BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/378 Esas 2021/37 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi
Esas No: 2016/378
Karar No: 2021/37
Karar Tarihi: 20.01.2021

BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/378 Esas 2021/37 Karar Sayılı İlamı

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2016/378
KARAR NO :2021/37

DAVA:İstirdat
DAVA TARİHİ:01/12/2008
KARAR TARİHİ:20/01/2021

Mahkememizde görülmekte olan İstirdat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVACININ TALEBİ:
Davacı ... Ltd. Şti. vekili dava dilekçesinde ... Bankası ... şubesine ait ... seri numaralı çekin sahte imza ile ciro edildiğini, ancak üzerindeki imzanın müvekkiline ait olmadığını, çekin ciro yolu ile davalı ... ... A.Ş.'ye geçtiğini, çek altındaki imzanın şirket temsilcisi ...'e ait olmamasına rağmen müvekkilinin çek bedelini ödemek durumunda kaldığını, müvekkiline ait çek koçanının 10 adet çekle birlikte çalındığını, ancak 26.12.2007 keşide tarihini taşıyan dava konusu çeki müvekkilinin ticari itibarının zedelenmemesi ve cebri icra takibine maruz kalmamak için ödemek durumunda kaldığını belirterek ... Bankası ... şubesine ait 26.12.2007 keşide tarihli, 20.000 ,00 TL bedelli ... seri numaralı çekten dolayı ödemek zorunda kaldıkları 20.000,00 TL'nin ödeme tarihi olan 26.12.2007 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
DAVALININ TALEBİ:
Davalı ... ... A.Ş. vekili verdiği cevap dilekçesinde, dava konusu çekin Finansal Kiralama Faktoring ve Finansman Şirketlerinin Kuruluş ve Faaliyet Esasları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre aldıklarını, yasal bir temlik işlemi yapıldığını, çekin çalınması olayı ile ilgili olarak davacı tarafın ne tür işlemler yaptıklarını açıklamaları gerektiğini, sadece imza incelemesinin yeterli olmayacağını, çekin tüm esaslı unsurları üzerinde inceleme yapılması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ:
Dava 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu m. 72/VII'ye göre istirdat davasıdır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce verilen 08.07.2014 tarihli karar Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2015 / 4098 Esas; 2015 / 15169 Karar ve 19.11.2015 Tarih sayılı kararında "İmza incelemesinin, çekin keşide tarihi olan 26/12/2007 tarihinden önceki dönemde resmi kurumlar huzurunda atılmış imza asılları esas alınarak yapılması gerekir. Bilirkişi raporunda çekin keşidesinden önceki döneme ait imza fotokopisi esas alındığından mahkemece bilirkişi raporu hüküm kurmaya elverişli nitelikte kabul edilemez. Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde mahkemece yapılacak iş, inceleme konusu imzanın atıldığı tarihe olabildiğince yakın tarihlerde atılmış çok sayıda mukayese imzanın temini suretiyle konusunda uzman bilirkişiden yeniden rapor alınıp, tüm delillerin birlikte değerlendirilmesi suretiyle varılacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme sonucunda yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır." gerekçesiyle bozulmuştur.
Yeniden yapılan yargılama sonucunda öncelikle davaya konu çek aslı .... Ağır Ceza Mahkemesinin ... Esas sayılı dosyasından getirtilerek mahkememiz kasasına alınmıştır.
Yargıtay'ın bozma kararı doğrultusunda davacı şirket yöneticisi ...'in bağlı olduğu İlçe Seçim Kuruluna yazı yazılarak imzası bulunan seçmen listesinin gönderilmesi istenilmiş ve mahkememiz kasasına alınmıştır. Aynı şekilde davacı şirket yöneticisi ...'in çok sayıda tatbike değer imza örnekleri getirtilerek dosya içerisine alınmıştır. Yargıtay'ın bozma kararında belirttiği imza örneklerinin ve çek aslının dosya içerisine alınmasından sonra imza incelemesi yapılmak üzere dosya Adli Tıp Kurumuna gönderilmiştir. Hazırlanan 02.11.2020 tarihli Adli Tıp Kurumu raporunda çek üzerindeki imzanın davacı şirket yöneticisi ...'e ait olmadığı tespit edilmiştir.
Çek üzerindeki imzaya ilişkin sahtelik defi mutlak defi olup sahtelik iddiasında bulunan tarafından iyiniyetli hamile ve üçüncü kişilere karşı da ileri sürülebilen mutlak defi niteliğindedir. Davacı taraf dava dilekçesiyle sahtelik defini ileri sürmüş ve yapılan bilirkişi incelemesi ile de çek üzerindeki imzanın davacı şirket yöneticisine ait olmadığı anlaşılmıştır. Bu durumda davalı taraf iyiniyetli hamil durumunda bulunduğu itirazından faydalanamayacaktır. Bu gerekçelerle davanın kabulüne yönelik olarak aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
Davacı taraf 03.12.2020 tarihli dilekçesiyle 6100 sayılı HMK m. 176'ya göre ıslah talebinde bulunmuş ve dava dilekçesinde talep ettiği yasal faizi reeskont faiz talebi olarak ıslah etmiştir. Davalı taraf ise 16.12.2020 tarihli dilekçesiyle davacının ıslah dilekçesine itirazda bulunmuş, her ne kadar Yargıtay bozma kararından sonra ıslah yapılabilmesi mümkün hale gelmiş ise de 6100 sayılı HMK m. 177/II'ye göre bozma kararına uymakla ortaya çıkan hukuki durum ortadan kaldırılamayacağından ıslah yoluyla yasal faiz yerine reeskont faizi talep edilmesinin usulü kazanılmış hak ilkesinin ihlali olduğu itirazında bulunmuştur.
Yargıtay'ın bozma kararının özünü davanın esasının değil esası etkileyecek derecede imza incelemesinin belge aslı olmadan ve yetersiz belgelerle yapılması oluşturmaktadır. Davacının ıslah talebinde bulunduğu kısım ise asli talebine ilişkin değil istirdatını talep ettiği paranın faizine yani davanın ferisine ilişkindir. 6100 sayılı HMK m. 177/II Yargıtay bozma kararından sonra da ıslaha izin verdiğine göre ve aynı yasanın 180'inci maddesi davanın tamamını ıslah hakkı verdiğine göre asıl talebin ferisi niteliğindeki faiz türüne ilişkin ıslahın da Yargıtay bozma kararından sonra yapılabileceği açıktır. Dolayısıyla mahkememiz kararı esastan değil usul yönünden bozulmuş olduğu için davanın ferisi niteliğindeki faiz türü yönünden davalı lehine usulü kazanılmış hak doğmamıştır. Bu gerekçelerle davacı tarafın faizi türü yönünden ıslah talebinin kabulüne ve davaya konu paranın ödendiği 26.12.2007 tarihinden itibaren reeskont faizine hükmedilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın KABULÜNE,
2-20.000,00-TL'nin 26/12/2007 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 1.366,20-TL nispi karar harcından peşin harç alınmadığından ıslah harcı altında alınan 54,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.311,80-TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
4-Bozmadan önce verilen ....Asliye Ticaret Mahkemesi'nin ... Esas, ... Karar, 08/07/2014 tarihli karar nedeniyle yazılan 25/11/2014 tarihli, 2014/113 Harç numaralı Harç Tahsil Müzekkeresi ile yazılan 1.096,20-TL harç davalıdan tahsil edilmiş ise, davalı tarafından tahsil edildiğine ilişkin makbuzun ibrazı halinde bu harcın DAVALIYA HÜKÜM KESİNLEŞTİĞİNDE VE İSTEK HALİNDE İADESİNE,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 4.080,00-TLvekalet ücretinin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
6-Davacı tarafından yapılan toplam 1.128,53-TL'nin ( 14,00-TL BVH, 2,30-TL VH, 54,40-TL IH, 310,00-TL ATK Faturası, 350,00-TL BK, 397,83-TL Tebliğ ve Posta,) yargılama giderinin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
7-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayarak artan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.20/01/2021

Katip ...
¸


Hakim ...
¸


Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.