10. Hukuk Dairesi 2013/24350 E. , 2014/16468 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Trabzon 2. İş Mahkemesi
Tarihi :12.11.2013
No :2013/342-2013/140
Dava, 5510 sayılı Kanunun 4"üncü maddesinin (a) bendi kapsamındaki sigortalılığa geçerlilik tanınarak, 29.03.2006-23.04.2006 ve 02.09.2006-28.02.2011 tarihleri arasında, Kanunun 4"üncü maddesinin (b) bendi kapsamındaki tarımsal faaliyete dayalı sigortalılık sürelerinin iptali istemine ilişkindir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde isteği hüküm altına almıştır.
Hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davacının, 506 sayılı Kanun kapsamında 28.03.2006 tarihi ve öncesi ile 24.04.2006-01.09.2006 tarihleri arasında kesintisiz, 23.03.2009-2012/6 dönemleri arasında kesintili 5510 sayılı Kanunun 4"üncü maddesinin (a) bendi kapsamında hizmet sözleşmesine dayalı sigortalılığı; Ayrıca, ürün tesliminde yapılan prim kesintileri nedeniyle 2926 sayılı Kanun kapsamında 01.10.1998-31.12.1998, 01.10.1999-12.08.2003, 01.10.2003-14.09.2004, 16.10.2004-27.03.2006, 29.03.2006-23.04.2006, 02.09.2006-28.02.2011 tarihleri arasında tarımsal faaliyete dayalı olarak 5510 sayılı Kanunun 4"üncü maddesinin (b) bendi kapsamında sigortalılığı bulunmaktadır. Davalı Kurum, 29.03.2006-23.04.2006 ve 02.09.2006-28.02.2011 tarihleri arası çakışan dönemde Kanunun 4"üncü maddesinin (b) bendi kapsamındaki tarımsal faaliyete dayalı sigortalılığa geçerlik tanımış; davacı ise, anılan dönemde hizmet sözleşmesine dayalı çalışmalarının geçerli sayılarak, tarım sigortalılığının iptalini istemiş; Mahkemece, 4/a maddesi kapsamındaki sigortalılığa geçerlilik tanınarak, sadece çakışan dönemlerde 4/b maddesi kapsamındaki sigortalılığın iptaline karar verilmiştir.
2926 sayılı Kanunun 6"ncı maddesinde, diğer sosyal güvenlik kuruluşları kapsamına tabi bir işte çalışanların, çalışmaya başladığı tarihten bir gün önce tarım Bağ-Kur sigortalılıklarının sona ereceği düzenlenmişti. 5510 sayılı Kanunun, 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren ve sigortalılık hallerinin birleşmesini düzenleyen 53"üncü maddesinin birinci fıkrasına göre, “Sigortalının, 4"üncü maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentlerinde yer alan sigortalılık hallerinden birden fazlasına aynı anda tabi olmasını gerektirecek şekilde çalışması halinde; öncelikle aynı maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında, (c) bendi kapsamında çalışması yoksa ilk önce başlayan sigortalılık ilişkisi esas alınarak sigortalı sayılır.” düzenlemesine yer verilmiş iken; 53"üncü maddenin birinci fıkrası, 6111 sayılı Kanunun 33"üncü maddesi ile değiştirilerek, “Sigortalının 4"üncü maddenin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentlerinde yer alan sigortalılık statüleri ile (c) bendinde yer alan sigortalılık statüsüne aynı anda tabi olacak şekilde Kanun kapsamına girmesi halinde öncelikle aynı maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında, (a) ve (b) bentlerinde yer alan sigortalılık statülerine tabi olacak şekilde Kanun kapsamına girmesi halinde ise aynı maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılır. Ancak, sigortalılık hallerinin çakışması nedeniyle Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki sigortalılığı esas alınanlar, yazılı talepte bulunmak ve Kanunun 82"nci maddesine göre belirlenen prime esas kazanç alt sınırı ve üst sınırına ilişkin hükümler saklı olmak kaydıyla, esas alınmayan sigortalılık statüsü kapsamında talep tarihinden itibaren prim ödeyebilirler. Bu şekilde ödenen primler; iş kazası ve meslek hastalığı sigortasından sağlanan haklar yönünden, Kanunun 4"üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında sigortalılık statüsünde, kısa vadeli sigorta kollarından sağlanan diğer yardımlar ile uzun vadeli sigorta kollarından sağlanan yardımlar yönünden ise Kanunun 4"üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalılık statüsünde değerlendirilir. Bu fıkra hükümlerine göre ödeme talebinde bulunulduğu halde ait olduğu ayı izleyen ayın sonuna kadar ödenmeyen primlerin ödenme hakkı düşer. 4"üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendinin (4) numaralı alt bendi ile aynı maddenin birinci fıkrasının (b) bendindeki diğer sigortalılık statülerine aynı anda tabi olacak şekilde çalışılması durumunda, (b) bendinin (4) numaralı alt bendi dışındaki diğer sigortalılık durumu dikkate alınır.” şeklinde düzenlenmiştir. 6111 sayılı Kanunun yürürlük tarihlerini düzenleyen 125"inci maddesinin (b) bendinde, 33"üncü maddenin, 25.02.2011 tarihli Resmi Gazetede yayımını takip eden ayın birinci gününde yürürlüğe gireceği belirtilmiştir.
Her yasanın, yürürlükte olduğu dönemdeki uyuşmazlıklara uygulanacağı gözetildiğinde, taraflar arasında uyuşmazlık konusu olan 29.03.2006-23.04.2006 ve 02.09.2006-28.02.2011 tarihleri arası dönemde 2926 sayılı Kanunun 6. maddesi ile 5510 sayılı yasanın 53. maddesinin sırasıyla uygulanması gerekmektedir.
Yine; 5510 sayılı Yasanın sigortalı sayılmayanların düzenlendiği 6. maddesinin birinci fıkrasının (ı) bendinde, “…tarımsal faaliyette bulunan ve yıllık tarımsal faaliyet gelirlerinden, bu faaliyete ilişkin masraflar düşüldükten sonra kalan tutarın aylık ortalamasının, bu Kanunda tanımlanan prime esas günlük kazanç alt sınırının otuz katından az olduğunu belgeleyenler... 4"üncü maddesi kapsamında sigortalı sayılmaz.” denildiği gibi; Yine, aynı Yasanın, sigortalılığın sona ermesini düzenleyen 9. maddesinin 5. bendinde, “Sigortalılık, …Tarımda kendi nam ve hesabına bağımsız çalışanlar için, tarımsal faaliyetin sona erdiği veya 6"ncı maddenin birinci fıkrasının (ı) bendi kapsamına girdiği tarihten…itibaren sona erer.” denilmiştir. Anılan maddelerde 6111 sayılı Yasanın 25 ve 28. maddeleri ile yapılan 65 yaşını dolduranlardan talepte bulunanların sigortalı olamayacağına ilişkin değişikliklerin 01.03.2011 tarihinden itibaren yürürlüğe gireceği belirtildiği gibi; davacının, 1960 yılında doğmuş olması nedeniyle, anılan değişikliğin somut olayda uygulama yeri de bulunmamaktadır.
Mahkemece, 5510 sayılı Yasa kapsamındaki sigortalılığa ilişkin davaların, kamu düzeniyle ilgili olduğu ve bu nedenle de özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmesinin zorunlu ve gerekli bulunduğu, sigortalılık şartlarının gerektiğinde resen araştırılması gerektiği esas alınarak; 5510 sayılı Yasanın 6 ve 9. maddelerindeki düzenlemeler de gözetilmek suretiyle; davacının, ektiği arazi ve elde ettiği ürün miktarı, yapmış olduğu süt satışı, bunlardan elde ettiği kazancın değeri, doğrudan gelir desteği vb. hususlar araştırılarak, sigortalı olmayı gerektirecek düzeyde tarımsal faaliyetinin bulunup-bulunmadığı kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenip, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken; eksik inceleme ve araştırma sonucu, yazılı şekilde karar verilmiş olması yerinde görülmemiştir.
Öte yandan, 5458 sayılı Kanunun 16. maddesinde, “8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu ile 506, 1479, 2925 ve 2926 sayılı Kanunlardan birine tâbi sigortalı iken, aynı sürede bir diğer sosyal güvenlik kurumuna, adına prim ödendiği anlaşılan sigortalılardan yersiz tahsil edilen prim asılları, sigortalı ya da hak sahiplerinin talebi, T. C. Emekli Sandığı bakımından ayrıca kurumların da talebi halinde işsizlik sigortası primi hariç olmak üzere hizmetlerin çakıştığı sürede prim borcu aslına mahsup edilmek üzere en geç 6 ay içinde tâbi olması gereken sosyal güvenlik kurumuna devredilir. Çakışan hizmet süresine ilişkin devredilen miktarın prim borcu aslını karşılamaması halinde, bakiye prim borcu ilgili kanun hükümlerine göre sigortalıdan veya 5434 sayılı Kanuna tâbi kurumdan tahsil edilir. Sosyal sigorta kanunlarındaki sigortalılığın tespiti ile hizmetlerin birleştirilmesine ait hükümler saklıdır.” düzenlemesine; 5510 sayılı Kanunun 53. maddesinde de “... Sigortalının, bu madde hükmüne göre sigortalı sayılması gereken sigortalılık halinden başka bir sigortalılık hali için prim ödemiş olması durumunda, ödenen primler birinci fıkraya göre esas alınan sigortalılık hali için ödenmiş ve esas alınan sigortalılık halinde geçmiş kabul edilir.” düzenlemesine yer verilmiş; 20.05.2006 tarihinde yürürlüğe giren 5502 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumu Kanununun geçici 1 inci maddesindeki düzenleme ile Sosyal Sigortalar Kurumu, Esnaf ve Sanatkârlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu (Bağ-Kur) ve Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığının her türlü alacakları, hakları, borçları, görevleri ile birlikte hiç bir işleme gerek kalmaksızın, anılan kanununyürürlük tarihi itibarıyla, bu kanunla ihdas edilen Sosyal Güvenlik Kurumuna devredilmiş olup, buna göre her iki sigortalılığa ilişkin kurumlar Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı çatısı altında birleşmiştir. Mahkemece yapılacak araştırma ile, kesinleşen mahkeme kararı sonucu hizmet sözleşmesine dayalı sigortalılık nedeniyle Kurum’un prim alacağının bulunduğunun anlaşılması durumunda, davacının, 1479 sayılı Kanun kapsamındaki sigorta dosyasından çıkabilecek fazla primlerinin, bu dosyaya aktarılmasının gerekip-gerekmeyeceği tartışılarak, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, bu husus araştırılıp, tartışılmadan yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 02.07.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.