11. Hukuk Dairesi 2018/1739 E. , 2019/6288 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi"nce verilen 24/02/2016 gün ve 2015/384 - 2016/173 sayılı kararı onayan Daire"nin 20/12/2017 gün ve 2016/5493 - 2017/7447 sayılı kararı aleyhinde davalı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği de anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği konuşulup düşünüldü:
Davacılar vekili, müvekkillerinin davalı şirketin yaklaşık %47 oranında ortakları olduklarını, şirketin uzun süredir hiçbir faaliyetinin olmadığını, şirket yönetim kurulu üyelerinin görevlerini yerine getirmediklerini, şirketin amacını gerçekleştirmesi için herhangi bir faaliyette bulunmadıklarını, şirketi ihmali ve kasti davranışları ile zarara uğrattıklarını, 25/10/2011 tarihinden beri herhangi bir şirket genel kurul toplantısı yapılmadığını, şirkette organ boşluğu oluştuğunu, şirketin bir kısım mal varlığı değerleri olmasına rağmen şirketin hiçbir faaliyetinin olmaması nedeniyle amacını gerçekleştirmesinin mümkün olmadığını, şirketin yükümlülüklerini yerine getirmemesi nedeniyle resmi ve gayriresmi kurumlara karşı borçlu ve cezalı hale geldiğini, azlık pay sahibi olan müvekkillerinin bilgi alma ve inceleme haklarının ihlal edildiğini, şirketin uzun zamandır kâr payı dağıtmayarak azlık sahibi olan müvekkillerinin haklarının ihlal edildiğini, ortaklar arasındaki güven temelinin zedelendiğini iddia ederek, davalı şirketin haklı sebeplerle feshini ve şirkete tasfiye memuru atanmasını, mahkeme aksi kanaatte ise müvekkillerinin payları ödenerek şirketten çıkarılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, şirketin 2013 ve 2014 yıllarında hiçbir satışının olmadığı, 2013 yılında 7.600 TL civarı, 2014 yılında da 8.900 TL civarı zarar ettiği, vergi dairelerine borçlarının olduğu, genel kurul toplantılarının yapılamadığı, şirkette yönetim ve organ boşluklarının oluştuğu artık şirketin amacına ulaşmasının mümkün olmadığı, davacıların çıkma paylarının da davalı şirketçe ödeneceğinin kabul edilmemesi nedeniyle şirketin feshi dışında başka bir seçeneğin de olmadığı, tüzel kişiyi yaşatma ana ilkesinin dosyamıza gerçekleştirilmesinin mümkün olmadığı anlaşıldığından ortaklar arasında fiilen taksim edilen şirket mallarının varlığı da nazara alınarak amacına ulaşması imkansız hale geldiği gerekçesiyle, davanın kabulü ile davalı şirketin feshine, şirkete tedbiren kayyım tayinine ve hükmün kesinleşmesi ile birlikte şirkete tasfiye memuru atanmasına dair verilen kararın davalı vekili tarafından temyizi üzerine karar Dairemizce onanmıştır.
Davalı vekili, bu kez karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davalı vekilinin HUMK 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteğinin reddi gerekir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin karar düzeltme isteğinin HUMK 442. maddesi gereğince REDDİNE, aşağıda yazılı bakiye 17,70 TL karar düzeltme harcının ve 3506 sayılı Yasa ile değiştirilen HUMK 442/3. maddesi hükmü uyarınca takdiren 389,49 TL para cezasının karar düzeltilmesini isteyen davalıdan alınarak Hazine"ye gelir kaydedilmesine, 08/10/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.