8. Hukuk Dairesi 2015/6383 E. , 2017/7005 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Şikayet
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Borçlu vekili, müvekkili aleyhine başlatılan takip nedeniyle, haline münasip evinin haczedildiğini, haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Alacaklı vekili, şikayetin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, 27.11.2014 havale tarihli bilirkişi raporuna göre taşınmazın değerinin 119.535,30 TL olarak belirlendiği, icra takibine konu borcun ise toplamda 53.653,34 TL olduğu, evin satılması halinde kalan miktar ile davalıya aynı konum ve şekilde bir daire alınmasının mümkün olmaması nedeni ile haczedilmezlik şikayetinin kabulü ile taşınmaz üzerine konulan haczin kaldırılmasına karar verilmiş olup hüküm alacaklı vekilince temyiz edilmiştir.
İİK"nun 82/1-12. maddesi gereğince, borçlunun “haline münasip” evi haczedilemez. Bir meskenin, borçlunun haline uygun olup olmadığı, adı geçenin haciz anındaki sosyal durumuna ve borçlu ile ailesinin ihtiyaçlarına göre belirlenir. Buradaki “aile” terimi, borçlu ile birlikte aynı çatı altında yaşayan, bakmakla yükümlü olduğu kişileri kapsar. İcra Mahkemesi"nce, borçlunun, sözü edilenlerle birlikte barınması için, zorunlu olan haline münasip meskeni temin etmesi için gerekli bedel bilirkişilere tespit ettirildikten sonra, haczedilen yerin kıymeti bundan fazla ise, satılmasına karar verilmeli ve satış bedelinden yukarıda nitelikleri belirlenen mesken için gerekli olan miktar borçluya bırakılmalı, kalanı alacaklıya ödenmelidir.
Bu kıstasları aşan nitelik ve evsaftaki yerlerle, makul ölçüleri geçen oda ve salonu kapsayan ve ikamet için zorunlu ögeleri içeren bir meskenin dışındaki yerler, maddede öngörülen amaca aykırıdır. Borçlunun görev ve sıfatı, kendisinin yukarıda belirlenenden daha görkemli bir meskende ikamet etmesini gerektirmez.
Somut olayda, hacizli taşınmazın üç artı bir olması, merkezde bulunması deniz manzaralı oluşu gibi özellikleri gözönünde bulundurulduğunda evin değerinin yeniden belirlenmesi ve haline münasip ev değerinin yukarıdaki ilkeler doğrultusunda (şehrin daha mütevazı semtlerinde ve daha az oda sayısı bulunan meskende oturabileceği nazara alınarak) araştırılması gerekir. Ayrıca borçlunun sosyal- ekonomik durumu ve bakmakla yükümlü olduğu kişi sayısı için de araştırma yapılması gerekir.Yeniden inceleme yapılarak sonuca gidilmesi gerekirken eksik inceleme ve usulüne uygun hüküm oluşturulmaması sebebiyle mahkeme kararının bozulması yoluna gidilmiştir.
SONUÇ: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366 ve HUMK"nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca İİK"nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, istek halinde peşin harcın temyiz edene iadesine, 15.05.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildir.