22. Hukuk Dairesi 2014/10375 E. , 2014/13952 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Ankara 9. İş Mahkemesi
TARİHİ : 06/02/2014
NUMARASI : 2012/714-2014/46
Hüküm süresi içinde duruşmalı olarak davacı-karşı davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş ise de; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun geçici 3. maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 438. maddesi gereğince duruşma isteğinin miktardan reddine ve incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, müvekkilinin 28.09.2007-05.07.2010 tarihleri arasında davalı işyerinde teknik müdür olarak çalıştığını, yıllık ücretli izinlerinin kullandırılmadığını, fazla mesailerinin karşılığının ödenmediğini, asgari geçim indirimi hariç aylık net ücretinin 28.09.2007 tarihinden itibaren 5.500,00 TL, 01.02.2008 tarihinden itibaren 6.000,00 TL ve 01.04.2010 tarihinden itibaren 8.000,00 TL olduğunu, iş sözleşmesinin 05.07.2010 tarihinde işverence feshedildiğini, kıdem ihbar tazminatlarıyla diğer alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla; kıdem ve ihbar tazminatları, beş günlük Temmuz ayı ücreti, fazla çalışma ücreti ve yıllık izin ücreti alacaklarının ödetilmesini talep etmiştir.
Davalı karşı davacı vekili, davacının 04.08.2010-17.08.2010 tarihleri arasında mazeretsiz olarak işe gelmediğini, hakkında bu tarihler arasında devamsızlık tutanakları düzenlenerek, 17.08.2010 tarihli ihtarnameyle mazeretini bildirmesi, aksi hale iş sözleşmesinin feshedileceğinin ihtar edildiğini, davacının iddia ettiği gibi davalı işveren tarafından 05.07.2010 tarihinde iş sözleşmesinin feshedilmesinin söz konusu olmadığını, asıl davacının işe gelmemek suretiyle eylemli olarak iş sözleşmesini feshettiğini, bu arada bildirim sürelerine uymadığını, davacının son aylık net ücretinin 1.750,00 TL olup, ödenmeyen ücret alacağının bulunmadığını, ayrıca davacının banka hesabına şirket işleri için kullanılmak üzere 10.000,00 TL yatırıldığını ancak davacının bu parayı şirket adına kullandığını belgeleyemediğini, bu paranın halen davacının zimmetinde bulunduğunu savunarak davacının davasının reddini; ihbar tazminatı ve davacının hesabına yatırılan 10.000,00 TL alacağın davacı- karşı davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Mahkemece toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının davası kısmen kabul edilmiş, karşı davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün temyizi üzerine, Yargıtay 22. Hukuk Dairesince, sair hususların reddi ile davalı işveren tarafından davacıya 10000,00 TL tutarında avans ödendiği banka kayıtlarından anlaşıldığına göre bu avansın kapatıldığının ispat yükünün davacı işçiye ait olduğu, davacıdan bu hususta delilleri istenip dosya içeriğiyle birlikte değerlendirmeye tabi tutularak sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile karar bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyularak yargılamaya devam olunmuş, davacı tarafça avansın kapatıldığına dair delil olarak 28.05.2010 tarihli belge sunulmuş, mahkemece davalı şirket kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış ve bilirkişi raporu doğrultusunda, davalı-karşı davacı şirket kayıtlarında, davacı uhdesinde 10.000,00 TL iş avansının bulunduğunun kayıtlı olduğu, davacı-karşı davalı tarafından bu avansın geri verildiğine veya şirket işleri için harcandığına dair masraf belgesi/dökümün de ibraz edilmediği, 10.000,00 TL iş avansının davacı-karşı davalının uhdesinde bulunduğu gerekçesiyle davalı-karşı davacının avans alacağı 10.000,00 TL"nin davacı-karşı davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı davacı-karşı davalı temyiz etmiştir.
Davacı tarafça Yargıtay bozma ilamından sonra "S.. B.."a şantiyelerimizin iş seyahatlerinde kullanılmak üzere kendisine verilen iş avansları hesapları teslim alınmış olup avans hesabı borç ve alacağı kapanmıştır" içeriğinde olan 28.05.2010 tarihli tutanağın dava dosyasına sunulmuş olup tutanakta atılı imzanın finansman müdürü E.... Ö...."e ait olduğu el yazısı ile not düşülmüştür.
Davacı tarafından ibraz edilen 28.05.2010 tarihli belgede imzası olduğu iddia olunan E... Ö... isimli kişinin davalı şirketteki görevi belirlenip böyle bir yetkisi olup olmadığı şirket kayıtlarından araştırılarak, gerekirse bu kişi tanık olarak dinlenip belge hakkında beyanı alınarak, davacıdan bir para tahsil etmiş ise bu parayı şirket kayıtlarına ne suretle aktardığı sorularak soncuna göre bir değerlendirme yapılması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 21.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.