20. Hukuk Dairesi 2018/5570 E. , 2019/6114 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar Hazine ve Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
Kadastro sırasında .......123 ada 11, 13 ve 17 parsel sayılı taşınmazlar 13 ve 17 parsel sayılı taşınmazların ...., 11 parsel sayılı taşınmazın .... ... ve dava dışı diğer kişilerin kullanımında olduğu belirtilerek 1983 tarih ve 11 sıra numaralı tapu kaydına istinaden tarla vasfıyla Hazine adına tespit edilmiştir.
Davacı .....123 ada 11, 13 ve 17 parsel sayılı taşınmazların, ... ise 123 ada 11 parsel sayılı taşınmazların miras bırakanlarından bu yana kendi kullanımlarında olmasına rağmen Hazine adına tespit edildiğini belirterek tespitin iptali ve adlarına tescili istemiyle dava açmış, mahkemece 123 ada 13 ve 17 parsellerin kadastro tespitinin iptali ile.....mirasçıları adına iştirak halinde tespit ve tapuya tesciline, 123 ada 11 parsel sayılı taşınmaz hakkındaki davanın reddi ile taşınmazın tespit gibi tapuya tespit ve tesciline karar verilmiş, hükmün davalı Hazine tarafından temyizi üzerine Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 2004/628 E. - 2004/1399 K.sayılı kararıyla özetle “Uyuşmazlığın Hazinenin tapusunun oluştuğu dönemden önce adlarına tescile karar verilen zilyet davacı taraf ile dava dışı paydaşları yararına 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesi hükmünde öngörülen kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğiyle taşınmaz edinme koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin belirlenmesine ilişkin olduğunu, dava konusu taşınmazın kuzey sınırını oluşturan 30 parsel sayılı taşınmazın orman olduğunun dava dosyası içerisinden anlaşıldığı, orman yönünden mahkemece yöntemine uygun bir araştırma yapılmadığı, taşınmazın bulunduğu bölgede orman sınırlandırması yapılıp yapılmadığı, yapılmış ve tespit gününden önce kesinleşmiş ise daha sonra orman sınırlarında 6831 sayılı Orman Kanununun 1744 sayılı Kanunla değişik 2. Aynı Kanunun 2896, 3302 ve 3373 yasalarla değişik 2/B maddesi hükmü uyarınca orman sınırlarında değişiklik yapılıp yapılmadığı orman idaresinden sorulup saptanmalı, orman sınırlandırması yapılmış ve tespit gününden önce kesinleşmiş ise orman sınırlandırma harita ve tutanağı eki belgeler ile orman sınırlarında yapılan değişikliklerle ilgili harita ve eki belgeler orman idaresinden getirtilmeli, yöreyi iyi bilen elverdiğince yaşlı yerel ve uzman ormancı bilirkişi eliyle orman sınırlandırma harita ve tutanağı ile sınırlarda değişiklik yapılmış ise bulunan ilgili harita ve belgeler yöntemine uygun şekilde yerine uygulanmalı, orman sınırlandırma haritasının ölçeği ile kadastro
paftasının ölçeği eşitlenmeli, haritalarda tarif edilen belli poligon ve röper noktalar arz üzerindeki doğal yada yapay sınır yerlerinden yararlanılarak çakıştırılmak suretiyle yerine uygulanmalı, dava konusu taşınmazların tespit gününden önce kesinleşen orman sınırlandırma harita ve tutanağının kapsamında kalıp kalmadığı taşınmazın orman tahdit haritasının kapsamında iken daha sonra 6831 sayılı kanunun 1744 sayılı kanunla değişik 2 aynı yasanın değişik 2/B maddesi hükmü gereğince orman sınırları dışına çıkarılıp çıkarılmadığı bu yolla belirlenmeli, orman sınırlandırması yapılmamış ya da tespit gününden önce kesinleşmemiş ise aynı doğrultuda araştırma 6831 sayılı Orman Kanunun 1. maddesi hükmü uyarınca yapılmalı, taşınmazların orman sayılan yerlerden olup olmadığı belirlenmeli, mahkemece taşınmazlar görülüp gözlenmeli, taşınmazların fiziksel özellikleri meyil durumu komşu taşınmazlarla ve özellikle komşu 30 parsel sayılı taşınmazın toprak yapısı ile dava konusu taşınmazların toprak yapısı mukayese edilmeli bu olguda keşif tutanağına geçirilmeli, uzman bilirkişilerden rapor alınmalı dava konusu taşınmazların orman olup olmadığı belirlenmeli, taşınmazların sulu ve kuru toprak olup olmadığı araştırılmalı sonucuna göre hüküm kurulması” gereğine değinilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabul, kısmen reddine, davaya konu.....mevkiinde bulunan 123 ada 13 ve 123 ada 17 parsellere ilişkin kadastro tespitlerinin iptali ile taşınmazların .....mirasçıları adına tapuya kayıt ve tesciline, davaya konu ......mevkiinde bulunan 123 ada 11 parsele ilişkin kadastro tespitinin iptali ile taşınmazın 1/11 payının ......mirasçıları adına, 1/11 payının ... mirasçıları adına, 9/11 payının ise Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm Hazine ve Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava kadatro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde orman kadastrosu 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi hükmüne göre yapılmış, çekişmeli parseller orman alanı dışında bırakılmıştır.
1- Orman Yönetiminin temyiz itirazları yönünden;
Davacı gerçek kişiler ile tespit maliki Hazine arasında görülmekte olan kadastro tespitine itiraz davasında, mahkemece Orman Yönetimi davaya dahil edilmiş ise de, çekişmeli taşınmazın tarla vasfıyla tespit edilmiş olması ve tespit malikinin Hazine olması, Orman Yönetiminin davada pasif husumet ehliyeti yani davalı sıfatı bulunmadığı gibi davada yasal hasım konumunda da olmadığı, yine Orman Yönetimi tarafından davaya 6100 sayılı HMK"nın 65. maddesi uyarınca müdahil davacı sıfatıyla katılımı da bulunmadığı, bu sebeple davada taraf olmaya Orman Yönetiminin kararı temyiz etme hakkı da bulunmadığı anlaşılmakla Orman Yönetiminin temyiz dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
2-Mahkemece davacı ve birleşen dosya davacısı gerçek kişiler yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluştuğu gerekçesiyle çekişmeli taşınmazların adlarına tesciline karar verilmiş ise de, 123 ada 11 parsel sayılı taşınmaz hakkında hükmün gerçek kişilerce temyiz edilmeyerek Hazine yararına usuli kazanılmış hak olduğu gözetilmemiş, yine taşınmazın en eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğraflarındaki durumu ile davalı Hazine adına tapu kaydının oluştuğu tarihten 20 yıl öncesine ait hava fotoğraflarındaki, durumu incelenmemiştir. Eksik araştırma ve incelemeye dayalı hüküm kurulamaz.O halde mahkemece öncelikle 123 ada 11 parsel sayılı taşınmaza yönelik açılan davanın reddine dair verilen kararın gerçek kişilerce temyiz edilmeyerek davalı Hazine yararına usuli kazanılmış hak olduğu gözetilmeli, çekişmeli 123 ada 13 ve 17 parsel sayılı taşınmazlarla ilgili olarak ise yöreye ait en eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ile yine yöreye ait 1956, 4971 ve diğer tüm yıllara ait hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Tarım ve Orman Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi, bir ziraat mühendisi ve bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.-K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.-K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.-K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; keşifte, hakim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; kesinleşmiş orman kadastrosu bulunmadığından, yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) hava fotoğrafları ve memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de hava fotoğrafları ve memleket haritası ölçeğine (Net-Cad veya benzeri programlar kullanılarak) çevrildikten sonra komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmaz çevre parsellerle birlikte memleket haritası ve hava fotoğrafları üzerinde gösterilmeli, hava fotoğraflarının stereoskop vasıtasıyla üç boyutlu incelemesi yapılarak, temyize konu taşınmazın niteliği ve kullanım durumu ile tasarruf sınırlarının belirgin olarak görünüp görünmediği belirlenmeli, taşınmazın üzerindeki bitki örtüsünün cinsi, yaşı, dağılımı, kapalılık oranının açıklandığı yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalıdır.
Açıklanan yöntemle yapılacak araştırma sonucu, taşınmazların orman sayılan yerlerden olmadığı belirlendiği takdirde, bu kez, zilyetlik yolu ile kazanma koşulları araştırılarak, yapılacak keşifte, tarım uzmanı bilirkişi olarak ziraat mühendisine inceleme yaptırılıp, taşınmazın zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi niteliğinde olup olmadığı belirlenip, bu yolda rapor alınmalı; komşu parsellerin tutanak ve dayanakları getirtilip uygulanarak, bu taşınmazları sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı; varsa, zilyetlik tanıkları taşınmazlar başında dinlenmeli; zilyetliğin ne zaman başladığı, kaç yıl süreyle ne şekilde devam ettiği sorulup, kesin tarih ve olgulara dayalı, açık yanıtlar alınıp; tesbit tarihine kadar davacı yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli; 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi uyarınca, davacı adına aynı çalışma alanı içerisinde kayıtsız ve belgesizden başkaca taşınmaz mal tesbit ya da tescil edilip edilmediği tapu müdürlüğü ve ilgili kadastro müdürlüğü ile hukuk mahkemeleri yazı işleri müdürlüğünden sorulup, aynı Kanunun 3/7/2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen 14/2. maddesi hükmü gözetilerek sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, kanunun getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanarak, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ:1- Yukarıda bir numaralı bentde açıklanan nedenlerle Orman Yönetiminin temyiz dilekçesinin REDDİNE, temyiz harcının istek halinde iadesine,
2- İki numaralı bentde açıklanan nedenlerle davalı Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 22/10/2019 günü oy birliği ile karar verildi.