Abaküs Yazılım
10. Daire
Esas No: 2020/2276
Karar No: 2021/4993
Karar Tarihi: 21.10.2021

Danıştay 10. Daire 2020/2276 Esas 2021/4993 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2020/2276
Karar No : 2021/4993

KARARIN DÜZELTİLMESİNİ
İSTEYEN (DAVACILAR) : 1) …
2) …
3) …
4) …
5) …
VEKİLLERİ : Av. …

KARARIN DÜZELTİLMESİNİ
İSTEYEN (DAVALI) : … Bakanlığı
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının kısmen onanmasına, kısmen bozulmasına dair Danıştay Onuncu Dairesinin 21/10/2019 tarih ve E:2018/5028, K:2019/6945 sayılı kararının; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen 3622 sayılı Kanun ile değişik 54. maddesi uyarınca düzeltilmesi istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacılar tarafından, … Spor Kulübünün lisanslı cimnastik sporcusu olan ve milli sporcu statüsünde bulunan …'ın davet edildiği milli takım hazırlık kampına katıldığı 21/01/2010 tarihinde Bolu ilinde bulunan davalı idareye ait cimnastik salonunda antrenör gözetiminde antrenman yaparken paralel aletinden düşmesi sonucu sakatlandığı, milli sporcu statüsünde bulunması ve kazanın davet edildiği milli takım hazırlık kampında antrenör gözetiminde antrenman yaparken meydana gelmesi nedeniyle uğranıldığı ileri sürülen zararın kusursuz sorumluluk ilkesi uyarınca ödenmesi gerektiği ileri sürülerek davacılardan … için 305.000,00 TL bakıcı gideri, 672.000,00 TL işgücü kaybı olmak üzere toplam 977.000,00 TL ( miktar artırım dilekçesiyle 429.165,00 TL bakıcı gideri, 1.153.779,00 TL işgücü kaybı olmak üzere toplam 1.582.944,00 TL) maddi tazminatın olay tarihinden, … için 250.000,00 TL, diğer davacılar …, …, … ve … için ayrı ayrı 30.000,00 TL olmak üzere toplam 370.000,00 manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi'nin … tarih ve E:.., K:… sayılı kararıyla; Danıştay Onuncu Dairesi'nin 19/10/2015 tarih ve E:2013/2037, K:2015/4427 sayılı bozma kararına uyularak, milli sporcu olan davacılardan …'ın antrenman yaparken düşerek sakatlanmasında idarenin hizmet kusurunun bulunduğu, davacılardan …'ın maddi zararının tespiti için Mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen raporda …'ın 429.165,78 TL bakıcı gideri zararı ve 1.156.394,32 TL işgücü kaybı zararının bulunduğunun belirlendiği, bilirkişi raporunun hükme esasa alınabilir nitelikte bulunduğu ancak Danıştay yerleşik içtihatları gereği bakıcı gideri zararının bakıma ihtiyacı olan davacının hayatta olduğunun belgelendirilmek suretiyle her takvim yılının başında ödenmesi gerektiği belirtilerek …'ın 128.874,14 TL bakıcı gideri ile 1.153.779,00 TL işgücü kaybı olmak üzere toplam 1.282.653,14 TL maddi tazminat isteminin kabulüne, bu miktarın 977.000,00 TL'lik kısmına davalı idareye başvuru tarihi olan 25/01/2011 tarihinden, miktar artırım dilekçesiyle talep edilen 305.653,14 TL'lik kısmına ise miktar artırım dilekçesinin davalı idareye tebliğ edildiği 22/03/2017 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalı idarece davacıya ödenmesine, karar tarihinden sonraki dönemler için yapılacak bakıcı gideri tazminatına ilişkin ödemelerin davalı idarece resen ağır engelli kişinin yaşadığı tespit edilmek ve ilgili yıldaki brüt asgari ücret üzerinden hesaplanmak suretiyle her takvim yılının başından peşin olarak davacılara ödenmesine, bu bakımdan bakıcı giderinin tamamının peşin olarak istenilmesi nedeniyle muaccel olmayan 300.290,86 TL bakıcı giderine ilişkin maddi tazminat ve fazlaya dair faiz istemleri yönünden davanın reddine, davacılardan …'ın 100.000,00 TL, …'ın 30.000,00 TL, …'ın 20.000,00 TL, …'nın 20.000,00 TL ve …'ın 20.000,00 TL olmak üzere toplam 190.000,00 TL manevi tazminat istemlerinin dava tarihi olan 29/03/2011 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalı idarece davacılara ödenmesine, fazlaya ilişkin 180.000,00 TL manevi tazminat istemleri yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
Daire kararının özeti: Her iki tarafın temyiz istemi üzerine Danıştay Onuncu Dairesince, temyize konu İdare Mahkemesi kararının manevi tazminatın kabulüne ilişkin kısımının onanmasına, manevi tazminatın faiz başlangıç tarihleri ile maddi tazminat isteminin kabule ilişkin kısmının bozulmasına karar verilmiştir.

KARAR DÜZELTME
TALEP EDENLERİN İDDİALARI :
Davacılar tarafından; …'ın dava konusu olay öncesinde milli sporcu ve beden eğitimi öğretmenliği öğrencisi olduğu, eğitimini tamamlaması sonrasında beden eğitimi öğretmeni olma ihtimalinin kuvvetle muhtemel olduğu, memur olma ihtimalinin yüksek olduğu varsayımı ile işgücü kaybı tazminatına ilişkin hesaplamanın memur maaşı üzerinden yapılması gerektiği gerekçesiyle işgücü kaybı tazminatına dair kurulan hükmün hukuka aykırı olduğu, dava konusu olayın yaşanmasında …'a atfedilebilecek herhangi bir kusur bulunmadığı, müterafik kusura ilişkin araştırma yapılması gerektiği gerekçesinde de isabet olmadığı, manevi tazminata ilişkin istemlerinde faiz başlangıç tarihinin dava tarihi olup, İdare Mahkemesince de istemleri doğrultusunda faiz başlangıç tarihi yönünden dava tarihi itibarıyla hüküm kurulduğu halde manevi tazminata işletilecek faiz başlangıç tarihi yönünden de Mahkeme kararının bozulmasının hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek Danıştay Onuncu Dairesince verilen kararın düzeltilerek İdare Mahkemesi kararının maddi tazminat ve manevi tazminata yürütülen faiz başlangıç tarihi yönünden onanması, maddi tazminata yürütülen faiz başlangıç tarihleri yönünden düzeltilerek onanması gerektiği ileri sürülmektedir.
Davalı idare tarafından; dava konusu olayın davacılardan …'ın kusuru neticesinde gerçekleştiği ve illiyet bağı kesildiğinden idarelerinin kusuru bulunmadığı, aksi kanaatin oluşması durumunda davacılardan …'ın ve idarenin kusur oranlarının ayrı ayrı tespiti gerektiği, …'ın işgücü kabına ilişkin bir hesaplama yapılacak ise asgari ücretin esas alınması gerektiği, dava konusu olay sonrasında …'ın yakınlarına bağlanan bakım aylığının ve Federasyon tarafından yapılan harcamaların maddi tazminat tutarından yarar olarak düşülmesi gerektiği belirtilerek Danıştay Onuncu Dairesince verilen kararın düzeltilerek İdare Mahkemesi kararının maddi tazminat yönünden bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

TARAFLARIN SAVUNMALARI:
Davalı idare tarafından, davacıların karar düzeltme isteminin hukuki dayanağının bulunmadığı ileri sürülerek reddi gerektiği savunulmaktadır.
Davacılar tarafından, savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ :Dosya kapsamında yer alan … tarih ve … sayılı öğrenci belgesinden davacılardan …'ın Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi Beden Eğitim ve Spor Yüksek Okulu, Beden Eğitimi Öğretmenliği 3. Sınıf öğrencisi olması, …'ın ilerleyen dönemde Beden Eğitimi Öğretmenliğinden mezun olacağı ve öğretmen olarak çalışma ihtimalinin yüksek olup, öğretmen maaşı üzerinden yapılan hesaplama neticesinde belirlenen işgücü kaybı zararının bulunduğu düşüncesiyle davacıların karar düzeltme istemlerinin kabulü ile İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosyanın tekemmül ettiği görülmekle davalı idarenin yürütmenin durdurulması istemi hakkında bir karar verilmeksizin gereği görüşüldü:
Kararın düzeltilmesi dilekçelerinde ileri sürülen nedenler, 2577 sayılı Kanun'un geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen 3622 sayılı Kanun ile değişik 54. maddesi hükmüne uygun bulunduğundan, karar düzeltme istemlerinin kabulü ile Danıştay Onuncu Dairesi'nin 21/10/2019 tarih ve E:2018/5028, K:2019/6945 sayılı kararı kaldırılarak uyuşmazlık yeniden incelendi:


İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Davacılar tarafından, …Spor Kulübünün lisanslı cimnastik sporcusu olan ve milli sporcu statüsünde bulunan …'ın davet edildiği milli takım hazırlık kampına katıldığı 21/01/2010 tarihinde Bolu ilinde bulunan davalı idareye ait cimnastik salonunda antrenör gözetiminde antrenman yaparken paralel aletinden düşmesi sonucu sakatlandığı, milli sporcu statüsünde bulunması ve kazanın davet edildiği milli takım hazırlık kampında antrenör gözetiminde antrenman yaparken meydana gelmesi nedeniyle uğranıldığı ileri sürülen zararın kusursuz sorumluluk ilkesi uyarınca ödenmesi gerektiği ileri sürülerek davacılardan … için 305.000,00 TL bakıcı gideri, 672.000,00 TL işgücü kaybı olmak üzere toplam 977.000,00 TL ( miktar artırım dilekçesiyle 429.165,00 TL bakıcı gideri, 1.153.779,00 TL işgücü kaybı olmak üzere toplam 1.582.944,00 TL) maddi tazminatın olay tarihinden, … için 250.000,00 TL, diğer davacılar …, …, … ve ... için ayrı ayrı 30.000,00 TL olmak üzere toplam 370.000,00 manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmektedir.

İLGİLİ MEVZUAT:
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 125. maddesinde, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu hükme bağlanmış bulunmaktadır. İdarenin belirtilen bu sorumluluğu hukuk devleti ilkesinin doğal sonucudur.
İdarenin bir eylem ya da işleminden dolayı tazminatla yükümlü kılınabilmesi için olayda hizmet kusurunun ya da kusursuz sorumluluğunun bulunması zorunludur. İdarenin hukuki sorumluluğundan söz edebilmek içinse, bir zararın mevcut olması ve bu zararın idari bir işlem veya eylemden meydana gelmesi ve oluşan zararla idari işlem veya eylem arasında illiyet bağının kurulabilmesi gerekmektedir.
İdarenin üstlendiği kamu hizmetlerini gereği gibi yerine getirmekle zorunlu olduğu; hizmetin işleyiş ve ifası sırasında gerekli önlemlerin alınmaması nedeniyle gerçek veya tüzel kişilere verilen zararların -hukuken geçerli biçimde ispatlanması şartıyla- idarece tazmininin gerekeceği idare ve sorumluluk hukukunun bilinen ilkelerindendir.
İdare hukuku ilkelerine göre maddi zarar, idari işlem veya eylem nedeniyle kişinin mal varlığının aktifinde meydana gelen azalma nedeniyle uğranılan zarar ile elde edilmesi kesin olan gelirden yoksun kalma sonucu uğranılan zararı ifade eder.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
İdare Mahkemesi Kararının Davacıların Manevi Tazminat İstemlerinin Kısmen Kabulüne, Kısmen Reddine İlişkin Kısmının İncelenmesi:
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
Temyizen incelenen kararın davacıların manevi tazminat istemlerinin kısmen kabulüne, kısmen reddine ilişkin kısmı, usul ve hukuka uygun olup taraflarca ileri sürülen temyiz nedenleri kararın belirtilen kısmının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
İdare Mahkemesi Kararının Davacılardan ... Lehine Hükmedilen Maddi Tazminata İlişkin Kısmının İncelenmesi:
Mahkemece 01/03/2018 tarihli ara kararıyla dosya üzerinden yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde düzenlenen raporda; davacılardan …'ın olay tarihinde Beden Eğitimi ve Spor Yüksek Okulu öğrencisi olduğu, Danıştay Onuncu Dairesinin bozma kararında da açıklandığı üzere, milli sporcu olduğu, bu sebeple önceki raporlarda olduğu gibi, dava konusu olay gerçekleşmeseydi öğrenimi ve eğitimi ile uyumlu bir meslek icra edeceğinin kabul edildiği, iş gücü kaybı tazminatı, geleceğe dönük, varsayımlara dayalı bir hesaplamayla tespit edileceği ve bilinen olguların dikkate alınmasını gerektirdiği, davacının şimdiye dek katıldığı yarışmalar ve gerçekleştirdiği milli temsil, bozma ilamı çerçevesinde değerlendirildiğinde, davacının beden eğitimi öğretmeni olarak atanmasının muhtemel olduğu ve bu varsayımın zayıf bulunmadığının kabul edildiği, bu sebeple okulunu bitirmesinin muhtemel olduğu Temuz 2011'den sonra, 2012 yılı başında askere gidip altı aylık kısa devre askerlikten sonra, 2013 yılı başında öğretmenlik mesleğine başlayacağı, lisans eğitimi dikkate alındığında 9. derecenin 1. kademesinden maaş alacağı, buradaki kabulün önceki raporlarla eşit olduğu, davacının gelirinin buna göre belirlendiği, yılda bir kademe üç yılda bir derece ilerleyeceği dikkate alınarak işlemiş dönem olarak iskontoya tabi tutulmamış olduğu, keza usuli kazanılmış hakkın istisnası niteliğinde olan her durumda ücret artışları dikkate alınarak hesaplama yapılması gerektiği belirtilmiştir.
Davacının çalışmaya başlayacağı 2013 yılı başında yürürlükte bulunan Milli Eğitim Bakanlığı Öğretmenlerinin Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliğinin "Millî sporcuların ataması" başlıklı 16. maddesinde, Millî sporculardan;
a) Olimpiyat Oyunları, Parolimpik Oyunları, Üniversiad Oyunları, Akdeniz Oyunları ile Dünya Askeri Oyunlarında ferdi ve takım müsabakalarında ilk üç dereceye girenler,
b) Uluslararası Olimpiyat Komitesinin tanıdığı spor dallarının büyükler, gençler ve ümitler kategorilerinde Dünya ve Avrupa şampiyonaları ile Uluslararası Askeri Sporlar Konseyince yapılan Dünya ve Avrupa şampiyonalarında ilk üç dereceye girenler,
c) Bu fıkranın (a) ve (b) bentlerinde belirtilen yarışmaların takım sporlarında en az on kez ülkemizi temsil ederek millî sporcu belgesi almış olanlar
öğretmenlik için aranan genel ve özel şartları da taşımaları kaydıyla Kamu Personel Seçme Sınavı şartı aranmadan beden eğitimi öğretmenliğine atanmak üzere başvuruda bulunabilirler. Atamalar, Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğünce ilgili mevzuatına göre belirlenen öncelik sırası esas alınarak yapılır." hükmü yer almıştır.
Davacı …'ın geçmiş sporculuk yaşamına bakıldığında uluslararası yarışmalarda bir başarısının bulunmadığı, milli sporcu belgesinin de olmadığı dikkate alındığında, yukarıda aktarılan yönetmelik hükmüne göre beden eğitimi öğretmeni olarak atanacağın kesin olarak kabulü ve bu kabule göre zarar hesabının yapılmasının yerinde olmadığı, bu sebeple davacının olay tarihinde üniversite öğrencisi olduğu ve üniversiteden mezun olduğunda asgari ücretin üzerinde bir gelir elde edeceği, bir başka ifadeyle davacının kamuda memur olarak çalışma ihtimalinin yüksek olduğu hususu göz önünde bulundurularak, memur maaşı üzerinden yapılacak hesaplama ile işgücü kaybı zararının belirlenmesi gerekirken öğretmen maaşı üzerinden yapılan hesaplama ile işgücü kaybı zararının belirlenmesinde hukuki isabet bulunmamaktadır.
Öte yandan hükme esas alınan bilirkişi raporunda hesaplama yapılırken davacılardan …'ın muhtemel ömrünün hesaplanmasında PMF yaşam tablosu esas alınmış ise de tazminat hesabına esas bakiye ömrün belirlenmesinde ülkemize özgü ve güncel verileri içeren TRH 2010 Ulusal Mortalite Tablosunun esas alınması gerektiği dikkate alınmalıdır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacıların temyiz istemlerinin reddine,
2. Davalı idarenin temyiz isteminin kısmen kabulüne, kısmen reddine,
3. Yukarıda özetlenen gerekçeyle … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının davacıların manevi tazminat isteminin kısmen kabulü, kısmen reddine ilişkin kısmının oy birliği ile ONANMASINA, davacılardan …'ın maddi tazminat isteminin kabulüne ilişkin kısmının oy çokluğu ile BOZULMASINA,
4. Bozulan kısım hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,21/10/2021 tarihinde KESİN OLARAK karar verildi.

(X) - KARŞI OY:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 13. maddesinde, idari eylemlerden hakları ihlal edilmiş olanların dava açmadan önce, bu eylemleri yazılı bildirim üzerine veya başka suretle öğrendikleri tarihten itibaren bir yıl ve her halde eylem tarihinden itibaren beş yıl içinde idareye başvurarak haklarının yerine getirilmesini istemeleri gerektiği kuralı yer almakta olup, anılan maddede, idari eylemler nedeniyle uğranılan zararın tazmini için idareye başvuruda bulunulmasının, dava ön şartı olarak öngörülmesi ve zararın idare tarafından en erken bu tarihte sulhen ödenebilecek olması nedeniyle yargı yerince hükmedilecek tazminat miktarına, ön karar için idareye yapılan başvuru tarihi, görevli olmayan adli yargıda dava açılması halinde adli yargıda dava açıldığı tarih itibariyle yasal faiz uygulanması, Danıştay’ın yerleşik içtihatlarıyla kabul edilmiştir.
Dava şartı olan ön karar için idareye yapılan başvuruda ihlal edilen hakkın yerine getirilmesinin istenilmesi esas olup, idare ile işin esasında ihtilafa düşüldükten, başka bir ifadeyle idare tazminat istemi karşısında direnmeye (temerrüde) düşürüldükten sonra davacının tazminat miktarını dava açarken serbestçe tayinine hukuki bir engel bulunmamaktadır. Nitekim Danıştay’ın yerleşik içtihatları da bu doğrultudadır.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) tarafından, devletin sorumluluğuna ilişkin tam yargı davalarında talep edilen tazminatın daha yüksek olduğunun dava devam ederken anlaşılması durumunda, davacıya talep edilen miktarı arttırma hakkı verilmemesinin adil yargılanma hakkının ihlali olarak kabul edilmesi nedeniyle istemle bağlı olma kuralının sebep olduğu hak kayıplarının giderilmesi amacıyla 2577 sayılı Kanun'un 16. maddesinin 4. fıkrasına 30/04/2013 tarihinde yürürlüğe giren 6459 sayılı Kanun'un 4. maddesi ile, “Ancak, tam yargı davalarında dava dilekçesinde belirtilen miktar, süre veya diğer usul kuralları gözetilmeksizin nihai karar verilinceye kadar, harcı ödenmek suretiyle bir defaya mahsus olmak üzere artırılabilir ve miktarın artırılmasına ilişkin dilekçe otuz gün içinde cevap verilmek üzere karşı tarafa tebliğ edilir.” cümlesi; aynı Kanun'un 5. maddesi ile de, 2577 sayılı Kanuna Geçici 7. madde olarak, “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla, bu Kanunun 16. maddesinin dördüncü fıkrasına eklenen hüküm, kanun yolu aşaması dahil, yürürlük tarihinde derdest olan davalarda da uygulanır.” cümlesi eklenmiştir.
Aktarılan düzenlemeyle, nihai karar verilinceye kadar harcı ödenmek ve bir defaya mahsus olmak üzere, “süre veya diğer usul kuralları gözetilmeksizin” dava dilekçesinde gösterilen tazminat miktarının artırılmasına imkan verilmektedir. Böylelikle, artırılan miktar açısından da dava dilekçesinin verildiği tarihteki hukuksal koşullar geçerli bulunmaktadır.
Yapılan bu açıklamalar karşısında, miktar artırımına ilişkin dilekçenin yeni bir dava niteliğinde olmayıp mevcut davada talep edilen tazminat miktarının ıslah suretiyle artırımına olanak sağlayan yasal bir hakkın kullanımına ilişkin olduğu da göz önünde bulundurulduğunda, artırılan tazminat miktarı yönünden davanın kabul edilmesi halinde, yasal faizin başlangıcının bu miktar yönünden de, idarenin uyuşmazlığın esasında ihtilafa; bir başka anlatımla temerrüde düştüğü tarih olduğu sonucuna varılmaktadır.
Bu itibarla; olayda, ödenecek maddi tazminatın yasal faiz başlangıcının, miktar artırımına ilişkin dilekçe ile artırılan tazminat miktarı yönünden de, ön karar için idareye yapılan başvuru tarihinden itibaren başlatılması gerekmekte olup, mahkeme kararının buna ilişkin kısmının bozulması, diğer taraftan; Beden Eğitimi Öğretmenliği 3. Sınıf öğrencisi olan davacının mezun olarak beden eğitimi öğretmeni olarak çalışması kuvvetle muhtemel olduğundan, iş gücü kaybı zararın öğretmen maaşı üzerinden hesaplanmasında hukuka aykırılık bulunmadığı, sonucuna varılmakla, bu hususa ilişkin ise mahkeme kararının onanması gerektiği oyuyla aksi yöndeki Daire kararına bu yönlerden katılmıyoruz.


Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi