Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/228
Karar No: 2017/4270
Karar Tarihi: 29.05.2017

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2017/228 Esas 2017/4270 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Mahkeme, davacının müvekkilinin banka işlemleri için imzalı belge bıraktığını ancak bu belgenin sahte olarak bono haline dönüştürüldüğünü ve müvekkili hakkında icra takibi yapıldığını belirterek menfi tespit ve manevi tazminat talebinde bulunduğunu belirtti. Yargılama sonucunda, davalıların ceza kararının kesinleşmemesi nedeniyle haksız fiil tespit edilemeyeceği ancak asıl davanın kabul edileceği ve birleşen davada haksız haciz nedeniyle manevi tazminat koşullarının gerçekleştiğine karar verildi. Ancak, mahkemece delillerin yeterince değerlendirilmediği ve bilirkişi incelemesi yapılmadığı için hüküm bozuldu. Kanun maddeleri olarak, Menfi Tespit Davalarında Usul ve Esaslar Hakkında Kanun ve Türk Borçlar Kanunu'nun haksız fiil hükümleri belirtildi.
19. Hukuk Dairesi         2017/228 E.  ,  2017/4270 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki menfi tespit ve birleşen manevi tazminat davasının usule ilişkin bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın kabulüne ve birleşen davanın ise kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekili , davalı ... vekili ve birleşen davalı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    - K A R A R -

    Davacı vekili, müvekkilinin şirket çalışanı olan ...’a banka işlemlerinde kullanılmak üzere imzalı kısmen yazılı kısmen boş olan belge bıraktığını ...’ın imzalı olarak bırakılan bu belgeyi bono haline dönüştürüp ...’a verdiğini, sahte olarak düzenlenen bono nedeniyle ... tarafından müvekkili hakkında icra takibi yapıldığını, bono nedeniyle borçlu olunmadığının tespitini , birleşen davada ise haksız olarak yapılan haciz nedeniyle müvekkillerinin kişilik haklarının saldırıya uğradığını belirterek, ... ve ... için ayrı ayrı 5000 TL , ... ve ... için ayrı ayrı 2500 TL şirket için 15.000 TL toplamda 30.000 TL manevi tazminatın haksız fiil tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı ... birleşen davada vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle, davanın haksız olarak açıldığını,manevi tazminat koşullarının oluşmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Davalı ... vekili, davacının davalı ile uzun yıllar süren arkadaşlıklarının olduğunu, davacının davalıdan borç para istemesi ve miktarın da yüksek olması nedeniyle davacı tarafından dava konusu bononun tanzim edilerek davalıya verildiğini ve birleşen davada da manevi tazminat koşullarının oluşmadığını bildirerek, her iki davanın da reddini istemiştir.
    Mahkemece; usule yönelik bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda, bozma doğrultusunda davalılar hakkındaki ceza kararının kesinleşmesi beklenmiş olup ceza kararı kesinleşince bononun sahte olarak düzenlendiği ve ...’a boş olarak verilen belgenin senede dönüştürüldüğü anlaşılmakla asıl davanın kabulüne, şirket adına istenen manevi tazminat koşullarının gerçekleşmediği diğer davacıların ise haksız haciz nedeniyle üzüldükleri ve manevi tazminat koşullarının gerçekleştiği gerekçeleriyle birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekili, davalı ... vekili ve birleşen davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava icra takibine konu edilen bono nedeniyle borçlu olunmadığının tespitine ilişkin menfi tespit davasıdır.Davacı ...’ın şikayeti üzerine davalı ... ve birleşen davanın davalısı ... hakkında dolandırıcılık suçundan dolayı kamu davası açılmışsa da mahkemece ceza kararının Yargıtayca bozulması üzerine bu kez hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının verildiğinin ve bu kararın kesinleştiği anlaşılmıştır.Bu durumda davalılar hakkında verilmiş kesinleşmiş bir mahkumiyet kararından söz edilemez.Mahkemece davacının dava dilekçesindeki iddaları doğrultusunda deliller değerlendirilerek gerektiğinde bilirkişi incelemesi yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalılar yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 29/05/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi