11. Hukuk Dairesi 2018/4277 E. , 2019/6291 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 13/04/2017 tarih ve 2016/326 E.- 2017/201 K. sayılı kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi"nce verilen 10/05/2018 tarih ve 2017/1655 E.- 2018/505 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirket adına 2012/18221 ve 2012/09307 sayılı 03, 07, 08, 09, 11 ve 21. sınıflarda davalı Kurum nezdinde tescilli “VESPLUS” ibareli markaların sahibi olduğunu, davalının “VEPLUS” ibareli markanın adına tescili için 2015/30439 başvuru numarası ile davalı Kuruma başvuruda bulunduğunu, başvuruya yaptıkları itirazın nihai olarak YİDK’in 24/06/2016 tarih 2016-M-6851 sayılı kararı ile reddedildiğini, markalar arasında tek harf farklılığı olduğunu, bu farkın markalar arasındaki görsel ve işitsel benzerliği ortadan kaldırmadığını, markaların ayırt edilemeyecek kadar benzer olduğunu, başvuru kapsamındaki 09. sınıf ürünlerin ortak olduğunu, başvuru kapsamındaki 42. sınıf malların 09. sınıf kapsamındaki mallar ile ilişkili olduğunu, başvuru kapsamındaki 35.05 sınıf hizmetlerde ise müvekkili adına tescilli 3, 7, 9, 11 ve 21. sınıf malların da sayıldığını, müvekkiline ait malların emtia listeleri ile davalı şirketin başvuru kapsamındaki bulunan tüm emtialar yönünden benzerlik bulunduğunu, davalı şirket markasının müvekkili şirket markası ile karıştırılma ihtimali bulunduğunu, ayrıca tanınmış olması sebebiyle de müvekkili markalarının tescilli olmadığı emtialar yönünden korumadan yararlanması gerektiğini, tüketici tarafından şirketler arasında ekonomik bağlantı olabileceğinin düşünülebileceğini, davalı şirket başvurusunun kötü niyetli olduğunu ileri sürerek YİDK’in 24/06/2016 tarih 2016-M-6851 sayılı kararının iptali ile davalı şirket markasının hükümsüzlüğü ve sicilden terkinine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Vakıf Emeklilik A.Ş vekili, mahkemenin görevsiz ve yetkisiz olduğunu, talebin zamanaşımına uğradığını, şirketin sadece emeklilik ve hayat sigortaları yapabildiğini, hitap edilen alan ve müşteri portföyünün birbirinden çok uzak olduğunu, markaların birbirine benzemediğini, markaların bir bütün olarak değerlendirilmesi gerektiğini, her iki mal ve hizmetin tamamen farklı ticari kanallara ait birbiri ile hiç alakası olmayan mal ve hizmetler olduğunu, davacının markalarının tanınmış olmadığını, kaldı ki tanınmış markaya dayalı tescile engel olunması için gerekli şartların dava konusu markalar arasında gerçekleşmeyeceğini, müvekkilinin kötü niyetli hareket etmediğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Kurum vekili, markaların bir bütün olarak değerlendirildiğinde ortalama tüketici nezdinde görsel, işitsel ve kavramsal düzeyde ilişkilendirme ihtimali de dahil olmak üzere karıştırılmaya yol açacak benzerlik olmadığını, markaların karıştırılma ihtimalinin asla bulunmadığını, itiraz aşamasında başvurunun kötü niyetle yapıldığına ve davacının markalarının tanınmış olduğuna dair deliller sunulmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesni talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, başvuru kapsamındaki 9/01 ila 15. sınıfta yer alan malların tümünün, 35. sınıfta müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için 35/3. sınıfın tümü, 35/5. sınıfın “Zararlı bitkileri, hayvanları ve mantarları imha edici maddeler”, 35/7. sınıfın “jeneratörler, elektrik jeneratörleri, güneş enerjisi ile çalışan jeneratörler....basınçlı hava veya sıvı püskürtücü makineler için tabancalar...basınçlı hava üreticiler, kompresörler,...Elektrikli ve gazlı kaynak makineleri, elektrikli ark kaynak cihazları, elektrikli lehim cihazları, elektrikli ark kesme cihazları, elektrikli kaynak makine elektrotları ve bunlarla aynı işleve sahip robotlar...Otomatik satış makineleri. Galvenizle kaplama ve elektroliz (akımla kaplama) makineleri. Elektrikli açma kapama mekanizmaları.”, 35/8. sınıfın “Elektrikli-elektriksiz buharlı ütüler.”, 35/9. sınıfın “Metronomlar” hariç tümü, 35/11. sınıfın tümü, 35/14. sınıfın “Saatler ve zaman ölçme cihazları (kronometreler ve parçaları, saat kordonları dahil).”, 35/21. sınıfın “Fare kapanları, haşerat tuzakları, sinek yakalayıcılar, sinek raketleri, tuvalet taşı delikleri için kapaklar (sinek ve haşeratı kovucu ve yok edici elektrikli cihazlar dahil. Parfüm bekleri (yandığında koku yayan bekler), parfüm spreyleri ve vaporizatörleri (püskürteç)” bir araya getirilmesi hizmetleri (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemlerle sağlanabilir) yönünden, 42/01 ve 42/02. sınıfta yer alan hizmetlerin tümü yönünden aynı/aynı tür veya benzer olduğu, markalar arasında “S” harfi açısından bir farklılığın olmasının ve yine davaya konu marka başvurusunda şekil unsuruna yer verilmesinin davaya konu marka başvurusunu davacı markalarından ayırt edici konuma getirmediğini, markaların telaffuz, sesçil ve görsel açıdan bir bütün olarak birbirine benzediği, davacının markalarının tanınmışlığının ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, YİDK’in 24/06/2016 tarih 2016-M-6851 sayılı kararının belirtilen mal/hizmetler yönünden iptali, tescil başvurusunun belirtilen mal/hizmetler yönünden hükümsüzlüğü ve sicilden terkinine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesince, taraf vekillerinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, taraf vekillerinin temyiz istemlerinin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 8,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden taraflardan ayrı ayrı alınmasına, 08/10/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.