Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/7252
Karar No: 2019/4074
Karar Tarihi: 02.05.2019

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2017/7252 Esas 2019/4074 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2017/7252 E.  ,  2019/4074 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : SULH HUKUK MAHKEMESİ


    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:


    Y A R G I T A Y K A R A R I


    Davacı, ... alışveriş merkezinde bulunan iş yerini 20/05/2008 tarihli kira sözleşmesi ile davalıya kiraladığını, 31/10/2011 tarihinde fesih ve ibra başlıklı protokol ile de borçların ödenmesi şartıyla taraflar arasındaki kira sözleşmesinin sona ereceğinin kararlaştırıldığını, ancak davalı şirketin protokol uyarınca ödemesi gereken cezai şartın 1.961,95 Euro kadarlık kısımının ödenmediğini, bu kısmın tahsili amacıyla ... İcra Müdürlüğü"nün ... Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, ancak davalının itirazı nedeniyle takibin durduğunu, davalı borçlunun takibe yetkisiz olduğundan bahisle itiraz ettiğini fakat kira sözleşmesi uyarınca yetkili icra dairesinde takip yapıldığını, davalının itirazının haksız olduğunu ileri sürerek, itirazın iptaline, takibin devamına ve davalının %20 den aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatı ödemesine karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı, söz konusu protokolün 2/2 maddesinde 31/10/2011 tarih itibariyle kira sözleşmesinden kaynaklı hukuki ilişkinin tamamen sona erdiğinin belirtildiğini, kira ilişkisinden kaynaklı tüm bağlayıcı hükümlerin 31/10/2011 tarihinden itibaren geçersiz olduğunu, kira ilişkisi sona erdiğinden kira ilişkisine bağımlı, ayrı bir bütün olmayan ve fer"i nitelikteki cezai şartın istenemeyeceğini, öte yandan protokolün genel işlem koşullu bir sözleşme olup, yok hükmünde olduğunu, şirketin tüm ödemelerini yaptığını ve borcu bulunmadığını ileri sürerek davanın usulden ve esastan reddini dilemiştir.
    Mahkemece, ilk takibin ...İcra Müdürlüğünde başlatıldığını, borçlu/davalının İzmir-Karşıyaka İcra Müdürlüğünün yetkili olduğunu belirterek ...İcra Müdürlüğünün yetkisine itiraz edip takibi durdurduğunu, davacı/alacaklının, davalının yetki itirazının kaldırılmasını veya iptalini isteme cihetine gitmediğini, yetki itirazını kabul ettiğini, bu durumda, davacının takibin devamını sağlamak için takip dosyasının ancak davalının itirazında belirttiği icra dairesine (borçlu tarafından birden fazla yer yetkili gösterilmiş ise bunlardan birine) gönderilmesini istemesi ve takibe de aynı yerde devam etmesinin gerektiğini, eldeki davada ise, davalının yetki itirazını kabul eden davacının, takip dosyanın Aydın İcra Müdürlüğüne gönderilmesini taleple takibe ...İcra Müdürlüğünde devam edildiğini, oysa, Aydın İcra Müdürlüğü davalının kabul edilen ilk itiraz dilekçesinde yetkili olarak belirttiği yerlerden olmadığını, davalının ... İcra Müdürlüğünün yetkisine yaptığı itirazın yerinde olduğu gerekçesiyle takibin yetkisiz icra dairesinde yapıldığından davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
    Uyuşmazlık, taraflar arasındaki 31.10.2011 tarihli fesih ve ibra protokolünden kaynaklanmaktadır. Davacı, protokolde kararlaştırılan cezai şart bedelinin bir kısmının davalı tarafça ödenmediğinden bahisle davalı hakkında icra takibi başlatmış, itiraz üzerine iş bu davayı açmıştır. Uyuşmazlığın 31.10.2011 tarihli protokolden kaynaklanması sebebi ile yine bu protokolün genel hükümler başlığı altında düzenlenmiş bulunan “Taraflar iş bu protokolün tatbik ve tefsirinden doğacak ihtilafların çözümünde yetkili yargı merciinin İstanbul Mahkemeleri ve İcra Daireleri olmasını kabul ve beyan etmiştir.” şeklindeki münhasır yetkiye dair düzenleme somut olayda uygulama alanı bulacaktır. Sözleşmenin tarafları tacir olduğundan anılan yetki şartı, HMK"nın 17.maddesi hükmün uygun olup geçerlidir. Ne var ki, yetki sözleşmesi ya da sözleşmeye konulan yetki şartı ile belirli bir veya birden fazla mahkemenin yetkili kılınması hususu kesin yetki olarak değerlendirilmez. Bu nedenle mahkemece sözleşmede yer alan yetki şartı kendiliğinden araştırılamayacaktır. (Yargıtay 3. HD"nin 2014/20059 Esas ve 2015/16891 Karar sayılı ilamı, Yargıtay 20. ... Esas ve 2018/7532 Karar sayılı ilamları)
    Gelinen bu noktada irdelenmesi gereken husus, davalı/borçlu tarafından yapılan yetki itirazının usulüne uygun olup olmadığı noktasındadır. 6100 sayılı HMK"nın 19/4.maddesinde “Yetkinin kesin olmadığı davalarda davalı, süresi içinde ve usulüne uygun olarak yetki itirazında bulunmazsa, davanın açıldığı mahkeme yetkili hale gelir.” denilmektedir. Davalı, yetki itirazında bulunurken, doğru şekilde yetkili mahkemeyi de göstermelidir. Aksi halde yetki itirazı kabul olunmaz.
    Somut olayda, yetkili icra dairesi, taraflarca düzenlenen 31.10.2011 tarihli fesih ve ibra protokolü uyarınca ... İcra Daireleridir. Ancak davalı, icra takibindeki yetki itirazında, yetkili icra dairesinin İzmir İcra Daireleri olduğunu belirtmiştir. Bu durum karşısında, usulüne uygun yetki itirazından söz edilemez. O halde, mahkemece usulüne uygun bir yetki itirazının bulunulmadığı, takibin yapıldığı icra dairesinin bu nedenle yetkili hale geldiği gözetilmeksizin yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK" un 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK" nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK" un 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 02/05/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi