18. Hukuk Dairesi 2015/8751 E. , 2016/4020 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
Davacı dava dilekçesinde, davalıyı evlat edinmesine karar verilmesini istemiş, mahkemece davanın reddine karar verilmiş, karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı, eşinin 1989 doğumlu kızını evlat edinmesine karar verilmesini istemiş; mahkemece, "davacının daha önce evlat edindiği kişinin evlat edinmeye muvafakatinin bulunmadığı" gerekçesiyle istek reddedilmiştir.
Evlat edinilmek istenen kişi ergindir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 313"ncü maddesi; ergin veya kısıtlının evlat edinilmesini, bu maddede gösterilen hallerde, evlat edinenin altsoyunun açık muvafakatine bağlamıştır. Davacı, evlat edinmeye "olur" vermeyen 1988 doğumlu Derya"yı, 743 sayılı Türk Kanunu Medenisinin yürürlükte olduğu dönemde 1991 yılında evlat edinme sözleşmesiyle evlat edinmiştir. Bu evlatlık ilişkisi, bütün hükümleriyle birlikte 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun yürürlüğe girmesinden sonra da geçerlidir. (4722 s. Yürürlük K. m. 14) Evlat edinme işlemi ile, evlat edinenle evlatlık arasında kan bağı dışında yapay bir soybağı ilişkisinin kurulduğu doğrudur. (TMK. m. 282/3) Ancak Yasa, ergin veya kısıtlının evlat edinilmesinde, evlat edinenin altsoyunun açık muvafakatini aradığına göre, davada çözümü gereken sorun, evlatlığın, evlat edinenin "altsoyu" sayılıp sayılmayacağıdır. "Üstsoy-altsoy" kavramı, Türk Medeni Kanununun "kan hısımlığını" düzenleyen 17"nci maddesinde kullanılmıştır. Bu madde, "biri diğerinden gelen kişiler arasındaki hısımlığı üstsoy-altsoy hısımlığı; biri diğerinden gelmeyip de ortak kökten gelen kişiler arasındaki hısımlığı yansoy hısımlığı" olarak tanımlamıştır. Bu tanımda "biri diğerinden gelme" ya da "ortak kökten gelme" şeklinde iki olgudan söz edilmiştir. O halde, üstsoy-altsoy hısımlık ilişkisi için, birinin diğerinden gelmiş olması olgusu temel unsurdur. Başka bir ifade ile üstsoy-altsoy hısımlık, genetik ve biyolojik kökene, eş söyleyişle kan bağına dayanır. Kuşkusuz, bunun için kan bağına dayanan bir soybağı ilişkisinin hukukun öngördüğü biçimde kurulmuş olması gerekir. Şu halde, evlat edinme; evlat edinenle evlatlık arasında kan bağına dayanan üstsoy-altsoy hısımlık ilişkisi kurmaz. Evlatlık ve onun altsoyunun, evlat edinene kan hısımı gibi mirasçı olması (TMK. m. 500/1), bu ikisi arasında üstsoy-altsoy kan hısımlığı ilişkisi kurulduğunu göstermez. Eğer öyle olsaydı, evlat edinenlerin ve hısımlarının da, evlatlığa mirasçı olmaları gerekirdi. Oysa, Türk Medeni Kanunu, bunu kabul etmemiştir. (TMK. m. 500/2) Bu ikisi arasındaki evlenme yasağı da (TMK. m. 129/3), üstsoy-altsoy hısımlık ilişkisinden değil; kanundan doğmaktadır. Evlat edinmeyle, evlatlığın öz ana ve babasına ait tüm hak ve yükümlülüklerin (velayet) evlat edinen(ler)e geçmesi, evlat edinmenin sonucu olup, kan bağına dayanan bir hısımlık ilişkisinin sonucu değildir. Dolayısıyla, evlat edinmeye muvafakat vermeyen davacının evlatlığı Derya, davacının "altsoyu" sayılamaz. Dolayısıyle Türk Medeni Kanununun 313/1. maddesinde aranan "evlat edinenin altsoyunun açık muvafakati" koşulu, bu kişinin evlatlık olması halinde geçerli değildir. Kaldı ki, kendisi de evlatlık olan kişinin, "altsoy" sıfatıyla davacının bir başkasını evlat edinmesine haklı ve geçerli bir sebebi olmadığı halde karşı çıkması, aynı zamanda Türk Medeni Kanununun 2.maddesinde yer alan dürüstlük kuralı ile de bağdaşmaz. Öyleyse, tarafların delilleri toplanarak işin esasının incelenmesi gerekirken yasal olmayan gerekçe ile isteğin reddine karar verilmesi doğru bulunmamıştır.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu sebeple yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 428"nci maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, işbu kararın tebliğinden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 08.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.