1. Hukuk Dairesi 2016/3925 E. , 2019/588 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davacılar vekili ve katılma yolu ile davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...’un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava; vekâlet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı miras payı oranında alacak isteğine ilişkindir.
Davacılar, ortak mirasbırakanları ...’e ait 2, 1054, 2172 ve 2174 parsel sayılı taşınmazların davalı oğlu ... tarafından vekalet görevi kötüye kullanılarak dava dışı 3.kişilere satış suretiyle temlik edildiğini ileri sürerek, miras paylarına isabet eden bedel karşılığı olarak 10.000 TL ‘nin tahsilini istemişler, yargılama sırasında taleplerini 323.768,90 TL. olarak ıslah etmişlerdir.
Davalı, satış işlemlerini mirasbırakanın talimatı ile yaptığını ve satış bedellerinin alıcılar tarafından bizzat mirasbırakana ödendiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddiaların ispatlandığı gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 1923 doğumlu mirasbırakan ...’nın 31.07.01.2013 tarihinde ölümüyle geride kendisinden önce ölen oğlu...’in çocukları olan davacılar ...,... .. ile dava dışı oğlu ... ve davalı oğlu ...’un kaldıkları, mirasbırakan ...’nın 24.03.2010 tarihinde davalı ...’u vekil tayin ettiği, mirasbırakan ...’ya ait 1054, 2172, 2174, 2 parsel sayılı taşınmazların vekili olan davalı ... tarafından 29.12.2011 tarihinde dava dışı ...’e satış suretiyle, onun tarafından da üçüncü şahıslara devredildiği anlaşılmaktadır.
Hemen belirmek gerekir ki, çekişme konusu taşınmazların temlikinin, vekil olan ... tarafından vekalet görevinin kötüye kullanılması suretiyle gerçekleştirildiği saptanmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik yoktur.
Davalının katılma yolu ile ileri sürdüğü temyiz itirazları yerinde olmadığından, reddine.
Davacıların temyiz itirazlarına gelince;
Bilindiği üzere, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 599. maddesi hükmü uyarınca; miras, murisin ölümüyle ve terekenin açılmasıyla mirasçılarına geçer ve mirasçılar terekedeki mallar (menkul-gayrimenkul) üzerinde bu tarih itibarı ile hak sahibi olurlar.
Hal böyle olunca; satış tarihi itibari ile mirasbırakanın hayatta olduğu, davacıların dava konusu taşınmazlar üzerinde henüz hak sahibi olmadıkları, usulüne uygun ıslahla müddeabihin artırıldığı da gözetilmek suretiyle taşınmazların dava tarihindeki keşfen belirlenen ve davacıların payına karşılık gelen miktar üzerinden kabul kararı verilmesi ve bu miktara dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile temlik tarihindeki değer esas alınması ve temlik tarihinden itibaren faiz işletilmesi suretiyle hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
Davacıların bu yöne değinen temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan harcın temyiz edene geri verilmesine, 04.02.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.