11. Hukuk Dairesi 2018/5023 E. , 2019/6274 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Hatay 4. Asliye Hukuk Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 26/04/2018 tarih ve 2015/671-2018/109 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin taraf vekilleri tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı bankada Euro, USD ve TL hesaplarının bulunduğunu, Euro hesabındaki 30.000 Euro"nun davalı banka personeli tarafından izinsiz ve talimatsız çekildiğini, dekontlardaki imzanın müvekkiline ait olmadığını, ödeme talebinde bulunulduysa da müfettiş incelemesini gerekçe göstererek müvekkilinin sürekli oyalandığını ileri sürerek 30.000 Euro"nun dava tarihi itibariyle karşılığı olan 62.406,00 TL"nin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari banka faiziyle birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; müvekkili personelinin zimmet eylemleri ortaya çıkınca hak sahiplerinin yanında kötüniyetli kişilerin de talepte bulunduğunu, inceleme sonucunda haklı müşteri taleplerinin yerine getirildiğini, davacının başvurusunun da incelendiğini, sahte imza ile çekilen 29.800 USD ve 10.000 Euro tutarın davacıya iade edildiğini, bunun dışındaki işlemlerin davacı imzasıyla gerçekleştirilen para çekme işlemlerine ait olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, Dairemizin bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre; davacının Euro hesabında 47.000 Euro bulunduğu bunun 27.000 Euro"sunun 43.902,00 TL olarak TL hesabına aktarıldıktan sonra aynı gün içinde 25.000 TL ve 18.900 TL olarak iki parça halinde nakit olarak çekildiği, davacının euro hesabında kalan 20.000 Euro"nun 29.9.2005 tarihinde dolar hesabına 24.036 USD olarak aktarım yapıldıktan sonra aynı gün 12.000 USD"nin nakit olarak çekildiği kalan 12.000 USD"nin 16.000 TL olarak TL hesabına aktarıldıktan sonra 03.10.2005 tarihinde çekildiği yapılan imza incelemesi soncu 23.09.2005 tarihli 25.000 TL ve 18.900 TL nakit para çekme dekontlarındaki imzanın davacının eli ürünü olmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle 27.000 Euro’nun dava tarihinde 56.219,40 TL olduğu anlaşıldığından davacının davasının kısmen kabulüne 56.219,40 TL"nin temerrüt tarihi olan 18/01/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Dava, davacının mevduat hesabından davalı banka çalışanının hukuka aykırı eylemiyle çekilen paraların faiziyle birlikte iadesi istemine ilişkindir. Davalı banka çalışanının eylemleri banka açısından hem sözleşmeye aykırılık hem de haksız fiil niteliğinde olmakla, 818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 98/2 maddesi uyarınca, kural olarak tazminatın haksız fiil tarihinden itibaren faiziyle birlikte iadesi gerekir. Zira haksız fiiller açısından temerrüt tarihi haksız fiilin ika edildiği tarihtir. Davacı tarafından davalıya gönderilen ihtarnamede alacağın faiziyle birlikte iadesi istenmiş olup, ihtarnamede atıfet mehli verilmediği de anlaşıldığından, kuraldan ayrılmayı gerektirecek bir durum bulunmamaktadır. Öte yandan, işin ticari nitelikte olması nedeniyle, mahkemece hükmedilen tazminat tutarına işletilecek faiz oranı, ticari işlerde uygulanması gereken faiz olup, bu faiz 3095 sayılı Kanunun 2/2 maddesi uyarınca avans faiz oranına eşittir. Bu durumda, mahkemece temerrütün başlangıç tarihi ile tazminata işletilecek faiz oranı açısından verilen hüküm isabetli olmayıp kararın bozulması gerekiyor ise de, anılan yanlışlıkların düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HUMK 438/7. maddesi hükmü uyarınca kararın düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz istemlerinin kabulü ile, kararın 1. fıkrasının 2. ve 3. satırlarındaki ""18/01/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının faiz türüne ilişkin fazlaya ilişkin istemlerinin reddine"" ibaresinin çıkartılarak yerine ""23/09/2005 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine"" ibaresinin eklenmesine, hükmün bu şekilde davacı yararına DÜZELTİLEREK ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 2.880,25 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 07/10/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.