13. Hukuk Dairesi 2015/38365 E. , 2018/6045 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacı, davalıdan 17.04.2009 tarihli sözleşme ile daire satın aldığını, sözleşmede teslim tarihinin 1 ay opsiyonlu olarak 30.06.2009 tarihi kararlaştırıldığını ve aksi durumda aylık 2,000,00-TL cezai şart öngörüldüğünü, teslim tarihine uymayan davalı ile 27.07.2009 tarihinde ek bir protokol yapılarak teslim tarihinin 15.09.2009 olarak tespit edildiğini, yazılı veya sözlü hiçbir taahhüdüne uymayan davalıya ihtarname göndererek temerrüde düşürdüğünü, ihtara ve defalarca Almanya’dan gelmesine rağmen taşınmazın natamam olarak anne ve babasına Mayıs 2010 sonlarında teslim edildiğini, keyfi olarak defalarca ..."a getirtildiğini, yol ve konaklama masrafı yaptığını, dairenin içinde birçok eksiklik bulunduğu gibi projede olup yapılmayan veya yetersiz yapılan hususlar bulunduğunu, su deposu, havuz ve kapalı garajın ya yapılmamış ya da eksik bırakılmış olduğunu, bilirkişi incelemesi ile tespit edilecek bu hususlar için kendi payına düşen oranda tazminat talep ettiğini belirterek, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 15.09.2009-Mayıs 2010 arası 8 aylık cezai şart 16.000,00-TL, gereksiz yere yapılan yol ve konaklama masrafı olarak 3.500,00-TL, yapılmayan veya eksik yapılan hususlardan dolayı 500,00-TL olmak üzere toplam 20.000,00-TL"nin temerrütten itibaren en yüksek banka faizi ile birlikte tahsilini istemiş, yargılama sırasında alınan bilirkişi raporu doğrultusunda talebini 59.310,00-TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, 20.000,00-TL’nin dava tarihinden itibaren 35.810,00-TL’nin ıslah tarihi olan 30.12.2014 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-6100 sayılı HMK’nun 294. maddesi gereğince mahkeme, yargılamanın sona erdiği duruşmada hükmü vererek tefhim eder. Hükmün tefhimi, her halde hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur. Zorunlu nedenlerle sadece hüküm sonucunun tefhim edildiği hallerde, gerekçeli kararın tefhim tarihinden başlayarak bir ay içinde yazılması gerekir. HMK’nun 297/2. maddesi gereğince, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir. Yine HMK’nun 298/2. maddesi gereğince de gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz. Kararın gerekçesi ile hükmün de birbirine uyumlu olması gerekir. Esasen kısa kararı yazıp, tefhim etmekle davadan elini çekmiş olan hakimin artık bu kararını değiştirmesine yasal olanak da yoktur. Kısa kararla gerekçeli kararın birbirinden farklı olması yargılamanın aleniyeti, kararların alenen tefhim olunmasına ilişkin Anayasanın 141. maddesi ile HMK"nun yukarıda değinilen buyurucu nitelikteki maddelerine de aykırı bir durum yaratır. Ayrıca bu husus kamu düzeni ile ilgili olup, gözetilmesi yasa ile hakime yükletilmiş bir görevdir.
Somut uyuşmazlıkta, davacı dava dilekçesinde fazlaya dair haklarını saklı tutarak 15.09.2009-Mayıs 2010 arası 8 aylık cezai şart 16.000,00-TL, gereksiz yere yapılan yol ve konaklama masrafı olarak 3.500,00-TL, yapılmayan veya eksik yapılan hususlardan dolayı 500,00-TL olmak üzere toplam 20.000,00-TL"nin tahsilini istemiş; 30.12.2014 tarihli ıslah dilekçesi ile de yapılmayan veya eksik yapılan hususlara ilişkin talebini 39.310,00-TL daha artırarak toplam 59.310,00-TL"nin tahsilini talep etmiştir. Mahkeme kararın hüküm kısmında; "davanın kısmen kabulü ile 20.000,00-TL’nin dava tarihinden itibaren 35.810,00-TL’nin ıslah tarihi olan 30.12.2014 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine " karar verilmiş olmasına rağmen; gerekçeli kararın gerekçe kısmında ise; "davacı her ne kadar yurt dışında ikamet ettiğini ve defalarca keyfi olarak ..."a getirtildiğini belirterek yol ve konaklama masrafı talep etmiş ise de bu hususta dosyada somut bilgi ve belgeye rastlanmadığı, anlatılan sebeplerle davanın kısmen kabulü ile gecikme tazminatı ile ortak alanlardaki eksik ifalar ve gizli ayıplar sebebiyle konutta meydana gelen değer azalması talebinin kabulüne" şeklinde karar verildiği, gerekçede ıslahtan önce kabul edilen miktar 16.500,00-TL olarak belirtildiği halde hüküm kısmında 20.000,00-TL"ye karar verildiği, böylece yukarıda açıklanan yasal düzenleme gözetilmeyerek hüküm fıkrası ile gerekçeli kararın gerekçe kısmı arasında aykırılık oluşturulduğu anlaşılmakla HMK"nun 297/son madde ve fıkrası gereğince hükmün bozulması gerekmiştir.
2-Bozma nedenine göre, davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, ikinci bent gereğince davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21/05/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.