9. Hukuk Dairesi 2019/638 E. , 2019/5525 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 24. HUKUK DAİRESİ
DAVA : Davacı, olumlu yetki tespitine itirazın iptaline karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesinin kabul kararına karşı davalılardan T.C. ... avukatı istinaf başvurusunda bulunmuştur.
... Adliye Mahkemesi 24. Hukuk Dairesi davalılardan T.C. ... avukatının istinaf başvurusunu esastan reddetmiştir.
... Adliye Mahkemesi 24. Hukuk Dairesi"nin kararı süresi içinde davalılardan T.C. ... avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
YARGITAY KARARI
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, T.C. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının 16.06.2015 tarihli yazısı ile Genel İş Sendikasının işyeri toplu iş sözleşmesi yapmaya yetkili olduğuna dair düzenlenen yetki belgesinin tebliğ edildiğini, yetki belgesinin hukuka aykırı olarak düzenlendiğini, Bakanlığın çoğunluk tespit yazısının müvekkili şirkete 16.06.2015 tarihinde tebliğ edildiğini, söz konusu yetki tespiti kararının tebliği üzerine süresi içinde 19.06.2015 tarihinde Ankara Çalışma ve İl Kurumu İl Müdürlüğüne kayıt yaptırılarak ... İş Mahkemesinin ... esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, süresinde yapılan itiraz sebebiyle yetki belgesinin düzenlenemeyeceğini ileri sürerek T.C. ... tarafından düzenlenen 16.06.2015 tarih ve 12676 sayılı yetki belgesinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı T.C. ... vekili; yetki itirazında bulunduklarını, Genel-İş Sendikası"nın, davacı şirketin Uludağ Üniversitesi Rektörlüğü Döner Sermaye İşletme Müdürlüğü genel temizlik hizmet alım işi işyerinde toplu iş sözleşmesi yapmak gerekli çoğunluğu sağladığına ilişkin müvekkili Bakanlığa başvuruda bulunduğunu, herhangi bir itiraz bulunmaması nedeniyle Genel-İş Sendikasına yetki belgesinin verildiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Davalı ... vekili; T.C. ... Çalışma Genel Müdürlüğü"nün, davacı Şirket’te müvekkili Sendika’nın gerekli çoğunluğu sağladığına ilişkin yetki tespiti yazısı 01/06/2015 tarihinde kendilerine ulaştığını, davacı şirketin genel merkezinin Ankara"da olduğunu, aynı şehir içinde aynı tür tebligatın 15 gün farklı yapılmış olmasının mümkün olmadığını, davacı şirketin süreye ilişkin itirazlarını kabul etmediklerini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
C) İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
İlk Derece Mahkemesince, "... Tarafların iddia ve savunmaları, sunulan ve istenilen kayıt ve belgeler ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; T.C. ... Çalışma Genel Müdürlüğü"nün 16/06/2015 tarih ve 72693546/103.03-12676 sayılı yazısı ile ..."nın işyeri toplu iş sözleşmesi yapmaya yetkili olduğuna ilişkin yetki belgesi düzenlendiği, söz konusu yetki belgesinin davacı tarafa 29/06/2015 tarihinde tebliğ edildiği, ancak bundan önce ..."nın 06/03/2015 tarihinde, davacı şirkete ait 1259476.016 işyeri sicil numaralı işyerinde toplu iş sözleşmesi yapmaya yetkili olduğunun tespiti/yetki tespiti talebi ile davalı Bakanlığa başvuruda bulunduğu, T.C. ... Çalışma Genel Müdürlüğü tarafından, 26/05/2015 tarih ve 72693546/103.02-10359 sayılı yazı ile Genel İş Sendikasının yasanın aradığı gerekli çoğunluğu sağladığının tespitine karar verildiği, yetki tespiti yazısının davacı şirkete 16/06/2015 tarihinde tebliğ edildiği, davacı vekilince 19/06/2015 tarihinde T.C. ... Ankara Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğüne kayıt yaptırıldığı, dava açıldığının bildirildiği, yetki tespiti kararının iptali için davacı vekilince 19/06/2015 tarihinde ... İş Mahkemesinin 2015/1288 E. sayılı dosyası İle dava açıldığı, davalı Kurumun 16/06/2015 tarih ve 72693546/103.03-12676 sayılı yazısı ile yasada öngörülen süre içerisinde itiraz olmaması gerekçe gösterilerek ..."nın işyeri toplu iş sözleşmesi yapmaya yetkili olduğuna ilişkin yetki belgesi verildiği, bu yetki belgesinin davacıya 29/06/2015 tarihinde tebliğ edildiği, davacı tarafından yetki tespiti yazısının 16/06/2015 tarihinde tebellüğünden itibaren "süresinde" 19/06/2015 tarihinde dava açılmasına karşın yetki belgesinin düzenlendiği anlaşılmış olmakla,..." gerekçesiyle davanın kabulüne karar vermiştir.
D)İstinaf başvurusu:
İlk Derece Mahkemesi kararına karşı, davalı Bakanlık vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur..
E)İstinaf Sebepleri:
Davalı Bakanlık vekili istinaf başvurusunda; 6356 sayılı Kanunda itiraz dilekçesini görevli makama kaydettirilmesinin dava şartı olarak düzenlendiğinden davanın incelenmeksizin reddine karar verilmesi gerektiği, Bakanlık olarak sorumluluklarının kanunen görevli makamdan araştırmakla sınırlı olduğu gerekçesiyle yerel mahkeme kararının kaldırılmasını, açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
F)Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti :
Bölge Adliye Mahkemesince, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, vakıa mahkemesi hakiminin objektif, mantıksal ve hayatın olağan akışına uygun, dosyadaki tespitlerine ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, İlk Derece Mahkemesi’nin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davalı T.C. ... vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan REDDİNE karar verilmiştir.
G)Temyiz başvurusu :
Bölge Adliye Mahkemesi’nin kararına karşı davalı Bakanlık vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
H) Gerekçe:
Uyuşmazlık, T.C. ... Çalışma Genel Müdürlüğü"nün 16.06.2015 tarihli ve 72693546/103.03-12676 sayılı yetki belgesinin iptalinin gerekip gerekmediğine ilişkindir.
6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun sekizinci bölümünde toplu iş sözleşmesinin yapılması usulü düzenlenmiş olup, 41 inci ve müteakip maddelerinde yetki tespitine ilişkin kurallara yer verilmiştir.
Anılan Kanun’un 42 nci maddesinde yetki tespiti için toplu iş sözleşmesi yapmak isteyen işçi sendikasının Bakanlığa başvurarak yetkili olduğunun tespitini isteyeceği ve Bakanlığın da kayıtlarına göre başvuru tarihi itibarıyla bir işçi sendikasının yetkili olduğunu tespit ettiğinde, başvuruyu, işyeri veya işletmedeki işçi ve üye sayısını, o işkolunda kurulu işçi sendikaları ile taraf olacak işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işverene altı iş günü içinde bildireceği kural altına alındıktan sonra takip eden 43 üncü madde de, kendilerine 42 nci madde uyarınca gönderilen tespit yazısını alan işçi veya işveren sendikaları veya sendika üyesi olmayan işveren; taraflardan birinin veya her ikisinin yetki şartlarına sahip olmadığı veya kendisinin bu şartları taşıdığı yolundaki itirazını, nedenlerini de göstererek yazının kendilerine tebliğ edildiği tarihten itibaren altı iş günü içinde mahkemeye yapabileceğine ilişkin düzenlemeye yer verildikten sonra 44 üncü maddesinde de tespit yazısına süresi içinde itiraz edilmemişse sürenin bitimini takip eden altı iş günü içinde; yapılan itiraz reddedilmişse ya da kendisine yetki şartlarına sahip olmadığı bildirilen sendikanın itirazı sonucunda yetki şartlarına sahip olduğunu tespit eden kesinleşmiş mahkeme kararının tebliğ edildiği tarihten itibaren altı iş günü içinde; ilgili sendikaya, Bakanlıkça bir yetki belgesi verileceği hüküm altına alınmıştır.
Yukarıda zikredilen Kanun hükümleri kapsamında, somut uyuşmazlığın konusunun anılan Kanun’un 44 üncü maddesine müsteniden verilen 16.06.2015 tarihli yetki belgesinin iptaline ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.
Öte yandan dosya içeriği ile bilhassa temyiz safhasında dosyaya celbedilen Yargıtay (kapatılan) 7. Hukuk Dairesi’nin 2016/11951 E. sayılı dava dosyasından; davalı ...’nın 06.03.2015 tarihinde yetki tespiti için davalı Bakanlığa yaptığı başvuru üzerine gerekli çoğunluğu sağladığı tespitini içeren ve 6356 sayılı Kanun’un 42 nci maddesi kapsamında verilen yetki tespit yazısının davacı Şirkete 16.06.2015 tarihinde tebliğ edildiği ve Şirketin de yasal süresi içinde bu tespite karşı itiraz ederek dava açtığı ve açılan bu davada da İlk Derece Mahkemesi’nce verilen davanın reddi kararının Yargıtay (kapatılan) 7. Hukuk Dairesi’nin 26.04.2016 tarihli ve 2016/11951 E., 2016/9232 K. sayılı ilamı ile onanarak kesinleştiği anlaşılmıştır. Her iki davada yetki tespitine konu işyeri ile muhataplar aynıdır. Aralarındaki tek fark eldeki davanın konusu süresi içinde itiraz edilmemesi nedeniyle (44.madde gereğince) verilen kesinleşmiş yetki tespiti kararı iken, bahse konu olup Yargıtay (kapatılan) 7. Hukuk Dairesi ilamı ile kesinleşen davanın konusu ise 42 nci madde uyarınca davacıya gönderilen yetki tespiti yazısı olmasıdır.
Hal böyle iken eldeki dava devam ederken davacının açtığı ilk davasının sonuçlanmasıyla yetki tespiti kararı, mahkeme kararı ile kesinleşmiş olup, artık bu davada yetki tespitinin kesinleşip kesinleşmediğinin (verilen kesin yetki tespiti kararının usule uygun olup olmadığının) hukuken tartışılması mümkün değildir. Dolayısıyla davanın konusu kalmamıştır. Aksi halin kabulünde her iki kararın infazında tereddüde yol açılabileceği gibi çelişkili kararların ortaya çıkmasına da neden olunabilecektir. Kaldı ki uyuşmazlıklarda konu hakkında verilip kesinleşen yargı kararlarının resen gözetilmesi de yasal bir zorunluluktur.
Açıklanan nedenlerle, Mahkemece konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir.
Ayrıca kabule göre, yargılama devam ederken fiilen ve hukuken irtibatlı olup davacı tarafça açılan ilk davanın kesinleşmesinden önce eldeki dava ile birleştirilip görülmesi gerektiğinin düşünülmemesi de hatalı bulunmuştur.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 13.03.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.