
Esas No: 2016/18343
Karar No: 2017/4203
Karar Tarihi: 25.05.2017
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/18343 Esas 2017/4203 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tic.Mah.Sıf.)
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonucunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili Av. ... ile davalı vekili Av. ... gelmiş olduğundan duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında imzalanan sözleşme ile müvekkilinin davalıdan taşınmaz satın aldığını, taşınmazdaki asansörün eksik ve arızalı imalat nedeniyle sık sık arıza yaptığını, bu sebeple müvekkilinin ticari faaliyetinde aksama yaşadığını iddia ederek şimdilik 25.000,00 TL zararının 27.08.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline, yine noter masrafı ile değişik iş dosyasından yapılan masrafın da davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının iddialarının doğru olmadığını, süresi içinde ayıp ihbarında bulunulmadığını, ayrıca aynı konu ile ilgili ... Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2012/183 esas sayılı dosyasından açılan davadan davacının feragat ettiğini, verilen kararın kesin olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davacının mahkemenin 27.10.2015 tarihli duruşmasında asansörü teslim aldığı yani iskan ruhsatının verildiği tarihten itibaren asansörle ilgili arızaların mevcut olduğunu beyan ettiği, teslim tarihinden itibaren mevcut olan bu arızaların açık ayıp olarak nitelendirilmesi gerektiği ve ancak davacının yasal süresi içinde ayıp ihbarında bulunmadığı veya en azından arızalara ilişkin herhangi bir servis kaydı vs.’nin bulunmadığı, bu sebeple davacının ayıba karşı tekeffül hükümlerinden faydalanamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalı yararına takdiren 1.480,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 25/05/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.