8. Hukuk Dairesi 2017/10795 E. , 2017/7035 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Muhdesat aidiyetinin tespiti
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiş olup hükmün davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı vekili, vekil edeninin ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... parsel sayılı taşınmazlar ile köy boşluğuna ve dere yatağına ev , ahır, ambar ve müştemilatlarını inşa ettiğini, bağ, bahçe ile meyve ağaçları diktiğini, çeşitli tesisler meydana getirdiğini, taşınmazların Ilısu Barajı suları altında kalacağından söz konusu muhdesatların müvekkiline ait olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
Davalı Hazine vekili; dava konusu taşınmazların intifa hakkının İmar ve İskan Bakanlığına ait olmak üzere satın alındığını ve Hazine adına tescil edildiğini, davacının kullanım hakkının kendisine ait olmamasına rağmen kendisine ait olduğunu iddia ettiği muhdesatların 2003 yılından sonra inşa edilen taşınmazların ve ağaçların mülkiyetinin hazineye ait olduğunu, dava dilekçesinde davanın değerinin gösterilmemiş olduğunu, söz konusu muhdesatlara ait değerin tespit edilerek gerekli harcın ikmal edilmesini, ayrıca zamanaşımı ve hak düşürücü sürenin geçip geçmediğinin tespit edilerek davanın usulden veya esastan reddine karar verilmesini savunmuştur.
Davalılardan ... ve ... duruşmada alınan beyanlarında; dava konusu taşınmazların üzerinde babalarından kalma yerler bulunduğunu, bu yer yönünden haklarını istediklerini, ayrıca davalı ibrahime ait yerler bulunduğunu beyan etmişlerdir.
Dava, ..."ne ihbar edilmiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabul ve kısmen reddine, dava konusu ... nolu parsel açısından; 24/03/2014 tarihli inşaat mühendisi ..."un raporunda belirtilen 1 nolu ev, 2 nolu ev, 1 nolu ahır, 2 nolu ahır, 3 nolu ahır, demir boru dirsekli kafes telli çitin mülkiyetinin davacıya ait olduğunun tespitine, dava konusu ... nolu parsel üzerinde bulunan tek katlı betonarme ev, 1 adet ambar ve evin bahçesinde bulunan ağaçların davacı tarafından uzun yıllar önce köy camii imamının kullanımına tahsis edildiği, bu şekilde bağışlandığı, böylece mülkiyet hakkının kalmadığı anlaşılmakla talebin reddine, dava konusu ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... parsel sayılı taşınmazlar açısından davacının keşif mahallinde yaptığı yer göstermelerinde herhangi bir hak iddiası olmadığından reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davalılardan ... tarafından temyiz edilmiştir.
1)Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davalı Hazine vekilinin aşağıdaki bendin dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2) Dava muhdesatın tespiti isteğine ilişkindir.
Bir şeye malik olan kimse, o şeyin bütünleyici parçalarına da malik olur(4721 s.lı TMK 684/1 m). Arazi üzerindeki mülkiyet, kullanılmasında yarar olduğu ölçüde, üstündeki hava ve altındaki arz katmanlarını kapsar. Bu mülkiyet kapsamına, yasal sınırlamalar saklı kalmak üzere yapılar, bitkiler ve kaynaklar da girer(TMK 718 m). 22.12.1995 tarih ve 1/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da vurgulandığı gibi Eşya Hukukunda, muhdesattan, bir arazi üzerinde yapı ve tesisler ile bağ ve bahçe şeklinde dikilen ağaçları anlamak gerekir. Muhdesat, sahibine arazi mülkiyetinden ayrı, bağımsız bir mülkiyet veya sınırlı bir ayni hak bahşetmez. Muhdesat sahibinin hakkı, sadece şahsi bir haktır(TMK 722, 724, 729 m.ler). Taşınmaz üzerindeki bina, ağaç gibi bütünleyici parça niteliğindeki muhdesatların taşınmazın arzından ayrı bir mülkiyetinin varlığından söz edilemez. Açıklanan ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez.
Ne var ki; çoğun içinde azda vardır kuralı gereğince, muhdesatın mülkiyetinin aidiyetinin tespiti isteğinin, muhdesatı meydana getirenin tespitini de kapsadığı kabul edilmelidir. Muhdesatın aidiyeti isteğiyle açılan bu tür davalarda, güncel hukuki yararın mevcut olması ve iddianın kanıtlanması durumunda muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğinin tespitine karar verilmesi gerekir.
Somut olayda; dosyanın içeriğine, toplanan delillere göre dava konusu muhdesatların davacı tarafından meydana getirildiği sabit olmuştur. Mahkemece muhdesatın davacı tarafından meydana getirildiğinin tespitine karar verilmesi gerekirken, muhdesatın aidiyetine karar verilmesi doğru değildir. Ne var ki bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün 1086 sayılı HUMK"nun 438/7. maddesi uyarınca aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanması yoluna gidilmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, hüküm fıkrası 1. bentteki "...mülkiyetinin davacıya ait olduğunun tespitine ..." ibaresinin hükümden çıkartılarak yerine "... davacı tarafından meydana getirildiğinin " tespitine..." ibaresinin yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle 1086 sayılı HUMK"nun 438/7 maddesi uyarınca ONANMASINA; davalı Hazine vekilinin diğer temyiz itirazlarının yukarıda (1) numaralı bentte gösterilen sebeple reddine, taraflarca HUMK"nun 440/I. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme talebinde bulunulabileceğine, 15.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.