Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2018/3977 Esas 2019/6271 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/3977
Karar No: 2019/6271
Karar Tarihi: 07.10.2019

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2018/3977 Esas 2019/6271 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2018/3977 E.  ,  2019/6271 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

    TÜRK MİLLETİ ADINA

    Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 31/01/2008 tarih ve 2007/85-2008/77 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davacı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava, 6100 sayılı Kanun"un geçici 3/2. maddesi delaletiyle uygulanması gereken HUMK 3156 sayılı Kanun ile değişik 438/1 maddesi hükmü gereğince miktar veya değer söz konusu olmaksızın duruşmalı olarak incelenmesi gereken dava ve işlerin dışında bulunduğundan duruşma isteğinin reddiyle incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra
    dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, müvekkiline ait ‘’Çamlı Biotav’’, ‘’Çamlı Biofarm’’ markalarının tescilli olduğunu, Biofarma İlaç Sanayi ve Tic. A.Ş. adına tescilli ‘’Biofarma bi şekil’’ ibareli markanın kötü niyetli tescil olduğu gerekçesiyle hükümsüzlüğne karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı vekili, davada husumet ehliyeti bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre; davalı TPMK’nın kötüniyete dayalı hükümsüzlük talebiyle açılan davalarda husumet ehliyeti olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
    1- Dava, tescilli markanın hükümsüzlüğü istemine ilişkindir. Mahkemece, 31/01/2008 tarihinde, taraf vekillerinin yüzlerine karşı tefhim edilen kararla, davanın husumetten reddine karar verilmiştir.
    Kural olarak; hükümlerin icrası kararın kesinleşmesine bağlı olmayıp, yüze karşı verilen bu hükmün kurulmasının üzerinden 10 yıl geçtikten sonra, karar davacı vekiline 12/07/2018 tarihinde tebliğ edilmiştir. Karar tarihi ile tebliğ tarihi arasında zamanaşımını kesen yahut durduran harhangi bir nedene tesadüf edilmemiş olup 818 sayılı Türk BorçlarKanunu"nun 135/2. maddesi uyarınca, hükmün verildiği tarihten itibaren on yıl geçmekle ilamın zamanaşımına uğradığı anlaşıldığından kararın bozulması gerekmiştir.
    2- Bozma sebep ve şekline ve 23.2.1944 tarih ve 1941/10 E., 1944/5 K. sayılı Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kararına göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin sair teymiz itirazlarının incelenmesine gerek olmadığına, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 07/10/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.








    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.