3. Hukuk Dairesi 2017/16953 E. , 2019/4119 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 3. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen menfi tespit davasında verilen hüküm hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelenmesi sonucunda; davalının istinaf başvurusunun reddine;davacının istinaf başvurusunun kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, şirketlerinin yaş meyve paketleme ve ihraç işi ile uğraştığını, bu iş için paketleme tesisi kurduğunu, meyve çeşitlerine göre yılın belli aylarında çalıştığını, bazı aylarda ise çalışmadığını, 14/05/2013 günü sayaç okuma ekiplerinin mührün kırık olduğunu belirterek gittiklerini, daha sonra davalı ... ekiplerinin gelerek 14/05/2013 tarih 5955 seri no’lu usulsüz elektrik tespit tutanağı ve 14/05/2013 tarih 8148 seri nolu müşteri sayaç kontrol ve enerji kesme/verme mühürleme tutanağını tanzim ettiklerini, 14/05/2013 tarih 5955 seri nolu tutanakta kullanılan elektriğin sayaçtan geçtiğinin, ayrıca enerji kesintisi yapılarak ölçü hücresindeki akım ve gerilim trafolarının bağlantısının kontrol edilerek 14/05/2013 tarih ... seri nolu müşteri sayaç kontrol ve enerji kesme mühürleme formunda sayaç ve ölçü devresinin normal olduğunun belirtildiğini ,söz konusu tutanaktan anlaşıldığı üzere kaçak elektrik kullanılmadığını, tutanakta belirtilen trafolardaki hücre kapısının sarı renkli plastik mühür olduğundan hava değişiminden kuruyup kırılabileceğini, iş hacimlerinin geniş ve yıllık cirolarının yüksek olduğunu, meyve zamanı olan Ekim, Kasım, Aralık, Ocak, Şubat aylarında fabrikadaki makinelerin çalıştığını, bu nedenle bu aylara ait tüketim bedelinin yüksek geldiğini, diğer aylardaki tüketim miktarının azlığının ise sadece aydınlatma için tüketimden kaynaklandığını ileri sürerek, davalı ... şirketine borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, 14/05/2013 tarihinde ... nolu abonelikte yapılan kontrolde sayaca bilgi veren ölçü akım, gerilim trafolarının hücre kapısındaki 4577 seri no’lu plastik mührün kırılmış olduğu tespit edildiğinden davacı hakkında 955 nolu kaçak tutanağı düzenlenerek söz konusu tutanağa istinaden EPDK"nın 622 no’lu kararı çerçevesinde 79.970,00 TL kaçak elektrik bedeli tahakkuk ettirildiğini, abonenin sayaca müdahale etmesi sebebi ile tutanak tanzim edildiğini, davacı hakkında tutulan tutanağa davacı tarafça yapılan itirazın komisyonca değerlendirilmesi neticesinde 25/07/2013 tarihinde reddedildiğini, ilgili mevzuat doğrultusunda davacının tespit edilen eyleminin kaçak elektrik kullanımı kapsamında değerlendirildiğinden yapılan tahakkukun doğru olduğunu,dava dilekçesinde davacı tarafından her ne kadar mührün plastik olduğundan bahisle hava değişiminden kırılabileceği ileri sürülse de ,paslanmaz çelik tel ile bağlı olan mührün müdahale edilmeksizin kırılmasının mümkün olmadığını savunarak,davanın reddini istemiştir.
Mahkemece,davacının davasının kısmen kabulü ile; davacının davalı kurum tarafından 14.03.2013 tarihli, 5955 no"lu kaçak/usulsüz elektrik tespit tutanağı ve 09.07.2013 tarihli kaçak elektrik tüketim tahakkukuna göre 79.414,00 TL"lik bedelin 37.112,95 TL"sinden borçlu olmadığının tespitine; fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş,taraf vekillerince bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi tarafından,tespit tutanaklarında elektriğin sayaçtan geçtiği ve sayaç ve ölçü devresinin normal olduğunun belirlendiği, bu durumda olayda yönetmeliğin 13/a maddesinin uygulama yeri bulunmadığı,aynı yönetmeliğin 14/c maddesinde " sayaç ve ölçü devreleri mühürsüz olduğu halde ilgili tüzel kişilere haber vermeden elektrik enerjisi tüketmesi " usulsüz elektrik enerjisi tüketimi olarak kabul edilmiş ve 29/12/2005 tarih ve 622 sayılı Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu kararının 2. Maddesinde " kullanım yerinde yapılan kontrollerde Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 14. maddesi kapsamında tanımlanan usulsüz elektrik enerjisi kullanımlarına ilişkin tespitlerde müşteriye yükümlülüklerini yerine getirmesi için 15 gün süre verildiğini belirten kesme ihbarı bırakılır. Yükümlülüklerini yerine getirmeyen müşterinin dahil olduğu abone grubundan aylık olduğu yıla ilişkin kurul kararıyla belirlenen kesme-bağlama ücretinin 5 katı ücret tahsil edilerek elektriği kesilir. " şeklinde düzenlenmeye yer verildiği, somut olayda bu yönetmelik hükümlerine göre işlem yapılması gerektiği ve kaçak elektrik kullanımının söz konusu olmadığı, tutanak içeriklerine her iki tarafın da itirazının olmaması sebebiyle tutanak tanıklarının dinlenmesinin dosyaya fayda sağlamayacağı gerekçesiyle, davalı vekilinin istinaf taleplerinin reddine, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile;HMK"nun 353/1.b.2 maddesi uyarınca ... Asliye Hukuk Mahkemesi’nin (Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla) 13/04/2017 tarihli ve 2013/373 Esas ... Karar sayılı kararının kaldırılmasına,davacının davasının kabulü ile; davacının davalı kurum tarafından 14.05.2013 tarihli, 5955 no"lu kaçak/usulsüz elektrik tespit tutanağı ve 09.07.2013 tarihli kaçak elektrik tüketim tahakkukuna göre 79.414,20 TL"den borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş,hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Elektrik Tarifeleri Yönetmeliği 01.03.2003 tarihinde yürürlükten kaldırılmış ve Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği yürürlüğe girmiştir. Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği"nin 13. maddesi hükmünde, gerçek veya tüzel kişiler tarafından, yasal şekilde tesis edilmiş sayaçtan geçirilmeden mevzuata aykırı bir şekilde elektrik tüketilmesi, kaçak elektrik enerjisi tüketimi olarak kabul edilmiş, 15. madde hükmünde de, kaçak ve usulsüz elektrik enerjisi kullanımına ilişkin tespit, süre, tüketim miktarı hesaplama, tahakkuk, ödeme yöntemleri ile diğer usul ve esasların dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından belirleneceği açıklanmıştır.
Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği"nin uygulanmasına ilişkin olarak 1 Ocak 2006 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere, dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından uygulanacak “Kaçak ve Usulsüz Elektrik Enerjisi Kullanılması Durumunda Yapılacak İşlemlere İlişkin Usul ve Esaslar” hakkında 622 sayılı karar alınmıştır.
Somut olayda;dosya kapsamında yer alan 14.05.2013 tarihli kaçak tespit tutanağı incelendiğinde,sayaca bilgi veren ölçü akım ,gerilim trafolarının hücre kapısındaki 4577 seri no’lu plastik sarı mührün kırık olmasından dolayı söz konusu tutanağın tanzim edildiği ve kullanılan elektriğin sayaçtan geçtiğinin belirtildiği,yine aynı tarihli 008148 seri no’lu müşteri sayaç kontrol ve enerji kesme/verme mühürleme formu incelendiğinde ise,aboneye gelindiğinde ölçü akım,gerilim trafolarının olduğu hücrenin plastik mührünün kırık olduğunun görüldüğü,mevcut sayaç ve ölçü devresinin test edilmesi sonucu normal olduğu,akım gerilim trafoları bağlantı uçlarının kontrolünde de normal olduğu,bu nedenle 5955 no’lu kaçak tutanağının düzenlendiğinin belirtildiği görülmektedir.
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sürecinde alınan 12.10.2015 tarihli elektrik mühendisince düzenlenen bilirkişi raporunda,kullanılan elektriğin sayaçtan geçtiğinin tespitine göre usulsüz elektrik kullanıldığı,ancak yapılan hesaplamada, kullanılan elektriğin yıllık mevsim itibariyle yaklaşık olarak eşit olduğu ve kaçak elektrik kullanılmadığı belirtilmiş,bu rapora itiraz neticesinde ise,talimat mahkemesince mahallinde icra edilen keşif neticesinde 3’lü heyet raporu alınmıştır.22.04.2016 tarihli heyet raporu ve yine itirazlar neticesinde aynı heyetten alınan 17.10.2016 tarihli ek rapor incelendiğinde de görüleceği üzere,mührün kırık olduğunun açık şekilde kaçak tutanağında belirtildiği,davacı şirkete ait tüketim ekstrelerinin geriye dönük olarak incelenmesi neticesinde ise,kaçak tespit tarihi öncesinde tüketim ile ardışık aylık dönem tüketimlerinde 2,06 kat fark olduğu,bir önceki yıl aynı döneme rastlayan tüketim karşılaştırmasında ise 5,06 kat fark olduğu bilirkişi heyetince denetime elverişli ve kaçak tutanak tarihindeki yönetmelik ve kurul kararına uygun şekilde açık ve net bir biçimde tespit edilmiş olmakla, ilk derece mahkemesince söz konusu 22.04.2016 tarihli heyet raporu ve 17.10.2016 tarihli ek rapora itibar edilmesi suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olmasında herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Bu itibarla,Bölge Adliye Mahkemesince,usul ve yasaya uygun bulunan ilk derece mahkemesi kararına karşı taraf vekillerince yapılan istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmesi gerekirken,yanılgılı değerlendirme ile davalı tarafın istinaf başvurusunun reddine,davacı tarafın istinaf başvurusunun kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş,bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK’nun 371. maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının davalı taraf yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,dosyanın Bölge Adliye Mahkemesi’ne GÖNDERİLMESİNE, 06.05.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.