3. Hukuk Dairesi 2017/7665 E. , 2019/4066 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili; davalı şirkete 24/5/2013 tarihli sözleşmeyle araç kiraladığını, davalı kiracının 10,11,12/2013 ve 1,2/2014 dönemleri kira bedellerini ödemediğini, sözleşmenin 11/b maddesi uyarınca yükümlülüklerin yerine getirilmeyerek feshe sebep olması halinde sözleşme süresinin bitimine kadar ödenmesi gereken kira bedelinin tamamının cezai şart olarak tahsil edileceğini, davalıya gönderilen 20/2/2014 tarihli ihtarname ile sözleşmenin feshedilerek ödenmeyen aylara ilişkin kiraların talep edildiğini, aracın 28/02/2014 tarihinde tesliminin yapıldığını, ödenmeyen kira dönemleri ve sonraki cezai şart dönemlerine ilişkin başlatılan icra takibine itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptaline ve takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, faaliyetinin geçici olarak durdurulduğundan araçlara ihtiyacının kalmadığını, 28/02/2014 tarihinde teslim edildiğini, borcu olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; bilirkişi raporu doğrultusunda 2014 Yılı Ocak, Şubat, 2013 Yılı Ekim, Kasım, Aralık aylarından dolayı kira borcunun bulunduğu ve işlemiş faiziyle birlikte davacı alacağının 7.620,76 TL olduğu, davacının cezai şart tutarı olarak istediği bedelin ise sözleşmenin 11/C maddesine göre 1 yıllık süre 31/05/2014 tarihinde tamamlanması gerektiğinden ve bu süre tamamlanmadan 2013 Yılı Haziran ayında araç davacıya teslim edilmiş olduğundan ve yeni Borçlar Kanununa göre davacının ödenmeyen aylara ilişkin olarak sözleşmede muaceliyet şartı getiremeyeceği düzenlendiğinden cezai şart talebinin yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile takibin 7.620,76 TL lik kısmına yönelik haksız itirazının iptaline, asıl alacak tutarı üzerinden takip tarihinden itibaren avans faizi yürütülmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; araç kira sözleşmesi kapsamında ödenmeyen kira bedellerinin tahsili ve sözleşmenin feshi tarihinden itibaren kalan süre kira bedellerine yönelik cezai şartın tahsiline yönelik icra takibine itirazın iptali istemine ilişkin olup, uyuşmazlık cezai şartın talep edilip edilemeyeceğine yöneliktir.
Taraflar arasında 24/05/2013 tarihli 12 ay süreli araç kiralama sözleşmesi imzalandığı, sözleşmenin 11/b. Maddesinde, “kiracı sözleşmenin yükümlülüklerine aykırı olarak feshine sebep olduğu takdirde bitimine kadar ödenmesi gereken kira bedellerini cezai şart olarak ödeyeceği”, 11/c maddesinde ise, “kiracı sözleşme süresi içerisinde ödemelerini 3 kez gecikmeli olarak yapar ise kiraya verenin 11/a maddesindeki ihtarname gönderme şartına uymaksızın göndereceği tek bir ihtarname ile sözleşmeyi tek taraflı ve derhal feshedebilir, bu çeşit fesih halinde kiracı araçları derhal iade edecek ve 11/b. Maddesindeki sözleşmenin feshinden itibaren araç başına kalan kira bedellerini cezai şart olarak ödemekle yükümlü olacaktır.” hükümlerinin kararlaştırıldığı, davacı kiraya veren tarafından davalı kiracıya gönderilen 20/02/2014 tarihli ihtarname ile 10,11,12/2013 ve 1,2/2014 ayları kira bedellerinin ödenmediği, 11/c maddesine göre tek taraflı feshi hakkı ile 11/b maddesine göre kalan bedellerin cezai şart olarak tahsili haklarının doğduğu belirtilerek, aracın tesliminin, ödenmeyen kira bedelleri ve cezai şart bedelinin talep edildiği, aracın ise 28/02/2014 tarihli tutanakla teslim edildiği görülmektedir.
O halde, mahkemece; taraflar arasında düzenlenen sözleşme gereği davalı kiracının ödemelerini geciktirmesi nedeniyle, davacı kiraya veren tarafından haklı olarak sözleşmenin feshedilmesi sonucu 11/c. Maddesi uyarınca davacının cezai şart olarak düzenlenen kira bedellerini isteyebileceği dikkate alınarak karar verilmesi gerekirken, yazılı şekil hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 02/05/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.