12. Ceza Dairesi 2021/2584 E. , 2021/8737 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Dava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
Hüküm : Davanın reddine
Davacının tazminat talebinin reddine ilişkin hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Davacı ... hakkında silahlı terör örgütüne üye olmak ve patlayıcı madde bulundurma suçlarından dolayı soruşturma yürütüldüğü, davacının ... 10. Ağır Ceza Mahkemesi (CMK"nın 250. madde ile görevli) 2008/55 sorgu numarasından 15/03/2008 tarihinde örgüt üyeliği ve patlayıcı madde bulundurma suçlarından tutuklandığı, 13/05/2008 tarihinde ... Cumhuriyet Başsavcısı (TMK"nın 250. madde ile yetkili) davacı ile birlikte 6 sanık hakkında 2008/687 esas sayılı iddianamesi ile örgüt üyeliği ve patlayıcı madde bulundurma suçlarından kamu davası açıldığı, yine davacı hakkında ... Cumhuriyet Başsavcıcının 2008/1247 esas sayılı iddianame ile birleştirme talepli olarak mala zarar verme suçundan 10/10/2008 tarihinde kamu davası açıldığı, ... 12. Ağır Ceza Mahkemesinin 2008/313 esas sayılı dosyasında davacı hakkında mala zarar verme suçlarından açılan davanın mahkemenin 2008/155 esas sayılı dosyası ile birleştirildiği, ... 12. Ağır Ceza Mahkemesinin 2008/255 esas sayılı dosyasında 26/05/2008 tarihinde tensip zaptının düzenlendiği ve davacının tutuk halinin devamına kara verildiği, ilk celsenin 01/09/2008 tarihinde yapıldığı, eksik hususların giderilmesi için ara kararın kurulduğu ve yine tutuklamanın devamına karar verildiği, ikinci celsenin 09/02/2009 tarihinde yapıldığı eksik hususların giderilmesi için ara kararın kurulduğu ve tutuklamanın devamına karar verildiği, 3. celsenin 22/06/2009 tarihinde yapıldığı, eksik hususların giderilmesi için ara kararın kurulduğu, 4. celsenin 18/11/2009 tarihinde yapıldığı eksik hususlar için ara kararlar kurulduğu, 5. celsenin 26/04/2010 tarihinde yapıldığı, eksik hususların giderilmesi için ara kararın kurulduğu, 6. celsenin 25/06/2010 tarihinde yapıldığı, dosyadaki bir sanığın yakalamasının infaz edildiği, 7. celsenin 22/09/2010 tarihinde yapıldığı, mütalaa için Cumhuriyet savcısına süre verildiği, 8. celsenin 29/12/2010 tarihinde yapıldığı kovuşturmanın genişletilmesi kararı ile diğer sanığın savunmasının alınması için ara kararın kurulduğu, 9. celsenin 30/05/2011 tarihinde yapıldığı mütalaa için dosyanın Cumhuriyet savcısına tevdii edildiği, 10. celsenin 05/10/2011 tarihinde yapıldığı sanık müdafilerine esas hakkındaki savunmalarını yapmaları için süre verildiği, 11. celsenin 27/02/2012 tarihinde yapıldığı sanık müdafilerine esas hakkındaki savunmalarını yapmaları için süre verildiği yine Cumhuriyet savcısına mütalaasını sunması için süre verildiği, 12. celsenin 18/07/2012 tarihinde yapıldığı iddia makamına mütalaa sunması için süre verildiği, 13. celsenin 17/09/2012 tarihinde yapıldığı sanık müdafilerine esas hakkındaki savunmayı yapmak üzere süre verildiği, 14. celsenin 10/10/2012 tarihinde yapıldığı ve bu celsede karar verildiği davacının örgüt üyeliği suçundan netice olarak 7 Yıl 6 Ay hapis cezası, patlayıcı madde bulundurma suçundan netice olarak 8 Yıl 4 ay hapis ve 8.320 TL adli para cezası ile cezalandırıldığı, birleşen dosyada davacının iki müştekiye karşı eyleminden dolayı ayrı ayrı 3 Yıl 9 Ay hapis cezası ile cezalandırıldığı davacının hükmen tutukluluk halinin devamına karar verildiği, temyiz incelemesinde Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 2013/18111 esas 2014/3683 karar ve 26/03/2014 tarihli karar ile davacı hakkında verilmiş örgüt üyeliği ve patlayıcı madde bulundurma suçundan cezaların onandığı, mala zarar verme suçundan kurulan hükümlerin bozulmasına karar verildiği, bozma sonrası dosyanın ... 16. Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/124 esasını aldığı, 2014/38 karar sayılı ilam ile mala zarar verme suçlarından davacının beraatine karar verildiği, bu kararın ise temyiz edilmeksizin 03/10/2014 tarihinde kesinleştiği celselerde tutuk devamı kararlarıyla, davacının yargılamanın makul sürede bitirilmediği, tutuklama yerine başkaca tedbirlerinin uygulanabileceği, bu durumun Anayasaya ve AİHS uygun olmadığı iddiasıyla manevi tazminat isteminin karar altına alınmasını talep ettiği anlaşılmakla;
Gerekçeli karar başlığında, ""Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat"" olan dava türünün ‘’ Yakalama veya Tutuklama Sonrası KYO veya Beraat Kararı Verilmesi Halinde Tazminat’’ olarak yazılması mahallinde düzeltilmesi mümkün yazım yanlışlığı olarak kabul edilmiştir.
Davacının 40.000 TL manevi tazminatın tutuklama tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile ödenmesi talebine ilişkin söz konusu davada, yerel mahkemece, davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 5271 sayılı CMK’nın 141/1-d maddesi uyarınca tutuklu süren yargılamanın makul sürede bitirilmemesi ve celse aralarının uzun tutulmasında davacının kusuru bulunmadığı anlaşılmakla şahsi, sosyal ve ekonomik durumu, tutuklu kaldığı süre içinde çektiği acı, üzüntü değerlendirilerek sebepsiz zenginleşmeye neden olmamak üzere takdiren 3.000 TL manevi tazminatın dava tarihi olan 20/06/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı hazineden alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, hükmedilmesi üzerine Dairemizce yapılan incelemede; davacı hakkında tutuklu olarak sürdürülen yargılamanın makul sürede bitirilmediğinden bahisle davacının tazminat talebinin kısmen kabulüne verilmiş ise de, temyiz incelemesi sırasında tazminat talebinin dayanağı olan ceza dosyasının UYAP sistemi üzerinden yapılan tetkikinde, davacının aynı konuya ilişkin olarak yaptığı başvuru üzerine ... Bakanlığı İnsan Hakları Tazminat Komisyonu Başkanlığı tarafından 3.300 TL"nin tazminat olarak davacıya ödenmesine karar verildiği ve kararın kesinleştiği anlaşıldığından, davanın reddine karar verilmesi gerekirken kısmen kabulüne karar verildiği gerekçesi ile hükmün bozulması üzerine yerel mahkemece duruşma açılıp; davacının aynı konuya ilişkin olarak yaptığı başvuru üzerine ... Bakanlığı İnsan Hakları Tazminat Komisyonu Başkanlığı tarafından 3.300,00 TL tazminatın davacıya ödenmesine karar verildiğinin ve verilen kararın kesinleştiğinin anlaşılması sebebiyle, davacının CMK’nın 141 vd. maddeleri uyarınca tazmin edilmesi gereken bir zararı bulunmadığından bahis ile davanın reddedilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Bozmaya uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; mahkemece davacı lehine tazminat isteme şartlarının oluşmadığı gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmesinde usule ve Kanuna aykırı yön bulunmadığından, davacı vekilinin kararın usul ve Yasaya aykırı olduğuna ilişkin tüm temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA, 13.12.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.