10. Hukuk Dairesi 2021/7807 E. , 2021/11920 K.
"İçtihat Metni"Bölge Adliye Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
No : 2021/830-2021/839
İlk Derece Mahkemesi : ... 4. İş Mahkemesi
No : 2018/105-2020/348
Asıl dava, aylıkların tahsiline ilişkin icra takibine vaki itirazın iptali, birleşen dava, sağlık giderlerinin tahsiline ilişkin icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir
İlk Derece Mahkemesince, asıl davanın kabulüne dair verilen karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince davalı ... vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararının davacı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM:
Davacı Kurum vekili, asıl davada, davalı aleyhine ... 9. İcra Müdürlüğü"nün 2016/6919 Esas sayılı dosyasından başlatılan ilamsız icra takibine davalının vaki itirazının iptali ile takibin aynen devamına karar verilmesini istemiştir.
Birleşen davada, davacı Kurum vekili, davalı aleyhine ... 5. İcra Müdürlüğü"nün 2019/3031 Esas sayılı dosyasından başlatılan ilamsız icra takibine davalının vaki itirazının iptali ile takibin aynen devamına karar verilmesini istemiştir.
II-CEVAP:
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
III-MAHKEME KARARI:
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
Mahkemece, davanın kabulü ile, davacı Kurum tarafından ... 9. İcra Müdürlüğünün 2016/6919 Esas sayılı dosyasında yapılan ilamsız icra takibine davalı tarafından yapılan itirazin iptali ile takibin aynen devamına karar verilmiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Bölge Adliye Mahkemesi, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK"nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davacı vekili, ... 5. İcra Müdürlüğünün 2019/3031 Esas sayılı dosyasında başlatılan ilamsız icra takibine yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, davalının itirazında haksız olması sebebiyle alacağın yüzde %20"sinden aşağı olmamak üzere davalı hakkında icra inkar tazminatına hükmedilmesi talep edilmesine rağmen yerel mahkemece birleşen dava yönünden hüküm kurulmamasının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek temyiz kanun yoluna başvurmuştur.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Hukuk Muhakemeleri Kanununun 26. maddesi uyarınca; "Hâkim tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir. Aynı Kanunun 294-301 maddelerinde ise mahkeme kararlarının nasıl olması gerektiği belirlenmiştir. Bu düzenlemelere göre mahkeme, usule veya esasa ilişkin bir nihai kararla davayı sona erdirir. Yargılama sonunda uyuşmazlığın esası hakkında verilen nihai karar, hükümdür. Kanunun 297. maddesinin (2). fıkrasında “hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir”, hükümleri öngörülmüş olup, hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait her hangi bir söz tekrar edilmeksizin isteklerin her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların mümkünse sıra numarası altında birer birer açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir. Zira tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi nedenle haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri ve Yargıtay’ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için, ortada, usulüne uygun şekilde oluşturulmuş; hükmün hangi nedenle o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıktaki bir gerekçe bölümünün ve buna uyumlu hüküm fıkralarının bulunması, zorunludur.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 294. maddenin (4). fıkrasındaki “zorunlu nedenlerle sadece hüküm sonucunun tefhim edildiği hâllerde, gerekçeli kararın tefhim tarihinden başlayarak bir ay içinde yazılması gerekir.” hükmü gereği zorunlu nedenlerle yalnız hüküm sonucunun tefhim edildiği hallerde, gerekçeli kararın sonradan belli süre içinde yazılması mümkündür. Bu gibi hallerde de Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 294. ve 297’nci maddelerine uygun olarak tarafların hak ve yükümlülüklerini açıkça gösterenkısa karar ile daha sonra yazılan gerekçeli kararın birbirine uygun olması zorunludur. Esasen kısa kararı yazıp, tefhim etmekle davadan elini çekmiş olan hâkimin artık bu kararını değiştirmesine yasal olanak da yoktur. Kısa kararla gerekçeli kararın birbirinden farklı olması yargılamanın aleniyeti, kararların alenen tefhim olunmasına ilişkin Anayasa"nın 141’inci maddesi ile Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun yukarıda değinilen buyurucu nitelikteki maddelerine de aykırı bir durum yaratır.
6100 sayılı HMK."nun 166"ncı (Mülga HUMK. nun 45"inci) maddesine göre ayrı ayrı açılmış davaların aralarında bağlantı bulunmaları halinde birleştirilerek bakılabilmesi mümkün olup, davaların birleştirilmesi sadece birleştirilen davaların yargılama safhalarının müşterek cereyan etmesi sonucunu doğurur. Başka bir anlatımla, birleştirmeye konu davalar bağımsız kimliklerini korurlar.
Somut uyuşmazlıkta, asıl ve birleşen dava mevcut olmasına rağmen birleşen dava hakkında olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulmaması usul ve yasaya aykırı olup, bozma sebebidir.
O hâlde, davacı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararının HMK"nın 373/1. Maddesi gereğince kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, 11.10.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.