8. Hukuk Dairesi 2015/3316 E. , 2017/7013 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Şikayet
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı ve davacı vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
1- Borçlu vekilinin temyiz itirazları yönünden;
İİK"nun 4949 sayılı Kanun"la Değiştirilen 363/1. maddesinin son cümlesindeki kesinlik sınırının aynı Kanunun Ek 1. maddesinin 1. fıkrası uyarınca 01.01.2014 tarihinden itibaren artırılan miktarı dikkate alındığında temyize konu değerin 5.440,00 TL"yi geçmediği anlaşıldığından mahkeme kararının temyiz kabiliyeti yoktur. Bu nedenle borçlu vekilinin temyiz dilekçesinin REDDİNE,
2- Alacaklı vekilinin temyiz itirazları yönünden;
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de,
Borçlu vekili, takibe konu borç kapsamında, müvekkili tarafından 05.04.2010 tarihinde 33.816,00TL"nin ödendiğini, kararın temyiz edilerek bozulduğunu, Yargıtay bozma kararı doğrultusunda mahkemece tekrar karar verildiğini, bozma sonrası verilen kararın kesinleştiğini, fazla yapılan ödemelerin alacaklıdan tahsili için muhtıra gönderilmesini talep ettiklerini, İcra Müdürlüğü’nce 12.12.2013 tarihli muhtıraya göre toplam 22.419,78 TL"nin iadesine karar verildiğini, ayrıca ilk ilama göre çıkarılan icra emrinde de ilama aykırı olarak fazla talepte bulunulduğunu, yapılan hesapların hatalı olduğunu belirterek bozma sonrası ilama göre fazla ödemenin tespiti ile fazla ödemenin ödeme tarihinden iade tarihine kadar işleyecek yasal faiziyle iadesine, mümkün olmadığı takdirde ilk ilama göre fazla alınan 7.532,32 TL"nin ödeme tarihi olan 05/04/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte iadesine, bunun da mümkün olmaması halinde kesinleşmiş mahkeme kararı gözetilerek bozma sonrası ilama göre fazla ödemenin tespiti ile fazla ödemenin temerrüt tarihinden iade tarihine kadar işleyecek yasal faizi ile birlikte iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
Alacaklı kurum vekili, iadesine karar verilen muhtıraya konu miktarı ödediklerini, daha fazlası bildirilmiş olsaydı onu da ödeyeceklerini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece aldırılan 12/05/2014 tarihli bilirkişi raporunda; bozma sonrası ilam dikkate alındığında, borçlunun halen 9.973,02-TL fazla ödemesi olduğu, bu alacağın 316,32-TL"sinin Hazineden talep edilebileceği, alacaklı ..."nın ise 9.656,70-TL"den sorumlu olduğu belirtilmiştir. Mahkemece, bilirkişi raporu doğrultusunda şikayetin kabulü ile, alacaklı lehine yapılmış olan hatalı İcra Müdürlüğünün hesap işleminin iptali ile 9.973,02-TL’den fazla ödenen 9.656,70-TL"nin 05/04/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı ... tarafından davacıya iadesine, bakiye 316,32-TL"sinin 05/04/2010 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı .....Hazinesi tarafından davacıya iadesine karar verilmiş olup hüküm alacaklı vekilince temyiz edilmiştir.
İİK’nun 40/2. maddesinde; "Bir ilâm hükmü icra edildikten sonra bölge adliye mahkemesince kaldırılır veya yeniden esas hakkında karar verilir ya da Yargıtayca bozulup da aleyhine icra takibi yapılmış olan kimsenin hiç veya o kadar borcu olmadığı kesin bir ilâmla tahakkuk ederse, ayrıca hükme hacet kalmaksızın icra tamamen veya kısmen eski hâline iade olunur. ’’ hükmü düzenlenmiştir.
Somut olayda, borçlu tarafından bozma öncesi ilama göre 05.04.2010 tarihinde 33.816,00 TL ödeme yapıldığı, bozma sonrası verilen ilamın 21.11.2013 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır. Yukarıda yazılı Yasa maddesi de dikkate alındığında, 12.12.2013 tarihli muhtıranın tebliğinden itibaren geri ödenmesi istenen paraya faiz yürütülebilir. Bu durumda fazla ödendiği belirlenen 9.656,70 TL’nın, 12.12.2013 tarihli muhtıranın alacaklıya tebliğ tarihi olan 20.12.2013 tarihinden itibaren faiziyle birlikte talep edilebileceği düşünülmeksizin, 05.04.2010 tarihinden yasal faiz işletilmesine karar verilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirir ise de yapılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün bu kısmının düzeltilerek onanması yoluna gidilmiştir.
SONUÇ: Alacaklı vekilinin temyiz itirazının kısmen kabulü ile ....ı İcra Hukuk Mahkemesi’nin 26.06.2014 tarih ve 2013/83 Esas 2014/95 Karar sayılı ilamının 1 nolu bendindeki "05.04.2010" tarihinin silinerek yerine "20.12.2013" tarihinin yazılmasına, Mahkeme hükmünün düzeltilmiş bu haliyle İİK"nun 366 ve 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 438/7. maddeleri uyarınca ONANMASINA, taraflarca İİK"nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edenlerden davacıya iadesine,15.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.