiği, nihai değerlendirmeye ulaşılamaması halinde kurum görüşünün olumlu/olumsuz kabul edilerek karar verilmesinin mümkün olmadığı savunulmuştur.
Yukarıda yer verilen Kamu Hizmetlerinin Sunumunda Uyulacak Usul ve Esaslara İlişkin Yönetmeliğin 11. maddesinde; Kurum içi ve kurum dışı görüş, bilgi ve belge talep yazılarının günlü yazılacağı, ilgili mevzuatındaki özel hükümler saklı kalmak kaydıyla, idarelerin belge taleplerini en geç beş gün, bilgi ve görüş taleplerini ise en geç on beş gün içinde yerine getireceği, idarenin, bilgi ve görüş yazıları için on beş günü geçmemek üzere ek süre kullanabileceği, bu yazışmaların elektronik ortamda da yapılabileceği düzenlenmiş olup, dava konusu Yönetmeliğin 6. ve 8. maddeleri ile mevcut Yönetmeliğin 12. maddesinin 2. fıkrasına ve 17. maddesinin 1. fıkrasına eklenen, otuz (30) takvim günü içerisinde görüş bildirmeyen komisyon üyesi, kurum/kuruluşun görüşünün olumlu kabul edileceğine dair ibarelerin, yine aynı Yönetmelikle düzenlendiği üzere kurulacak komisyonun çalışmalarını hızlandırmak ve görüş verilmemesi durumda, komisyon çalışmalarının tıkanmasını önlemek amaçlı olduğu sonucuna varılmıştır.

Nitekim, benzer şekilde Yönetmeliğin başvuru ve inceleme başlıklı 16. maddesinin 3. fıkrasında proje tanıtım dosyasındaki eksikliklerin 6 ay içinde tamamlanmaması halinde ÇED sürecinin sona ereceği; Yönetmeliğin 17. maddesinin 2. fıkrasında ise Bakanlığın inceleme ve değerlendirmelerini on beş (15) iş günü içinde tamamlayacağı ve proje hakkında "ÇED Gereklidir" veya "ÇED Gerekli Değildir" kararını beş (5) iş günü içinde vereceği düzenlenmiş olup, Yönetmeliğin çeşitli maddelerinde de benzer (süreli) düzenlemelerin yer aldığı görülmektedir.
Bu itibarla, ÇED sürecini gereksiz zaman kayıplarına yol açmadan sonuçlandırmaya ve bu süreçteki tıkanmaları önlemeye yönelik yapılan bu düzenlemelerde hukuka aykırılık görülmemiştir.
Dava konusu Yönetmeliğin 9. maddesi ile değiştirilen mevcut Yönetmeliğin 20. maddesinin 1. fıkrası yönünden;
Mülga 03/10/2013 tarih ve 28784 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan ÇED Yönetmeliğinin "Çevresel etki değerlendirmesine tabi projeler" başlıklı 7. maddesinde; "(1) Bu Yönetmeliğin; a) EK-1’de yer alan projelere, b) "ÇED Gereklidir" kararı verilen projelere, c) EK-2’de yer alan projelere ilişkin kapasite artırımı ve/veya genişletilmesi halinde, mevcut projenin kapasitesi ile kapasite artışı toplamı EK-1’de belirtilen eşik değer veya üzerinde olan projelere, ç) ÇED Olumlu kararı verilmiş projelerde yapılacak kapasite artışı veya kapasite artışları toplamı EK-1’de yer alan eşik değerler ve üzerinde olan projelere, d) Bu Yönetmelik kapsamında yer alan ve eşik değeri olan fakat eşik değer altında kaldığından Yönetmelik kapsamı dışında kalan projelere ilişkin kapasite artırımı ve/veya genişletilmesinin planlanması halinde, mevcut proje kapasitesi ve kapasite artışı toplamı ile birlikte projenin yeni kapasitesi EK-1’de belirtilen eşik değer veya üzerinde olan projelere, ÇED Raporu hazırlanması zorunludur." kuralına, "Seçme, eleme kriterlerine tabi projeler" başlıklı 15. maddesinde ise; "(1) Bu Yönetmeliğin; a) EK-2’de yer alan projeler, b) Bu Yönetmelik kapsamında yer alan ve eşik değeri olan fakat eşik değer altında kaldığından yönetmelik kapsamı dışında kalan projelere ilişkin kapasite artırımı ve/veya genişletilmesi planlanması halinde, mevcut projenin kapasitesi ve kapasite artışı toplamı ile birlikte projenin yeni kapasitesi EK-2’de belirtilen eşik değer veya üzerinde olan projeler, c) ÇED Olumlu Kararı verilmiş projelerde yapılacak kapasite artışı veya artışları toplamı EK-2’de yer alan eşik değerler ve üzerinde olan projeler, ç) ÇED Gerekli Değildir kararı verilmiş projelerde, mevcut proje ile kapasite artışı toplamı EK-2’de yer alan eşik değerler ve üzerinde olan projeler, seçme, eleme kriterlerine tabidir." kuralına yer verilmiştir.
2013 tarihli ÇED Yönetmeliğinin 7. maddesinin 1. fıkrasının (ç) ve 15. maddesinin 1. fıkrasının (c) bentlerinin iptali istemiyle açılan davada, Danıştay Ondördüncü Dairesinin 19/06/2014 tarih ve E:2013/10649 sayılı kararı ile; "Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliğine göre;
gerçekleştirilmesi planlanan projelerin canlıların yaşamları boyunca ilişkilerini sürdürdükleri ve karşılıklı olarak etkileşim içinde bulundukları biyolojik, fiziksel, sosyal, ekonomik ve kültürel ortam olarak tanımlanan çevrede geçici ya da kalıcı, olumlu ya da olumsuz değişikliklere yol açabileceği, gerçekleştirilmesi planlanan projelerin çevreye olabilecek olumlu ya da olumsuz etkilerinin belirlendiği, olumsuz yöndeki etkilerin önlenmesi ya da çevreye zarar vermeyecek ölçüde en aza indirilmesi için alınacak önlemlerin irdelendiği, seçilen yer ile teknoloji alternatiflerinin belirlenerek değerlendirildiği; ayrıca projelerin uygulanmasının izlendiği ve kontrolünde sürdürülecek çalışmaların belirlendiği bir sürecin yaşandığı, öngörülen bu sürecin başlangıcında, Yönetmelik kapsamındaki faaliyetler için getirilen özel format uyarınca bir proje tanıtım dosyasının hazırlandığı, bu dosyaya göre "Çevresel Etki Değerlendirmesi Gereklidir" kararı verilen projeler için hazırlanan "Çevresel Etki Değerlendirmesi Raporunun" oluşturulan komisyon tarafından irdelenmesi sonucu "Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu "veya "Olumsuz" kararının verildiği, "ÇED Olumlu" kararı verilen projeler için ise yatırıma başlanabildiği, bu kapsamda, özel formata göre önceden belirlenen kriterlere göre irdelenen projenin gerçekleştirilmesinde sakınca görülmemesi noktasına gelinebilmesi sürecinde faaliyetin uygulanacağı yerin seçimi, faaliyetin büyüklüğü, amacı, ulaşım, iklim, toprağın ve çevrenin özellikleri, olası etkiler ve etkilerin azami giderilme olanakları gibi unsurların etkili olduğu,
bu çerçeveden bakıldığında, sürdürülebilir kalkınma ve sürdürülebilir çevre dengesinin sağlanması yolunda çevresel etki değerlendirmesi kapsamına giren projelerde, çevresel etki değerlendirme sürecinde, tesisin maksimum kapasitesi ve bu maksimum kapasitenin kullanılması halinde çevrenin uğrayacağı olumsuz etkileşimin incelendiği ve bunun sonucuna göre "ÇED Olumlu", "çevresel etki değerlendirmesi gereklidir" veya "çevresel etki değerlendirmesi gerekli değildir" kararı verileceğinin açık olduğu, Yönetmeliğin 7. ve 15. maddelerinde dava konusu bentler dışında mevcut kapasite ile kapasite artışı toplamının eşik değerler üzerinde olması kriteri aranırken, dava konusu bentlerde ÇED Olumlu Kararı verilmiş projelerde sadece kapasite artışının eşik değer üzerinde olması halinde ÇED Raporu hazırlanacağı ya da seçme, eleme kriterlerine tabi tutulacağının düzenlendiği, ÇED Olumlu Kararı verilmiş projelerde mevcut kapasitenin dikkate alınmaksızın salt kapasite artışının kıstas olarak belirlenmesinin bazı projelerde kapasite artışının ÇED kapsamı dışında bırakılması sonucunu doğuracağı, ÇED Olumlu Kararı verilmiş projelerin, çevre üzerinde olumsuz etkilerinin alınacak önlemler sonucu ilgili mevzuat ve bilimsel esaslara göre kabul edilebilir düzeyde olduğunun saptanması üzerine gerçekleşmesinde sakınca görülmediği belirtilen projelere ilişkin olduğu dikkate alındığında; anılan projelerde kapasite artışı daha derin ve geniş çevresel etkilere neden olacağından, mevcut kapasite ve kapasite artışının bir bütün olarak değerlendirilerek çevreye vereceği zararların ortaya konulması gerekeceği, aksi halin denetimsizliğe yol açacağının kabulü gerektiği, bu nedenle yapılan düzenlemelerde hukuka uyarlık bulunmadığı" gerekçesiyle söz konusu maddelerin yürütmesinin durdurulmasına karar verilmiş ve daha sonra anılan düzenleme Danıştay Ondördüncü Dairesinin 18/11/2015 tarih ve E:2013/10649, K:2015/8926 sayılı kararıyla iptal edilmiştir.
25/11/2014 tarih ve 29186 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliğinde ise; "ÇED Olumlu" veya "ÇED Gerekli Değildir" kararı verilen projelerde yapılacak kapasite artışlarında izlenmesi gereken yöntem, 7. ve 15. maddelerden çıkarılmış ve Yönetmeliğin "Olağanüstü durumlar ve özel hükümler" başlıklı 24. maddesinin 1. fıkrasının (f) bendinde düzenlenmiş olup, anılan düzenlemede; “ÇED Olumlu” veya “ÇED Gerekli Değildir” kararı bulunan projelerde yapılacak kapasite artışı ve/veya genişletilmesi planlanan projeler için uygulanacak ÇED sürecine ilişkin yöntemin Bakanlıkça belirleneceği kurala bağlanmıştır.
Söz konusu düzenlemenin iptali istemiyle açılan davada ise, Danıştay Ondördüncü Dairesinin 13/10/2015 tarih ve E:2015/573 sayılı kararıyla; "Danıştay Ondördüncü Dairesinin 19/06/2014 günlü, E:2013/10649 sayılı kararı ile "ÇED Olumlu Kararı verilmiş projelerde mevcut kapasitenin dikkate alınmaksızın salt kapasite artışının kıstas olarak belirlenmesinin bazı projelerde kapasite artışının ÇED kapsamı dışında bırakılması sonucunu doğuracağı" gerekçesine yer verilmesine rağmen, dava konusu Yönetmelikte hakkında "ÇED Olumlu" veya "ÇED Gerekli Değildir" kararı verilen projelerde kapasite artışı yapılması durumunda, mevcut kapasite ve kapasite artışının bir bütün olarak değerlendirilmesi gerektiği şeklinde düzenleme yapılması yerine, Yönetmeliğin 7. ve 15. maddelerinde "ÇED Olumlu" veya "ÇED Gerekli Değildir" kararı verilen projelerde yapılacak kapasite artışlarında uygulanacak yöntemi düzenleyen bentlere yer verilmediği ve bu durumlarda uygulanacak ÇED sürecine ilişkin yöntemin Bakanlığın takdirine bırakıldığı, bu durumun, kapasite artışlarında izlenmesi gereken yöntemin, mevcut kapasitenin dikkate alınmaksızın salt kapasite artışı üzerinden değerlendirilmesine sebebiyet verebileceği sonucuna ulaşıldığından, yapılan düzenlemede, Anayasanın 56. maddesine, 2872 sayılı Çevre Kanununun 10. maddesine ve yargı kararında yer verilen gerekçelere uyarlık görülmediği" gerekçeleriyle söz konusu düzenlemenin yürütmesinin durdurulmasına karar verilmiş ve daha sonra anılan düzenleme Danıştay Ondördüncü Dairesinin 05/04/2017 tarih ve E:2015/573, K:2017/2108 sayılı kararıyla iptal edilmiştir.
25/11/2014 tarih ve 29186 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliğinin 24. maddesinin 1. fıkrasının (f) bendi hakkında Danıştay Ondördüncü Dairesinin 13/10/2015 tarih ve 2015/573 sayılı kararı ile yürütmenin durdurulması kararı verildikten sonra, 09/02/2016 tarih ve 29619 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik ile anılan kural yürürlükten kaldırılmış; "ÇED Olumlu” veya “ÇED Gerekli Değildir” kararı bulunan projelerde yapılacak kapasite artışı ve/veya genişletilmesi planlanan projelere ilişkin usul ve esasların 28. madde uyarınca tebliğ ile belirleneceği kuralına yer verilmiştir.
Yapılan bu düzenlemenin iptali istemiyle açılan davada ise, Danıştay Ondördüncü Dairesinin 09/11/2016 tarih ve E:2016/3233 sayılı kararı ile; "Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliğinin yürürlükten kaldırılan 24. maddesinin 1. fıkrasının (f) bendinin iptali istemiyle açılan davada Danıştay Ondördüncü Dairesinin 13/10/2015 günlü, 2015/573 sayılı kararında "ÇED Olumlu" veya "ÇED Gerekli Değildir" kararı verilen projelerde yapılacak kapasite artışlarında uygulanacak yöntemin Bakanlığın takdirine bırakılmaması, yönetmelikle düzenlenmesi gerektiği aksi halde kapasite artışlarında izlenmesi gereken yöntemin, mevcut kapasitenin dikkate alınmaksızın salt kapasite artışı üzerinden değerlendirilmesine sebebiyet verebileceği sonucuna ulaşıldığının belirtilmesine rağmen, söz konusu gerekçeler dikkate alınmaksızın kapasite artışlarında uygulanacak yöntemin Bakanlıkça çıkarılacak tebliğ ile belirleneceğine ilişkin yapılan düzenlemede Anayasanın 56. maddesine, 2872 sayılı Çevre Kanununun 10. maddesine ve yürütmeyi durdurma kararlarında yer verilen gerekçelere uyarlık görülmediği" gerekçesiyle söz konusu düzenlemenin yürütmesinin durdurulmasına karar verilmiş ve daha sonra anılan düzenleme Danıştay Ondördüncü Dairesinin 18/04/2018 tarih ve E:2016/3233, K:2018/2860 sayılı kararıyla iptal edilmiştir.
Davalı idare tarafından, yukarıda yer verilen yargı kararlarının uygulandığı belirtilerek düzenlenen dava konusu Yönetmeliğin "Kapasite artışları" başlıklı 20. maddesinin 1. fıkrasında;
"(1) Kapasite artışları; “ÇED Olumlu” veya “ÇED Gerekli Değildir” kararı bulunan ve eşik değeri olan projelerde yapılacak kapasite artışı ve/veya genişletilmesinin planlanması durumunda:
a) “ÇED Olumlu” kararı bulunan projelerde;
1) Planlanan artış veya artışlar toplamı Ek-2 listesinde yer alan eşik değer ve üzerinde ise, 16 ncı madde kapsamında başvuru yapılması,
2) Planlanan artış veya artışlar toplamı Ek-1 listesinde yer alan eşik değer ve üzerinde ise, 8 inci madde kapsamında başvuru yapılması, gerekmektedir.
b) “ÇED Gerekli Değildir” kararı bulunan projelerde planlanan artış veya artışlar toplamı Ek-2 listesinde yer alan eşik değer ve üzerinde ise mevcut proje kapasitesi ile toplanması ve bu toplamın;
1) Ek-2 listesinde yer alan eşik değer ve üzerinde kalması durumunda 16 ncı madde kapsamında başvuru yapılması,
2) Ek-1 listesinde yer alan eşik değer ve üzerinde kalması durumunda 8 inci madde kapsamında başvuru yapılması, gerekmektedir." kuralına yer verilmiştir.
Davacı tarafından; planlanan artış veya artışlar üzerinden ÇED sürecinin değerlendirildiği, oysaki planlanan kapasite artışının, çoğu zaman ana projeye bağlı olduğu, proje büyürken ana projeden bağımsız değerlendirilmek istenildiği, çevresel etkinin, bunların toplam etkisi olduğu, söz konusu düzenlemenin Danıştay Ondördüncü Dairesinin 18/11/2015 tarih ve E:2013/10649, K:2015/8926 sayılı kararının gerekçesine aykırı olduğu, her ne kadar Yönetmeliğin 20. maddesinin 2. fıkrasında kümülatif değerlendirileceğinden bahsedilse de, bu durumun kapasite artşının Ek-1 kapsamı dışında kalmasına engel nitelikte olmadığı, bu düzenlemenin mevcut kapasite ile kapasite artşının bir arada değerlendirilmesini sağlamadığı belirtilerek anılan düzenlemelerin iptali istenilmiştir.
Davalı idare tarafından ise; Danıştay Ondördüncü Dairesinin 09/11/2016 tarih ve E:2016/3233 sayılı kararıyla yürütmenin durdurulmasına karar verilmesi nedeniyle söz konusu değişikliğin yapıldığı, yapılan değişikliğin AB ÇED Direktifine uygun olduğu, artışlar toplamı kavramı ile AB ÇED Direktifinden de daha sıkı bir kural getirildiği, ÇED Gerekli Değildir kararı olan projelerde yapılan artış, EK-2 listesindeki eşik değer üzerinde ise zaten mevcut kapasitesi ile kapasite artışının toplanarak değerlendirme yapılacağı, kaldı ki çevresel etkilerin, Yönetmeliğin 20. maddesinin 2. fıkrası gereği kümülatif değerlendirileceği savunulmuştur.
Dava konusu madde incelendiğinde, "ÇED Olumlu" ya da "ÇED Gerekli Değildir” kararı bulunan projelerde, kapasite artışının Yönetmelik ile öngörülen eşik değerler üzerinde olması halinde, ÇED sürecine başlanacağı, eğer kapasite artışı, söz konusu eşiklerin altında ise, projenin ÇED sürecine tabi olmayacağı anlaşılmaktadır.
Yukarıda yer verilen yargı kararlarının gerekçesi göz önüne bulundurulduğunda, çevre üzerinde olumsuz etkilerinin alınacak önlemler sonucu ilgili mevzuat ve bilimsel esaslara göre kabul edilebilir düzeyde olduğu saptanan projelerde salt kapasite artışının dikkate alınmasının, çevrenin korunması, sürdürülebilir çevre ve kalkınma ilkeleri ve kamu yararı ile bağdaşmadığı sonucuna varılmıştır.
Bu itibarla, mevcut kapasite ve kapasite artışı bir bütün olarak değerlendirilmeksizin, ÇED sürecini, salt kapasite artışının Yönetmelik ile öngörülen eşik değerler üzerinde olması koşuluna bağlayan dava konusu düzenlemede hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Dava konusu Yönetmeliğin 14. maddesi ile değiştirilen mevcut Yönetmeliğin EK-2 listesinin 9., 33. ve 39. maddelerine gelince;
Mülga 03/10/2013 tarih ve 28784 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan ÇED Yönetmeliğinin Ek-2 listesinin 9. maddesi; "Tank hacminin 5 m³ ve üzeri olduğu, elektrolitik veya kimyasal bir proses kullanılarak metal ve plastik maddelerin yüzeylerinin metalle kaplandığı tesisler veya yüzey temizleme işleminin yapıldığı tesisler" şeklinde düzenlenmiştir.
25/11/2014 tarih ve 29186 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliğinin EK-2 listesinin 9. maddesinde ise; "Tank/havuz hacminin 10 m³ ve üzeri olduğu, elektrolitik veya kimyasal bir proses kullanılarak metal veya plastik maddelerin yüzeylerinin metalle kaplandığı tesisler ve/veya yüzey temizleme işleminin yapıldığı tesisler" şeklinde düzenlenmiştir. Söz konusu kuralın iptali istemiyle açılan davada, Danıştay Ondördüncü Dairesinin 02/02/2016 tarih ve E:2015/585 sayılı kararıyla yürütmenin durdurulmasına karar verilmiş, daha sonra da Danıştay Ondördüncü Dairesinin 27/09/2017 tarih ve E:2015/585, K:2017/4871 sayılı kararı ile de söz konusu kural iptal edilmiştir.
Danıştay Ondördüncü Dairesinin 02/02/2016 tarih ve E:2015/585 sayılı yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararı üzerine, dava konusu Yönetmelik ile söz konusu madde "Tank/havuz hacminin 5 m³ ve üzeri olduğu, elektrolitik veya kimyasal bir proses kullanılarak metal veya plastik maddelerin yüzeylerinin metalle kaplandığı tesisler ve/veya yüzey temizleme işleminin yapıldığı tesisler” şeklinde değiştirilmiştir.
Böylelikle dava konusu Yönetmelikte, söz konusu maddenin mülga 03/10/2013 tarih ve 28784 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan ÇED Yönetmelikte yer alan şekline yeniden yer verildiği anlaşılmış olup, bu düzenlemede, 2872 sayılı Kanunun, bütün canlıların ortak varlığı olan çevrenin, sürdürülebilir çevre ve sürdürülebilir kalkınma ilkeleri doğrultusunda korunmasını sağlama amacına, kamu yararına ve hukuka aykırılık görülmemiştir.
Mülga 03/10/2013 tarih ve 28784 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan ÇED Yönetmeliğinin Ek-2 listesinin 35. maddesi; "Toplu konut projeleri (200 konut ve üzeri)" şeklinde düzenlenmiştir.
25/11/2014 tarih ve 29186 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliğinin EK-2 listesinin 33. maddesinde ise; "Toplu konut projeleri, (500 konut ve üzeri)" şeklinde düzenlenmiştir. Söz konusu kuralın iptali istemiyle açılan davada, Danıştay Ondördüncü Dairesinin 02/02/2016 tarih, E:2015/505 ve E:2015/586 sayılı kararları ile yürütmenin durdurulmasına karar verilmiş, daha sonra da Danıştay Ondördüncü Dairesinin 27/09/2017 tarih, E:2015/505, K:2017/4873 ve E:2015/586, K:2017/4872 sayılı kararları ile de iptal edilmiştir.
Danıştay Ondördüncü Dairesinin 02/02/2016 tarih, E:2015/505 ve E:2015/586 sayılı kararıyla yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararları üzerine, dava konusu Yönetmelik ile söz konusu madde " Toplu konut projeleri (200 konut ve üzeri)” şeklinde değiştirilmiştir.
Dolayısıyla, dava konusu Yönetmelik ile, mülga 03/10/2013 tarih ve 28784 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan ÇED Yönetmeliğinde yer alan düzenlemeye yer verildiği anlaşılmış olup, bu düzenlemede, 2872 sayılı Kanunun, bütün canlıların ortak varlığı olan çevrenin, sürdürülebilir çevre ve sürdürülebilir kalkınma ilkeleri doğrultusunda korunmasını sağlama amacına, kamu yararına ve hukuka aykırılık görülmemiştir.
Mülga 03/10/2013 tarih ve 28784 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan ÇED Yönetmeliğinin Ek-2 listesinin 44. maddesi; "Alışveriş merkezleri (10.000 – 50.000 m2 ve üzeri kapalı inşaat alanı)" şeklinde düzenlenmiştir.
25/11/2014 tarih ve 29186 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliğinin EK-2 listesinin 39. maddesinde ise; "Alışveriş merkezleri, (Kapalı otoparklar dâhil 50.000 m2 ve üzeri projeler)" şeklinde düzenlenmiştir. Söz konusu kuralın iptali istemiyle açılan davada, Danıştay Ondördüncü Dairesinin 02/02/2016 tarih, E:2015/505 ve E:2015/586 sayılı kararları ile yürütmenin durdurulmasına karar verilmiş, daha sonra da Danıştay Ondördüncü Dairesinin 27/09/2017 tarih, E:2015/505, K:2017/4873 ve E:2015/586, K:2017/4872 sayılı kararları ile de iptal edilmiştir.
Danıştay Ondördüncü Dairesinin 02/02/2016 tarih, E:2015/505 ve E:2015/586 sayılı yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararları üzerine, dava konusu Yönetmelik ile söz konusu madde "Alışveriş merkezleri (10.000 m2 ve üzeri kapalı inşaat alanı)" değiştirilmiştir.
Gelinen aşamada, dava konusu Yönetmelikte, mülga 03/10/2013 tarih ve 28784 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan ÇED Yönetmeliğinde yer alan düzenlemedeki alt eşik değere yer verildiği anlaşılmış olup, bu düzenlemede, 2872 sayılı Kanunun, bütün canlıların ortak varlığı olan çevrenin, sürdürülebilir çevre ve sürdürülebilir kalkınma ilkeleri doğrultusunda korunmasını sağlama amacına, kamu yararına ve hukuka aykırılık görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Dava konusu Yönetmeliğin 13. maddesi ile değiştirilen mevcut Yönetmeliğin Ek-1 listesinin 27. maddesinin (a) bendinde yer alan "Ruhsat alanı büyüklüğüne bakılmaksızın" ibaresi ile 14. maddesi ile değiştirilen mevcut Yönetmeliğin Ek-2 listesinin 49. maddesinin (a) bendinde yer alan "Ruhsat alanı büyüklüğüne bakılmaksızın 25 hektara kadar çalışma alanında (kazı ve döküm alanı toplamı olarak) açık işletme yöntemi ile madenlerin çıkarılması" şeklindeki düzenlemesi yönünden oybirliğiyle KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2. Dava konusu Yönetmeliğin 9. maddesi ile değiştirilen mevcut Yönetmeliğin 20. maddesinin 1. fıkrasının oybirliğiyle İPTALİNE,
3. Yönetmeliğin; 6. maddesi ile değiştirilen mevcut Yönetmeliğin 12. maddesinin 2. fıkrasında yer alan "İnceleme değerlendirme toplantısı sonrasında otuz (30) takvim günü içerisinde görüş bildirmeyen komisyon üyesi kurum/kuruluşun görüşü olumlu kabul edilir." şeklindeki son cümlesi ile 8. maddesi ile değiştirilen mevcut Yönetmeliğin 17. maddesinin 1. fıkrasında yer alan "Otuz (30) takvim günü içerisinde görüş bildirmeyen kurum/kuruluşun görüşü olumlu kabul edilir." şeklindeki son cümlesi yönünden oyçokluğuyla; 14. maddesi ile değiştirilen mevcut Yönetmeliğin EK-2 listesinin 9., 33. ve 39. maddeleri yönünden ise oybirliğiyle DAVANIN REDDİNE,
4. Ayrıntısı aşağıda gösterilen ve davacı tarafından yapılan toplam … TL yargılama giderinin; haklılık durumu dikkate alınarak takdir edilen … -TL'sinin davalı idare tarafından davacıya verilmesine, … -TL'sinin ise davacı üzerinde bırakılmasına;
5. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca duruşmalı işler için belirlenen … -TL vekâlet ücretinin davalı idareden alınarak davacıya, … -TL vekâlet ücretinin ise davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine,
6. Davalı yanında müdahil tarafından, dava konusu Yönetmeliğin 13. maddesi ile değiştirilen mevcut Yönetmeliğin Ek-1 listesinin 27. maddesinin (a) bendinde yer alan "Ruhsat alanı büyüklüğüne bakılmaksızın" ibaresi ile 14. maddesi ile değiştirilen mevcut Yönetmeliğin Ek-2 listesinin 49. maddesinin (a) bendinde hukuka aykırılık bulunmadığının ileri sürüldüğü ve söz konusu maddeler hakkında Dairemizce karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği dikkate alındığında, anılan müdahil tarafından yapılan … -TL yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
7. Varsa posta giderleri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra davacıya ve davalı yanında müdahile iadesine,
8. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 20/10/2021 tarihinde karar verildi.


(X) KARŞI OY:

Dava konusu Yönetmelikle yapılan değişiklik sonrasında 12. maddenin 2. fıkrası; "Komisyon, yazılı görüş vermiş olan inceleme, değerlendirme komisyonu üyeleri dahil salt çoğunluk ile toplanır. Komisyon üyeleri, temsil ettikleri merkezi ve yerel kurum/kuruluşları ilgilendiren konulardaki yetki, görev ve sorumlulukları çerçevesinde görevlendirilirler, kurum/kuruluşları adına görüş bildirirler. Komisyon başkanı, üyelerden görüşlerini yazılı olarak vermelerini isteyebilir. Yazılı görüş veren kurum temsilcilerinin sonraki toplantılara katılmamaya ilişkin istemleri Komisyon başkanınca değerlendirilir. İnceleme değerlendirme toplantısı sonrasında otuz (30) takvim günü içerisinde görüş bildirmeyen komisyon üyesi kurum/kuruluşun görüşü olumlu kabul edilir." şeklinde, 17. maddenin 1. fıkrası ise; "Bakanlık, Proje Tanıtım Dosyalarını Ek-4’te yer alan kriterler çerçevesinde inceler ve değerlendirir. Bakanlık, bu aşamada gerekli görülmesi halinde Bakanlıkça yeterlik verilmiş kurum/kuruluşlardan proje ile ilgili geniş kapsamlı bilgi vermesini, araç gereç sağlamasını, yeterliği kabul edilebilir kuruluşlarca analiz, deney ve ölçümler yapmasını veya yaptırmasını isteyebilir. Bakanlık inceleme değerlendirme sürecinde gerekli görülmesi halinde yetkili kurum/kuruluşlardan görüş isteyebilir. Otuz (30) takvim günü içerisinde görüş bildirmeyen kurum/kuruluşun görüşü olumlu kabul edilir." şeklinde düzenmiştir.
Davacı tarafından, kurum görüşlerinin sonuca etki eden bir hazırlık işlemi niteliğinde olduğu, 30 gün içerisinde görüş bildirmeyen komisyon üyesi kurum/kuruluşun görüşünün olumlu kabul edilmesinin "zımni ret" ilkesine aykırı olduğu, görüşüne ihtiyaç duyulan bir kurumun zamanında görüş bildirmemesi durumunda görüşünün olumlu kabul edilmesi, riski olumlamak anlamına geldiği belirtilerek,
Davalı idare tarafından ise, kamu hizmetlerinin daha hızlı, kaliteli, basitleştirilmiş ve düşük maliyetli bir şekilde yerine getirilmesini sağlamak üzere, uygulanan pek çok mevzuat metninde, kurum görüşlerinin temini için süre ile sınırlama getirildiği, benzer düzenlemenin birçok diğer Yönetmelikte de mevcut olduğu, söz konusu kurum ve kuruluşlarca ÇED süreci sonuçlanmadan görüş verileceğinin bildirilmesi durumunda, bu kurum ve kuruluşların nihai görüşünün beklenildiği, nihai değerlendirmeye ulaşılmadan kurum görüşünün olumlu/olumsuz kabul edilerek karar verilmesinin söz konusu olmadığı savunulmaktadır.
Anayasa Mahkemesinin 15/01/2009 tarih ve E:2006/99, K:2009/9 sayılı kararında da belirtildiği üzere; günümüzde çevrenin kirlendikten veya bozulduktan sonra eski hale getirilmesinin çok külfetli olması, hatta kimi durumlarda olanaksız bulunması nedeniyle, kirlenen çevreyi temizleme veya bozulan çevreyi onarma yerine, olası olumsuz etkilerin baştan önlenmesinin, çevresel etki değerlendirilmesi ile ulaşılmak istenilen asıl amaç olduğu kuşkusuzdur.

Bu doğrultuda, çevresel etki değerlendirme süreci, çevreye önemli etkisi olabilecek projeler için kurum/kuruluşların görüşüne başvurularak çevreye olabilecek olumlu ve olumsuz etkilerin belirlendiği, olumsuz yöndeki etkilerin önlenmesi ya da çevreye zarar vermeyecek ölçüde en aza indirilmesi için alınacak önlemlerin, seçilen yer ile teknoloji alternatiflerinin ortaya konulduğu bir faaliyettir.
ÇED sürecinin niteliği göz önünde bulundurulduğunda, inceleme değerlendirme toplantısı sonrasında otuz (30) takvim günü içerisinde görüş bildirmeyen komisyon üyesi kurum/kuruluşun görüşünün olumlu kabul edilmesi, 2872 sayılı Çevre Kanununun bütün canlıların ortak varlığı olan çevrenin, sürdürülebilir çevre ve sürdürülebilir kalkınma ilkeleri doğrultusunda korunmasını sağlamak amacına ve çevresel etki değerlendirmesi ile ulaşılmak istenilen projelerin olası olumsuz etkilerinin baştan önlenmesi gerekliliğine aykırı olduğundan, bu yöndeki dava konusu düzenlemelerde hukuka uyarlık bulunmamıştır.
Çoğunluk kararında, ÇED sürecini gereksiz zaman kayıplarına yol açmadan sonuçlandırmaya ve tıkanmaları önlemeye yönelik yapılan bu değişikliklerde hukuka aykırılık bulunmadığı belirtilmekte ise de, inceleme değerlendirme toplantısı sonrasında görüş bildirmeyen komisyon üyesi kurum/kuruluşun görüşünün olumlu kabul edilmesi halinde, çevreye önemli etkisi olabilecek projelerin yol açabileceği olası zararların önlenmesi hususunun göz ardı edilmesinin söz konusu olabileceği açıktır.
Bu itibarla, mevcut Yönetmeliğin 12. maddesinin 2. fıkrası ile 17. maddesinin 1. fıkrasında yapılan değişikliğe ilişkin dava konusu Yönetmeliğin 6. ve 8. maddelerinin anılan kısımlarının iptaline karar verilmesi gerektiği oyuyla aksi yöndeki çoğunluk kararına katılmıyoruz.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi