Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2015/4616 Esas 2017/6922 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/4616
Karar No: 2017/6922
Karar Tarihi: 11.05.2017

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2015/4616 Esas 2017/6922 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2015/4616 E.  ,  2017/6922 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : İstihkak


    Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.


    ... A R A R

    Davacı 3. kişi vekili, haciz yapılan adreste davacı şirketin 14.10.2011 tarihinden itibaren faaliyet gösterdiğini, adresin boş olarak kiralandığını, hacze konu mahcuzların davacı şirkete ait olduğunu açıklayarak istihkak davasının kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı alacaklı vekili, haciz mahallinde borçlu şirkete ait evrak bulunduğunu, 3.kişi şirket ile borçlu şirket arasında fiili ve organik bağın olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
    Davalı borçlu, usulüne uygun dava dilekçesi tebliğine karşın duruşmalara katılmamış, cevap da vermemiştir.
    Mahkemece, 3.kişi şirket ile borçlu şirket ortaklarının ve ortaklık yapılarının aynı olmadığı, borçlu şirket ile 3. kişi şirket arasında veyahut aynı adresi bir müddet kullanan takip borçlusu şirket ortağının şahıs şirketinin, birlikte hareket ettiği, borçlu şirketin ticari faaliyetini bu şirketler üzerinden devam ettirdiği ispat edilemediğinden davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Kararı davalı alacaklı vekili ve davacı vekili temyiz etmiştir.
    Dava, üçüncü kişinin İİK"nun 96. vd. maddelerine dayalı istihkak iddiasına ilişkindir.
    Dava konusu haciz mahallinde borçluya ait birçok evrak bulunmuştur. Öte yandan, haciz adresi, borçlu şirketin ortağı ve yetkilisi olan ... ait şahıs şirketinin ticaret sicil adresi olmakla birlikte, davacı 3. kişinin ticaret sicilde kayıtlı adresi de değildir. Bunun yanında, davacı 3.kişi şirket ile borçlu şirketin faaliyet alanları aynıdır. Buna göre, ÎİK"nun 97/a maddesinde öngörülen mülkiyet karinesi borçlu dolayısıyla alacaklı yararınadır. Bu yasal karinenin aksinin davacı 3. kişi tarafından inandırıcı ve güçlü delillerle ispat edilmesi gerekir. Ne var ki, davacı 3. kişi, alacaklı lehine olan karinenin aksini ispat edebilecek herhangi bir delil dosyaya sunmamıştır.
    O halde, Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözönüne alınarak, davanın reddi yerine oluşa ve dosya içeriğine uygun düşmeyen gerekçe ile kabulüne yönelik hüküm kurulması doğru olmamıştır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün İİK"nun 366 ve HUMK"nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacı 3.kişi vekilinin itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, taraflarca İİK"nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine, 11.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.






    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.